Libya'dan İtalya'ya gitmeye çalışan 700 göçmeni taşıyan teknenin ‘Sicilya Kanalı' bölgesindeki Lampedusa Adası açıklarında batmasıyla yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Facianın ardından Avrupa Birliği'nden Akdeniz'deki tekne facialarıyla ilgili eyleme geçilmesi çağrısı geldi. Yapılan açıklamada, "Yeni can kayıplarını önleyecek acil eylemlerin yanında, tüm yönleriyle göçü daha iyi yönetecek kapsamlı yaklaşıma ihtiyaç duyuyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Mülteci krizini görüşmek üzere bugün Lüksemburg'da bir araya gelecek Avrupa Birliği dışişleri bakanlarının gündemine göç konusu da dahil edildi. Toplantıda, insan kaçakçılığının ana rotalarından biri olan Libya'yla ilgili bazı öneriler sunulacağı belirtildi.
Peki, bu tür kazaların yaşanmasının altında yatan asıl sebepler nedir? Yeni can kayıplarının önüne geçilmesi için Avrupa'nın nasıl bir eylem planına ihtiyacı var? Yeni bir göçmen stratejisi mi belirlemeli? AB dışişleri bakanlarının toplantısından önemli kararlar çıkar mı?
Uluslararası AF Örgütü Türkiye Şubesi Mülteci Hakları Koordinatörü Volkan Görendağ, konuyu Sputnik'e değerlendirdi.
‘UMUDUNU KAYBEDEN İNSANLAR, ÖLÜM PAHASINA YOLA ÇIKIYOR'
Öncelikle insanların bu tehlikeli yolculuğa çıkış nedenlerinin incelenmesi gerektiğini söyleyen Görendağ şöyle konuştu:
"Ortadoğu'da bu istikrarsızlık ve çatışma ortamı ne yazık ki bir çok insanın ülkesini terk etmesine neden oluyor. Bu sorun çok daha büyüyerek devam ediyor. Beşinci yılına giren bu iç çatışma ortamlarının çözüme kavuşturulma umudunun ortadan kalkması insanları ölüm pahasına da olsa, daha güvenli bir bölgeye doğru yola çıkmaya zorluyor. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere devletler, bu konu hakkında üzerlerine düşen görevi yerine getirmiyorlar. Özellikle insani yardım müdahale ekiplerinin imkânlarının gittikçe kısıtlanması, bütçelerinin kısılması, çok daha trajik sonuçlara neden oluyor. 2015'in başından bugüne kadar yüzlerce insan Avrupa'ya ulaşmaya çalışırken Akdeniz'de hayatını kaybetti. Biz, Uluslararası Af Örgütü olarak özellikle AB'ye çağrı yaptık ve kampanya başlattık."
‘AVRUPA DEVLETLERİ SORUMLULUK ALMALI'
Akdeniz'i zorlu koşullarda gemilerle geçmeye çalışan yüzlerce mültecinin denizin ortasında verdiği yaşam mücadelesine dikkat çeken Görendağ, AB'nin sınır politikalarını eleştirdi:
"Bu gemilerin arama kurtarma çalışmalarına gerekli desteklerin sağlanması için Avrupa devletlerinin sorumluluk üstlenmelerini talep ediyoruz. Çatışma alanlarından ve zulümden kaçan göçmenlerin uluslararası korumaya erişimlerinin sağlanması için güvenli yollar yaratılmalı. Avrupa Birliği sınırlarını katı kurallarla kapatıyor. Korunmaya ihtiyacı olan insanların, Avrupa topraklarına erişimlerini engelliyorlar. Böylece insanlar da daha riskli yollara başvurmak zorunda kalıyorlar. Bu kazalar önlenemeyecek kazalar değil. Fakat teknik yetersizlikler ve bütçe yetersizlikleri bahane olarak sunuluyor. AB'nin sınır güvenliğine harcadığı enerjiyi, insani yardım için kullanmasını istiyoruz. Uluslararası hukuka göre Avrupa ülkelerinin korumaya ihtiyacı olan kişilere kapılarını açması gerekiyor. Aslında çağrımız sırf AB'ye değil. Bu sorun, Körfez Ülkeleri, Çin, ABD gibi ülkeler için de biraz daha ilgiyi hak eden bir sorun olmalı."