Ancak bu karar, insan hakları savunucuları kadar İngiltere hükümeti tarafından de "başarı" olarak gösteriliyor.
İstihbarat örgütlerine karşı şikayetleri değerlendirmek üzere 15 yıl önce kurulan ve “Soruşturma Yetkileri Mahkemesi” gibi kurnazca bir isim alan mahkeme, Kraliyet vatandaşları hakkında Amerikan istihbarat örgütü NSA’den bilgi alan İngiliz istihbarat örgütü GCHQ’nun insan haklarını ihlal ettiği için yasalara aykırı hareket ettiğini bildirdi. İstihbarat servisleri ise çalışmalarına aynen devam edeceklerini belirtiyor.
Guardian, çalışmaları gizli yürüten mahkemenin, Liberty ve Privacy International gibi sivil özgürlükleri savunan kuruluşların İngiliz istihbaratına karşı açtığı davaya baktığını hatırlattı. Kuruluşlar, GCHQ’nun ABD’den aldığı Prism ve Upstream programlarının, Kraliyet vatandaşlarına karşı kitlesel takibe yol açtığını ileri sürmüştü.
SNOWDEN GÜNDEME GETİRMİŞTİ
Prism ve Upstream programlarının varlığı, eski CIA çalışanı Edward Snowden tarafından dünya kamuoyuna duyurulmuştu. Privacy International Başkan Yardımcısı Eric King, “GCHQ ve NSA gibi istihbarat servisleri, çok uzun zaman boyunca, hukukun üstündelermiş gibi hareket ediyordu. Milyonlarca insanı kapsayan kitlesel takiple meşguldüler. Dünya, takipler hakkında sinyal verdiği için Snowden’e borçlu. Bugünkü karar, onun haklı olduğunu gösteriyor.” dedi.
Liberty Hukuk İşleri Direktörü James Welch de mahkeme kararının, İngiliz ve Amerikan istihbarat servislerinin yasaları ihlal ettiği anlamına geldiğini kaydetti.
Ancak GCHQ sözcüsü, mahkeme kararının sadece teknik önem taşıdığını savundu. Kurum, geçen Aralık ayında, İngiliz vatandaşlarının hayatlarına gizli müdahaleyi kısıtlayan bazı adımları duyurmuştu. Yani İngiliz ve Amerikan istihbarat servisleri, hiçbir şey olmamış gibi müşterek çalışmalara devam edecek.
CAMERON'UN MAZERETİ CİHATÇILAR
Mahkeme kararı, İngiltere Başbakanı David Cameron’un, muhafazakarların Mayıs seçimlerinde galip gelmesi durumunda, istihbarat servislerinin takip ve kayıt yetkilerini genişletecek yasaları parlamentodan geçirme sözünü verdiği günlerde geldi. Başbakan Cameron, Ortadoğu’da silahlı eğitimden geçen cihatçıların evlerine dönerek terör eylemi hazırlığında olduğunu gerekçe olarak gösterdi.
İngiliz gençlerinin radikalleşmesi nedeniyle endişelerini dile getirenler arasına katılan Prens Charles, gençleri risk ve macera özleminin cezbettiğini ifade etti. Ancak Charles'a göre tüm bunlar, internetin zararlı etkisi olmadan mümkün olmazdı.