Gavuriye Abdülehad, şöyle konuştu:
"Süryaniler, Keldaniler ve diğerleri, yani yaklaşık 6 bin yıldır Mezopotamya’da yaşayan halklarımız, bugün tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. IŞİD haydutları, bu barbarlar, tüm insanlığın düşmanıdır. Yezidileri kesiyor, kadınlarını ve çocuklarını köle yapıyorlar, onları hayvan gibi köleler pazarında satıyorlar. Şimdi IŞİD'in planlarına göre aynı kader, bizim halklarımızı, yani bölgenin tüm Hristiyanlarını da bekliyor.
Kobani mağlubiyetinin ardından, haydutlar kayıplarını telafi etmek için yerleşimlerimizi ele geçirmek istiyor. Yenilginin intikamını almak için masum insanların kanını akıtıyorlar. Onlar, çağdaş uygarlıktan uzak, insanlık dışı yaratıklardır.
"DİRENENLERİ ÇARMIHA GEREREK İNFAZ EDİYORLAR"
Elimizdeki bilgiye göre, şu ana kadar 24 Hıristiyan yerleşim yeri tamamen yok edildi, yarısından fazlası teröristler tarafından yerle bir edildi. Cihatçılar, tüm kiliseleri ve diğer dinlerin mabetlerini yıkıyor. 13 köyün halkı esir alındı. Bu insanlarımızın kaderleri hakkında hiçbir bilgimiz yok. Ayrıca, direniş gösteren yerlilerin, İslamcılar tarafından çarmıha gerilme ve yakma gibi vahşi infazlara kurban gittiği bilgisini aldık.
Halen IŞİD’in elinde 350-400 Hristiyan bulunuyor. Esir düşen yaklaşık 280 kişinin isimlerini bilmiyoruz. Bu köylerin sakinleri olan 18 Süryani ile 16 Kürdün öldürüldüğünü biliyoruz. Yaklaşık 3 bin kişi Haseki, Kamışlı ve Sare Kaniye’ye (Resülayn) kaçtı.
"ROJAVA'YA SIĞINIYORLAR"
Süryanilerin çoğu küçük, kopuk silahlı grupları şimdi saflarımıza katılıyor, yani bir Süryani olarak başkan yardımcılığı yaptığım Rojava Askeri Konseyi’nin komutanlığında birleşiyorlar.
Maalesef, tüm bu trajedi, dünya toplumunun gözleri önünde gerçekleşiyor. Uluslararası koalisyon, İslamcıların azgınlık yaptığı 3-4 gün içinde, onları durdurmaya çalışmadı bile. Kendimizi ve yakınlarımızı koruma iradesine sahibiz, ancak silahımız yok.