Uluslararası Af, 2014'ün insan hakları ihlalleri açısından ‘felaket gibi bir yıl' olduğunu ve silahlı çatışmaların ortasında kalan sivillerin de en ağır yükü çektiğini uyarısı yaptı.
'DAHA HIZLI KARAR VERİN, HAYAT KURTARIN'
Her yıl yayımlanan ve 160 ülkedeki insan haklarının ele aldınığı "Dünya'daki İnsan Haklarının Durumu" raporunda, dünya liderlerinden sivilleri şiddetten korumak için daha hızlı kararlar almaları istendi.
Suriye, Irak, Gazze ve Ukrayna gibi ülkelerde yaşanan krizlerle baş etmede BMGK'nın başarısız olarak nitelendiği raporda, 5 daimi üyeye, "Veto hakkınızı soykırım ve büyük mezalimlerde kullanmayın. Bu uluslararası toplum için büyük değişikliklere neden olabilir ve sivillerin yaşamlarını korumaya yardımcı olabilir" çağrısı yapıldı.
Genel Sekreter Salil Shetty, "2014, milyonlarca insan için şiddet dolu, korkunç bir yıl oldu. Devletlerin ve silahlı kuvvetlerin ihlalleri ile krizlere karşı verilen uluslararası tepki utanç verici ve etkisizdi. BM, 2. Dünya Savaşında gördüğümüz korkunçluklara bir daha şahit olmayalım diye 70 yıl önce kuruldu. Bugün ise hâlâ büyük ölçekli şiddet olayları ve bundan kaynaklanan mülteci krizleri yaşanmaktadır" ifadelerini kullandı.
'TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ETKİLERİ ÜLKE SINIRLARINI AŞTI'
‘Boko Haram, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), El Şebab gibi grupların etkisinin ülkelerin ulusal sınırlarını aştığına' dikkat çeken Araştırma Müdürü Anna Neista da "Hükümetler, sivilleri korumanın yetkilerini aşıyormuş gibi davranmaya son vermelidir. Liderler, dünyadaki krizlere verdikleri tepkileri değiştirmelidir" dedi.
TÜRKİYE'DEKİ TERÖRLE MÜCADELE YASASINA ELEŞTİRİ
Raporda Türkiye ile ilgili ise, "Geniş çerçeveli terörle mücadele yasası, meşru hak olan ifade özgürlüğünü suç haline getirmek için kullanılmaktadır" denildi.
DURUM BU VE GELECEK YIL DA PARLAK GÖRÜNMÜYOR
Diğer taraftan 2015-16 yılları için tahminlerde de bulunuldu. "Dünya liderleri acil önlemler almadıkça, insan haklarının önümüzdeki yıllardaki durumu iç açıcı değil" denilen raporda, daha fazla insanın zalim askeri grupların boyunduruğunda yaşamak zorunda kaldığı, ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı önlemler alındığının görüldüğü ve mülteci krizlerinin büyüdüğü belirtildi.
