Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kritik İran ziyareti yarın gerçekleşecek. Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ikinci toplantısına katılmak üzere bu ülkeye gidecek olan Erdoğan, hem İran'ın dini lideri Ayetullah Seyyid Ali Hamaney hem de Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşecek. Ziyaret sırasında iki ülke arasında ekonomi, enerji, sağlık ve gümrük alanlarında ikili anlaşmalar da imzalanacak hem de bölgesel gelişmeler ele alınacak.
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı, Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve Akademik Orta Doğu dergisinin eş-editörü Doç. Dr. Mehmet Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran gezisini Sputnik Haber Ajansı'na değerlendirdi.
'GERGİNLİK İLK DEFA YAŞANMIYOR'
'EKONOMİK İLİŞKİLERDE SORUN OLMAZ AMA…'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İran ziyaretinde iki başlık altında iki konunun gündeme geleceğini ifade eden Mehmet Şahin, "Bir ikili ilişkiler, bir de bölgesel gelişmeler. İkili ilişkilerde yani ekonomik ilişkilerde sorun olacağını zannetmiyorum. Fakat bölgesel gelişmeler Türkiye ile İran arasındaki gerginliği biraz daha artıracak veya var olan gerginliği sürdürecek gibi görünüyor açıkçası" diye konuştu.
'İRAN'DAN YÜKSELEN TEPKİLER ZİYARETİ OLUMSUZ ETKİLEMEZ'
'TÜRKİYE'YE YÖNELİK TEPKİLER İÇ KAMUOYUNA YÖNELİK'
İran ile P5+1 ülkeler arasında varılan mutabakatın, İran'daki mevcut yönetimin içinde ciddi bir etki yaratacağını kaydeden Şahin, "İran'da uzlaşının etkisiyle bir değişim sürecinin başlatacağını düşünüyorum. Hep bölgesel etkisine baktık ama bu daha önemli. Burada rejim kendi muhafazakar kamuoyuna mümkün olduğu kadar taviz vermediğini göstermeye çalışacaktır. O açıdan zaman zaman Türkiye'den gelen eleştirilere bu şekilde cevap vererek kendi muhafazakar kamuoyunu yatıştırmaya ve tatmin etmeye yönelik davranış olarak da okuyabiliriz diye düşünüyorum" diye konuştu.
'İKİ ÜLKE DE POZİSYONLARINI KORUR'
"Uzun süredir takip ediyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bir şeyi övmek istiyorsa da yermek istiyorsa da açıkça söylüyor. İran'ın Suriye, Irak ve son olarak da Yemen politikasına eleştirilerini bu ziyarette de dile getireceğini düşünüyorum. Zaten iki ülkenin de açık oynamasında fayda vardır. Cumhurbaşkanı İran'a gittim diye orada bu söyleminden vazgeçecek değildir. Ama İran da bölgede kendileriyle ilintili gruplara vermiş olduğu desteği sonlandıracak değildir. Yani pozisyonlarını her iki tarafta koruyacaktır."
'NÜKLEER ANLAŞMA TÜRKİYE'YE EKONOMİK KAZANÇ SAĞLAR'
"Türkiye'nin dış politika mantığının şu: Mümkün olduğu kadar bölgesinde bir siyasal istikrar oluşsun çabasıyla hareket etmek. Başarılı oluyor mu bu tartışılır. Ama hatırlayalım, 2010 yılında Türkiye kendi eliyle İran'ı, Batı ve ABD ile barıştırmak istedi. İran'ın bu mutabakat çerçevesinde Batı ile anlaşma süreci Türkiye'ye ekonomik olarak kazanç sağlar.
2010 yılında BM, AHB ve ABD petrol satışına ve bankacılık sistemine yönelik tek taraflı ambargo uyguladı. Bu ambargo g İran'ı sarstı. Aslında İran'ı masaya getiren buydu. Şimdi bu ekonomik rahatlama beraberinde şunu getirecektir; dünya pazarlarına daha rahat enerji sevkiyatı başlarsa, bankacılık sistemi dünya sistemine entegre olursa, cebine para giren insanlar elbette ki Türkiye'ye gelecek. Veya Türkiye, İran'a ticaret yaptığı zaman Batı tarafından eksen kayması oluyordu, şimdi bu olmayacak.
'İRAN'IN BÖLGEYLE DE BARIŞMASI ÖNEMLİ'
Fakat İran'ın bölgesel politikası hakkında aynı şeyi söyleyemeyeceğim. İran eğer Batı ile barışmasını, bölgeye de yapıcı bir şekilde uygularsa, bu Türkiye'nin de bölgesel barışın da lehine olacaktır. Yok İran'daki karar alıcılar bunu yapmayıp da ‘nasıl olsa ABD ile Batı ile barışma sürecimiz başladı, para kazanmaya başladık, bu kazandığımız parayla Ortadoğu'da rekabet yarışlarını daha iyi yürütürüz' diye hareket ederlerse hem Türkiye ile hem de bölgedeki Araplarla yaşadıkları gerginlik daha da artarak devam eder."
'GERGİNLİK DÖNEMLERİNDE ZİYARETLER ÖNEMLİDİR'
Doç. Dr. Mehmet Şahin, yarın ki ziyaret sırasında iki ülkenin pozisyonlarını birinci ağızdan dillendirme fırsatı olarak gördüğünü ifade ederken, "Aslında gerginliklerin yaşandığı dönemde ziyaretler daha önemli hale gelir" dedi. Türkiye'yi, Yemen'den çok Suriye ve Irak'ın ilgilendirdiğini vurgulayan Şahin, şöyle konuştu:
"Suriye ve Irak'ta Türkiye'nin de İran'ın da dışarıda olduğu hiçbir çözüm sonuç vermeyecektir. Bunu iki ülke de yöneticiler de biliyor. Batı ile bir entegrasyon süreci başlattınız diyelim; petrolü nereden satacaksınız, nasıl bunu yapacaksınız? İran'daki ekonomik kalkınma sürecinde Türkiye ile ekonomik ilişkiler, dolayısıyla siyasi ilişkiler önemli hale geliyor. Türkiye'nin de ister istemez bölgesel sorunların çözümünde İran ile zaman zaman bir araya gelmesi gerekiyor."