Hatırlanacağı üzere, Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekilleri ve yönetim kurulu üyelerine verdiği yemekte, “Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında, istişare ve danışma mekanizmasının yeterince işletilemediğini” söylemişti.
Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’na başkanlık etmesi, Başbakan’ın güç ve yetkilerini değiştirir mi? Bu durum Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki ilişkileri nasıl etkiler?
Sputnik Haber Ajansı'na konuşan Bilkent Üniversitesi'nden uzman Koray Gürbüz, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Başbakan, Kabine’nin başındaki kişidir. Kabine’yi çalıştırırken kendisi karar veriyor, düzeni belirliyor. Kendisi ülkenin sorunlarıyla ilgili, ülkenin karşı karşıya kalabileceği sıkıntılarla ilgili Kabine üyeleriyle birlikte plan,r program yapıyor ve uyguluyor. Ama şu anda Kabine dışında olan birisi, Davutoğlu'nun yerine karar veriyor. Bu kabul edilecek bir şey değildir. Ve bu durum, bence Ahmet Davutoğlu’nu rahatsız etmektedir. Dolayısıyla, Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında şu anda büyük bir çekişmenin, derin bir düşünce ayrılığının olduğunu düşünüyorum.
Konuyu Sputnik'e değerlendiren bir diğer isim de Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) İç Politika ve Demokratikleşme Programı Koordinatörü Dr. Murat Yılmaz. Yılmaz'ın konuyla ilişkin değerlendirmesi ise şöyle:
"Bu, Bakanlar Kurulu’na Cumhurbaşkanı’nın başkanlık etmesi ki, Anayasa’ya göre zaten mümkün olan bir uygulama. Yaşananlar, bir takım siyasi angajmanı yüksek yazarlar ve muhalefet tarafından Adalet ve Kalkınma Partisi içerisinde veya Erdoğan’la Davutoğlu arasında bir anlaşmazlık olarak takdim ediliyor. Bu tabi kendileri açısından dramatik bir şey. Çünkü muhalefetin böyle bir anlaşmazlık dışında ortaya koyabileceği bir siyasi tez yok. Böyle bir anlaşmazlık veya hesapta olmayan bir çatışma dışında, muhalefet kendisi müsbet manada bir program ortaya koyamıyor. Bu yüzden de Adalet ve Kalkınma Partisi’nin içerisindeki veya onların Cumhurbaşkanı ile ilişkileri hakkında kendilerince 'büyük' yorumlarda bulunuyorlar. Bu bakımdan son toplantı, onların arzu ettikleri istikamette bir çatlamanın işareti değil, tam aksine Adalet ve Kalkınma Partisi ile Erdoğan ve Davutoğlu’nun bütünlüğü, beraberliği olarak görüldü. Ve bu istikameti değiştirecek bir problem de ortada görünmüyor."