Hükümetin Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu'nun nakli sırasında 'yenilginin üstünü örtmeyi çalıştığını' söyleyen Yüksekdağ, "Gerçek zaferler kazanamadıkları için sahte zaferleri kutluyorlar. Türbenin yerinin değiştirirken arkada bıraktıklarını berhava etmek zorunda kaldılar. Suriye politikaları o yıktıkları türbe ve karakolun enkazının altında kaldı. Suriye politikaları daha evvel de Kobani zaferinin altında kalmıştır" dedi.
"YPG GÜÇLERİYLE BİRLİKTE OPERASYON GERÇEKLEŞTİRMEK ZORUNDA KALDILAR"
"MECLİSTE VEKİLLERİMİZE KARŞI BİR LİNÇ SALDIRISI DÜZENLENDİ"
"Halkımızın sokakta dile getirdiği bütün karşı çıkışlara rağmen AK Parti baskı, sıkıyönetim, OHAL paketini gündeme getirdi. Mecliste yasaya karşı çıkan vekillerimize karşı bir linç saldırısı düzenlendi. Türkiye'de sivil bir darbe teşebbüsü gerçekleştirildi. Bu paket onaylanırsa AKP'nin başını çektiği darbeci zihniyet hüküm sürecek, AKP mutlak hegemonyasını kurmaya çalışacak. Fiili meşru mücadelemizi dün olduğu gibi bugün de devam ettireceğiz. Bu zamana kadar bütün Türkiye halkları, ne kazandıysa fiili meşru mücadeleden kazandı."
Yüksekdağ, paketin Kürt sorununa çözüm sürecini de baltalayacağını söyledi: "Böyle bir yaşam tasarımı olabilir mi? Bütün yurttaşların bilincini tutsak etmek için uğraşan saldırı zihniyeti ve pratiği var. Savaş paketidir bu. Bu paketi çıkarmak için uğraşırken aynı zamanda ‘barış' ve ‘çözüm' diyorlar. Savaş diliyle çözüm ve müzakere sürecini güvenceye alamazsınız. Barış kelimesini sağa sola saldırmak için kullanmayın. HDP var olduğu ve mücadele ettiği için hâlâ bir barış umudu var, varsa eğer… Biz bunu AKP hükümetine lütuf olsun diye değil, Türk halklarına söz verdiğimiz için yapıyoruz. AKP hükümeti sorumsuz yaklaşımıyla çözüm dinamiğini yıkmak için elinden ne gelirse yapıyor."
Yüksekdağ, Ülkü Ocakları'nın Ege Üniversitesi sorumlusu Fırat Yılmaz Çakıroğlu'nun öldürülmesi hakkında ise şunları söyledi: "Ege Üniversitesi'nde bir saldırı düzenleniyor. Bir kişinin ölümüne yol açıyor. Karşıt görüşlülerin çatışması sonucu olan bir saldırı deniyor. Kimse konuşmuyor ama biz Ege Üniversitesi öğrencileriyle konuşuyoruz. 15 genç kampüste stand açmış. Yüzde 90'ı dışarıdan getirilmiş 150 kişilik ırkçı-faşist grup 15 kişiye saldırılıyor. Bir kişi ölüyor. Failinin açığa çıkarılması için yaptığımız çağrılar karşılıksız kalıyor. Kaçmak zorunda olan o 15 öğrenci mi bu cinayetin sorumlusudur? Böyle bir akılsızlık ve vicdansızlık olur mu? O 150 kişiyi 15 kişiye kim saldırttıysa, o kişiyi öldüren de odur. 15 kişi arasındaki o saldırıda yaralanan genç bir arkadaşımız yoğun bakımda. Onlar da tehdit altında şimdi."