Kaynağın verdiği bilgilere göre, ortak belgede krizin çözümü için 30 Haziran 2012 tarihli Cenevre Mutabakatı'na dayanan siyasi yöntemler geliştirilmesi ve süreç içinde oybirliği esasına göre hareket edilmesi gerektiği ifade edildi. Uluslararası topluma, BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) kabul edilen Suriye kararlarının uygulanması, sığınmacıların ülkelerine geri dönmesi, akan kanın durması ve ekonomik ambargonun kaldırılması için nüfuzunu kullanma çağrısı yapıldı. Suriyeli taraflar orduya terörle mücadelede destek olma konusunda da uzlaştı.
KADRİ CEMİL: CENEVRE-3'E BİRAZ DAHA YAKLAŞTIK
Sputnik Haber Ajansı'na konuşan Cemil, iktidar ve muhalefet temsilcilerinin anlaşmaya varmasının çok önemli olduğunu söyledi. Cemil, anlaşmanın Suriye krizi süreci için tarihi bir adım olduğunu vurguladı.
Moskova'da alınan sonuçların Cenevre-3 Konferansı'nın düzenlenme ihtimalini daha da arttırdığını belirten Cemil, hedeflerinin bu konferansın toplanması için zemin oluşturmak olduğunu kaydetti. Cemil, ikinci tur görüşmelerinde önlerinde duran görevlerin yüzde 50'sinden fazlasını tamamladıklarının da altını çizdi.
'MOSKOVA-3'Ü KONUŞMAK İÇİN ERKEN'
Diğer taraftan "Suriyeli taraflar, Moskova'da üçüncü kez toplanmayı planlıyor mu?" sorusuna yanıt veren Cemil, Moskova-3'ü konuşmak için henüz erken olduğunu belirtti. Cemil, Moskova'ya ancak Cenevre-3 Konferansı yapıldıktan sonra gidebileceklerini söyledi.
NAUMKİN: MOSKOVA GÖRÜŞMELERİ, İYİMSERLİK YARATTI
Rus yetkili, iktidar ve muhalefet heyetlerinin güven tesis edilmesine yönelik önlemler konusunda ise anlaşma sağlayamadığını belirtti. Suriyeli tarafları aynı masa etrafında toplayacak her türlü inisiyatifi desteklediklerini de söyleyen Naumkin, görüşmelerin Kazakistan'da yapılması halinde bundan memnun olacaklarını ifade etti.
Muhalefetin laik kesiminin temsilcilerinden Randa Kassis, daha önce yaptığı açıklamada, Kazakistan lideri Nursultan Nazarbayev'e bir mektup yazarak toplantıya katılan ve katılmayan diğer muhalefet liderleri ile birer görüşme yapmasını rica edeceğini söylemişti. Astana yönetiminin Moskova'da başlayan girişimi destekleyecek mekanizmalar geliştirmesi gerektiğini söyleyen Kasis, "Kazakistan tarafsız bir ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ile iyi ilişkiler içinde. Nazarbaev hükümeti bizim bu girişimize olumlu sinyaller veriyor" ifadelerini kullanmıştı.
ŞAM YÖNETİMİ, MUHALEFETLE MASAYA OTURMAYA HAZIR
Şam yönetiminin Moskova'daki görüşmelerin öncesinde bazı tutukluları serbest bırakmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendiren Naumkin, "Bu adım, Şam rejiminin muhalefetle diyaloga hazır olduğunu gösteriyor" dedi.
AYTA: ORTAK BELGE UMUT VERMİYOR
Ulusal Çağrı Platformu Başkanı Semir el-Ayta da Suriye'nin BM Temsilcisi Beşşar el-Caferi'nin sabah toplantısında oyalama taktiği uygulaması nedeniyle moderatörün oturum süresini uzatmak zorunda kaldığını, diğer oturumlarda da aynı taktiği uyguladığını savundu.
Ayta, "Caferi, tartışmaya yanaşmadı ve ciddiyetlerini ortaya koyacak uygulamaları kabul etmedi. Terörle mücadelenin konuşulmasını istedi. Muhalefetin taleplerini görüşürken ciddi değildi. Hatta bazen kabaydı. Bir defasında konuşma edebinden çıktı" ifadesini kullandı.
Ortak belgenin umut vermediğini vurgulayan Ayta, Şam yönetiminin sergilediği bu tutumun sürece darbe vuracağını kaydetti.
ABDÜLAZİM: GÖRÜŞMELER BAŞARISIZ
Suriye'de faaliyet gösteren Koordinasyon Kurulu Genel Sekreteri Hasan Abdulazim ise, yaptığı basın açıklamasında, Şam heyetinin gerekli güven ortamını kurmayı kabul etmemesi ve bunu tartışmaya yanaşmaması nedeniyle görüşmelerin başarısız olduğunu söyledi.