Ankara Ufuk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkan Danışmanı, ESAM Uzmanı ve TBMM 21. Dönem Ankara Milletvekili Prof. Dr. Oya Akgönenç Muğisuddin, konuyla ilgili Sputnik Haber Ajansı'ndan Amur Gadjiev'in sorularını yanıtladı.
Olay dediğiniz kadar ciddi boyutta. Bugün Bulgaristan’ın davranışları akla, mantığa sığmayan tarzda. Bir sel felaketi oluyor. İki ülkeden geçen bir nehir var. Değil yardım etmek, kapakları açarak, barajları boşaltarak Türkiye’deki sel felaketini arttırdılar. Bu yanlış, gayri mantıki bir tutumdur.
NEDEN SINIRA DUVAR ÖRÜLÜYOR?
Öte yandan Yunanistan’ın aklına uyarak, o Türkiye-Bulgaristan sınırına duvar örüyorlar. Peki, duvar örme modası nereden çıktı? İkinci Dünya Savaşı sonrasında bir meşhur Berlin Duvarı vardı. O da işte sonunda büyük merasimlerle yıkıldı. Bir de tarihte Çin Seddi vardı. Yunanistan ve Bulgaristan duvar örerek ne yapmak istiyorlar? Duvar örmek, aslında sembolik olarak ayrımcılık yapmaktır. Yani, “ben seninle dost değilim, aramıza mümkün olduğu kadar sert engeller çekiyorum”, anlamına gelir.
Peki, “bunu neden yapıyorlar?” diye sorduğumuz zaman, “e Doğu’dan gelen kaçak insan akışına mani olmak istiyoruz” yanıtını veriyorlar. Dünya’nın neresinde duvar buna mani olmuş ki, burada olsun? Kaldı ki, bu kaçak insanları Türkiye üretmiyor ki. Bu kaçak insanlar Asya kıtasının çeşitli ülkelerinden kalkıyorlar, çeşitli ülkelerde birçok macerayı göze alarak geliyorlar. Ve maalesef, birçoğu da yollarda telef oluyor.
"TÜRKİYE'NİN BULGARİSTAN İLE SORUNU YOK"
Bulgaristan’ın yapmaya çalıştığı çok net bir şekilde Avrupa’ya bir mesaj vermektir: "Sizdenim, Avrupalıyım, sizin gibi Türklere karşı cephe alıyorum”. Şimdi bu aslında komik bir olay, çünkü Türkiye’nin Bulgaristan’la hiçbir sıkıntısı yoktur. Türkiye Bulgaristan’a her zaman dostane yaklaşmıştır. Düşünün, 1930’larda bile biz Bulgarlarla, Yunanlarla, Sırplarla, Romenlerle bir araya gelip 1. Balkan Paktı’nı, 2. Balkan Paktı’nı kurduk. 1992’de Karadeniz Ekonomik İşbirliği’ni kurduk, hepsine Bulgaristan’ı davet ettik. Ticaret desen aynı şekilde. Avrupa Birliği’ne girdiği 2009’dan itibaren Bulgaristan’ın tavır değişmesi komik. Olgun ve tecrübeli bir devlet böyle davranışlar içine girmez.
Bulgaristan’ın şu anda yaptığı bölge için uzun vadede de Akdeniz için yanlıştır. Dolayısıyla, Bulgaristan kendisine faydası olmayacak bir yola girmiş bulunuyor. Bulgaristan tamamen reaktif hareket ediyor. Yani bir şey oluyor, o anında öfkeyle bir karar alıyor, uyguluyor, ama oturup soğukkanlılıkla düşünmüyor. Bulgaristan kendisine, “Neye kızıyorum ve bunu düzeltmek için kullanacağım taktik veya strateji ne olmalıdır?” soracak noktaya henüz gelmedi.
Peki, Bulgaristan böyle bir tutumu sergilemeye devam ettiği sürece Türkiye-Bulgaristan ilişkileri nasıl ilerleyecek?
Oralarda sıkıntı olacak. Mesela, bizim Anadolu’dan başlayıp Trakya üstünden geçip Avrupa’ya giden ana karayolu büyük ölçüde Bulgaristan üstünden geçiyor. Şimdi onlar burada da sıkıntı yaratıyor. Gelen tırlarımıza, yolcularımıza sıkıntı yaşatıyorlar. Buna karşılık da kendi tırlarından fazla para alınmamasını istiyorlar. Yani çok garip bir pazarlık anlayışları var. Bu demektir ki, eğer Bulgaristan’ın tutumu değişmezse bu sıkıntılar bir süre devam edecektir.
BUNDAN SONRA NELER OLACAK?
Birincisi, Türkiye mümküm olduğu kadar Bulgaristan üstündeki geçişleri azaltarak alternatif yollara bakacak. Romanya’ya, Ukrayna’ya vs. İkincisi, onlar için daha zor bir kış olacak. Çünkü büyük ölçüde ekonomiye katkısı olan petrol ve transport gelirleri kesilirse veya azalırsa, bunun bütün ekonomiye etkisi olacaktır. Türkiye gerekirse bunu deniz yoluyla takviye edebilir.
Bulgarlar, bu havadan zaman çıkarlar, bilmiyorum. Herhalde şimdi Avrupa Birliği’nin üyesi oldukları için kendilerini fevkalade önemsiyorlar. Bence bu da tabi büyük bir yanlışlıktır. Çünkü Avrupa Birliği, bugün hızla büyük bir ekonomik krize doğru gidiyor ve Bulgaristan’ı da beraberinde sürükleniyor.