SSCB’nin Afganistan olaylarındaki rolüne değinen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, “Elbette, çok sayıda hata yapıldı, ancak dönemin Sovyet yönetiminin, orduyu Afganistan’a göndererek durdurmaya çalıştığı gerçek tehditler de vardı” dedi.
Peki, bu savaşın gerçek nedenleri ne? Savaş nasıl başladı? Afganistan’da savaşan Vladimir Sajin, konuyla ilgili şu yorumda bulundu:
“Her şey, Afganistan Kralı Muhammed Zahir Şah’ın kuzeni ve eski Başbakan Muhammed Davud’un darbe gerçekleştirerek monarşiyi devirmesiyle başladı. Ülkede, çeşitli siyasi ve milliyetçi güçler arasında iç savaş başladı. Bu iç savaş, 27 Nisan 1979 tarihinde askeri darbeye yol açtı. İktidara, Nurmuhammed Taraki başkanlığındaki komünizm yanlısı Afganistan Demokratik Halk Partisi (ADHP) geldi. Davud idam edildi.
Tam bu sırada, Moskova trajik bir hata yaptı. Afganistan’ın devrimci yönetiminin propaganda açıklamalarına ve komünist ideallere bağlılığına kanan SSCB, geri kalmış, feodal-ilkel çağ yaşayan, neredeyse tümüyle İslamlaştırılan bir toplumda, kısa sürede sosyalizm inşa edeceğine söz veren yeni ve oldukça radikal Afgan liderlerine kapsamlı yardımda bulundu. Ülkenin neredeyse tüm ekonomik alanlarında, sivil toplum ve gençlik örgütlerinde, ideolojik kurumlarda ve tüm kuvvet birimlerinde Afgan meslektaşlarının faaliyetini yönlendiren ve kontrol eden Sovyet danışmanları sayısının ani şekilde 409’dan 4500’e çıkarıldığı 1979 ortalarında, yüzyıllara dayanan geleneklere, Afgan halkının törelerine, İslami temellere karşı, benzeri görülmemiş ölçüde acele müdahale başladı. Elbette, bu, halkın merkezi hükümete karşı mücadelesini güçlendirdi.
İslamcı muhalefetin silahlı eylemleri, orduda isyanlar ve parti içi mücadele başladı. Birbirine düşman kesilen Afgan parti liderleri, birbirlerinden nefret ediyordu. Sonucunda, Taraki, iktidara gelen Emin’in emriyle öldürüldü. Ülkeyi terör ve baskı sardı. Emin’in zulmü, sınır tanımıyordu. Yeni rejime karşı çıkan herkes öldürülüyordu.
Dönemin ABD Başkanı Carter, temmuz ayında, gizli karar imzalayarak, Afganistan’da hükümet karşıtı güçlerin finansmanına onay verdi. Gidişat, ADHP iktidarının düşeceğini ve yönetime, Sovyetlere düşmanca yaklaşan İslamcı güçlerin geleceğini gösteriyordu.
Sovyet yönetimi böyle bir atmosferde, 12 Aralık 1979 tarihinde, Afganistan’a ordu gönderme kararı aldı. Böylece Afganistan Savaşı başladı. Bu savaşta yaklaşık 650 bin Sovyet vatandaşı yer aldı. 200 binden fazla kişi, askeri ve diğer hizmetlerinden dolayı nişan ve madalyalar aldı. 86 kişi, Sovyetler Birliği Kahramanı unvanına layık görüldü, aralarından 28’i bu unvanı öldükten sonra aldı.
Tüm savaşlarda olduğu gibi, bu savaş da son buldu. 14 Nisan 1988 yılında, Cenevre’de, Afganistan, Pakistan, SSCB ve ABD temsilcileri, Afganistan’da siyasi sorunun çözümlenmesine ilişkin anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalar ile Sovyet birliklerinin çekilme süreci düzenlendi ve Afganistan’ın iç işlerine karışmama konusunda uluslararası garantiler ilan edildi. Sovyet ordusunun çekilmesi için tarihler belirlendi. 15 Şubat 1989 tarihinde, Sovyet ordusunun son askeri, Sovyet ordusunun Afganistan’daki komutanı General Boris Gromov, komşu ülkenin topraklarını terk etmiş oldu.
Rusya’da, halen, 1979 Afganistan müdahalesi konusunda, sıkça birbirine zıt çeşitli görüşler dile getiriliyor. Bazılarına göre bu bir hataydı ve hatta suçtu. Diğerleri, SSCB’nin ulusal çıkarlarını korumak için bir ihtiyaç olduğunu savunuyor.
Ancak bu müdahalenin hem karşıtları hem de taraftarları, Sovyet askerlerinin kendi görevini dürüstçe ve kahramanca yerine getirdiği konusunda hemfikir. Aynı görüşe sahip Devlet Başkanı Putin, Afganistan gazileriyle görüşmede, bu konuyla ilgili hiçbir siyasi değerlendirmede bulunmak istemediğini, ancak Sovyet askerlerinin, emirleri yerine getirme ihtiyacından çıkarak hareket ettiklerini ve bunu onurla yaptığını vurguladı.”