İslam Devrimi'ni kutlayan İran'dan Batı'ya: Taviz yok

İran İslam Devrimi'nin 36. yıl dönümü ülke genelinde törenlerle kutlandı.  Başkent Tahran'daki Azadi Meydanı'ndaki törene katılan yüz binlerce İranlıya hitap eden Ruhani, "Biz bağımsızlığımızı kolay kazanmadık ve onu kolayca kaybetmeye niyetimiz yok. Bağımsızlık bizim için kendi ayaklarımız üzerinde durmak ve halkın iradesini hakim kılmaktır. Hiçbir gücün İran halkının iradesini etkilemesine izin vermeyiz" dedi.

BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya'nın oluşturduğu 5+1 grubu ve İran arasında yürütülen nükleer müzakerelere değinen Ruhani, "Bugün sadece İran halkına düşmanlık besleyenler, nükleer anlaşmanın sağlanmasına karşı çıkıyorlar. Yani Siyonistler… Ama artık bütün dünya Siyonistlerin gerçek yüzünü gördü" diye konuştu.

"YALAN SÖYLEMEYİ BIRAKIN ARTIK"

Ruhani, ABD ve Batı tarafından uygulanan ekonomik yaptırımların ülkesini müzakereye zorladığı yönündeki açıklamalar hakkında, "İran'ı müzakere masasına yaptırımların getirdiğini iddia edenler yalan söylüyor. İran'ı müzakere masasına getiren yaptırımlar değil mantıktır. Eğer İran'ı müzakere masasına yaptırımların getirdiğine inanıyorsanız o zaman yaptırımlara devam edin. Madem yaptırımlar sonuç veriyordu o zaman sizi müzakere masasına getirten ne? Neden yaptırımların kaldırılması için müzakere ediyorsunuz o zaman? Yalan söylemeyi bırakın artık. Halklarınıza karşı dürüst olun ve İran karşısında anlaşmadan başka yolunuz olmadığını itiraf edin" ifadelerini kullandı.

"İKİ TARAF DA KAZANABİLİR"

Ortadoğu'da İran olmadan barış ve istikrarın sağlanamayacağını ve "terörün" yok edilemeyeceğini iddia eden Ruhani," Terörist gruplarla mücadelede Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen halkına yardım eden güç İran İslam Cumhuriyetidir" şeklinde konuştu.

"Eğer İran'a karşı yaptırım uygulamaya devam ederseniz birliğinizin dağılacağının, aranızda çözülmeler yaşanacağının farkındasınız" diyen Ruhani, şunları kaydetti: " İran halkının menfaatlerini gözeten bir anlaşma istiyoruz. Daha önce de söyledik yine söylüyoruz, milletimizin meşru haklarından taviz vermeyiz, hem santrifüjler dönecek hem de ülke ekonomisi. Müzakerelerde kazan-kazan esasına dayanan her iki tarafın menfaatlerini gözeten bir anlaşma sağlanması için çalışıyoruz. Kazan-kazan yani; İran'ın barışçıl nükleer faaliyetlerini şeffaflaştırması, karşı tarafın da yanlış, insanlık dışı ve kanunsuz olan yaptırımlarına son vermesidir. Bu iki tarafın da kazandığı anlamına gelir."