Zozani, Yunanistan'daki radikal sol ittifak SYRIZA ile HDP'yi birbirine benzetenlere de, " Biz Türkiye'de aşırı solu değil, biz Türkiye'de solun kendisini temsil ediyoruz" sözleriyle yanıt verdi.
"AB, EKONOMİ POLİTİKALARINI GÖZDEN GEÇİRMEK ZORUNDA"
"AB uzun bir süredir bir yol ayrımında zaten. AB, mevcut ekonomik politikaları ekseninde politikalarını geliştirmede ısrar edecek ya da demokratik eksende bir arada olmayı savunan bir politikayı koyacak. Bu tespit, uzun bir süredir bizlerce de yapılıyor. Ama Yunanistan'daki seçim sonuçları, politikasını hızla gözden geçirmeyi AB'nin önüne koyduğunu gösteriyor. Almanya'dan Fransa'ya bütün AB ülkelerinin politikasını gözden geçirmesini zorunlu hale getirecek bir duruma işaret ediyor. Geçmişte mesela İtalya'da, kuzey İtalya, güney İtalya ayrımı (zengin İtalya, fakir İtalya) yapılmıştı. Nitekim İspanya'da da benzer bir durum söz konusu. Dolayısıyla mevcut durumda Yunanistan'daki iktidar değişimini, sağ iktidar ile sol iktidar arasında bir kulvar değişimi, bir sandalye değişimi olarak algılamamak gerekir diye düşünüyorum. Avrupa toplumu, AB'nin merkezine oturtulan ekonomik politikaların yanlışlığını görüyor ve artık bütün topluma usanma noktasına gelmiş durumda. Yunanistan halkı, uzun süredir bir ekonomik kriz yaşıyordu ve AB'nin verdiği aspirinle ateşini düşüren bir durumdaydı. Ancak Yunan toplumu da ağrı kesicilerle sorunlarını çözemeyeceğini, tedavi gereken bir durumla karşı karşıya olduğunu gördü. Bence bir bütün olarak AB'nin tamamına bir uyarı yaptı. Benzer bir uyarı İspanya'da ve diğer AB ülkelerinde de var."
Yunanistan'daki sol bloğun AB'den çekileceği yönündeki beklentinin karşılanmayacağını düşündüğünü vurgulayan HDP'li Zozani, "AB'den çekilmez ama AB'nin politika rotasının değişmesini sağlayan argüman geliştirebileceklerini düşünüyorum. Dolayısıyla mesele AB'den çekilmek değil, AB'yi doğru bir eksene oturtmaktır. Ekonomik bir birlik değil, demokrasi, insan hakları ve özgürlükler ekseninde politikalar geliştiren bir birlik olarak yoluna devam edeceği yönündeki izlenimini ben de bırakıyor. Bir süredir bu tespit etrafında biz de tartışmalar yapıyorduk ama doğrusu Yunanistan'daki seçim sonuçları, bizim bu söylediklerimizi biraz erken vadede teyit etti diyebilirim" dedi.
Yunanistan'daki seçimlerin AB'deki yol ayrımında farklı bir seçeneği sunduğunu ya da o yol ayrımında sapılması gereken yolun hangisi olduğunun işaretlerini verdiğini anlatan Adil Zozani, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İkili bir seçenek vardı; ya mevcut ekonomik politikalar, Maastricht kriterleri ekseninde bir politikayı esas alacak veya bunda ısrar edecekti AB, ki onun da sonuçlarını gördük, bütün AB ülkelerinde en zengin yüzde 20 ile en fakir yüzde 20 arasındaki fark korkunç düzeyde. Buna işsizlik de eklenince, iş ekonomik olarak çekilmez bir noktaya geldi. Burada ekonomik olarak yeni politikalara ihtiyaç duyulduğunu gösteren bir tablo ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla bunu sadece bir Yunanistan seçimi olarak görmemek lazım. Yunanistan'daki ekonomik kriz, aynı zamanda yeni dönem gelişen toplumların yönelişlerini de bir şekilde masaya yatırmak durumunda olduklarını gösteren bir tabloyu yansıtıyor. Bunu radikal sol kavramı içerisinde işçi marşını çalan bir mekanizmanın zaferi olarak algılamak, ifade etmek biraz bizi mevcut tablodan uzaklaştırır diye düşünüyorum. Yani bütün dünyada şöyle bir gelenek vardır, Özellikle Avrupa'da çok yaygındır; Sağ gelir kirletir, sol ondan sonra devir alır, temizler… Yunanistan'daki krizin başlangıcı da bir sol partinin olaya müdahale etmesiyle başlamıştır dikkat ederseniz, sonra yeniden Yunan toplumu 'ya bu solcular bu işi beceremiyor, tekrar sağ ile dengeleyelim, bakalım nasıl toparlayacaklar' dedi. Ama işin ortaya çıkan gerçek yüzü şu: AB'nin mevcut ekonomi politikalarının sonuç vermediği, toplumlardaki eşitsiz dağılımı giderek derinleştirdiğini gösterdi ve bence AB, politikasına bu boyutuyla ciddi anlamda bir neşter attı."
TÜRKİYE-YUNANİSTAN İLİŞKİLERİNDE KÖKLÜ DEĞİŞİM OLMAZ
HDP'li Adil Zozani, seçimlerden sonra Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde köklü bir değişim beklemediğini de söyledi. Zozani, "Çok köklü bir değişiklik beklememek lazım çünkü Yunanistan geleneksel bir toplum yapısına sahiptir. Oradaki iktidarın sağ ya da soldan teşekkül etmesini çok belirleyici var saymamak gerekir. Türkiye'de de bir gelenekçi devlet politikası söz konusudur. Dolayısıyla iki ülke arasındaki ilişki parametreleri, iktidarların ideolojik yaklaşımlarının çok ötesinde olduğu için, ben Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerinde çok ciddi bir değişiklik beklemiyorum. Ancak Yunanistan'daki son iktidarın, bundan sonra toplumsal sorunları çözme konusunda gösterecekleri performansın önümüzdeki yıllar açısından Türkiye-Yunanistan ilişkilerini de uzun vadede etkileyebileceğini düşünüyorum" dedi.
"GERÇEK TABLOYU ÖNLERİNE KOYDUKLARINDA…"
Önce bu iktidarın Yunanistan'da krizi aşacak politikalar geliştirmesini beklediklerini vurgulayan Zozani, "Yani 'ben borcu ödemiyorum, var olan borç benim borcum değildir' diyen bir iktidarın çok gerçekçi politikalar üreteceği kanaatinde değilim. Ben bunun propaganda aracı olarak kullandıklarını varsayıyorum. Nihayetinde Alexis yönetimi önümüzdeki günlerde gerçek tabloyu önüne koyduklarında, bence hem AB ile hem de dünyayla oluşan bir politika rotası içinde olacaktır ama ben orta vadede bunun AB temel politikalarına etki eden bir sonuç olduğunu düşündüğüm içinde ümitliyim açıkçası" diye konuştu.
"HDP, AŞIRI SOLU DEĞİL SOLUN KENDİSİNİ TEMSİL EDİYOR"
Adil Zozani özellikle sosyal paylaşım sitelerinde Yunanistan'da seçimden zaferle çıkan SYRIZA ve liderinin HDP ve eş Başkanı Selahattin Demirtaş'a benzetilmesi konusunu da değerlendirdi. Zozani, "SYRIZA liderinin genç olmuş olması, sayın Demirtaş'la aynı kuşaktan geliyor alması, ikisinin esmer oluşu, böyle bir benzerliği çağrıştırıyor olabilir. Ama bugün gün boyunca bütün televizyon kanallarında izlediğimiz şey şu, aşırı sol argümanıdır. Biz Türkiye'de aşırı solu değil, solun kendisini temsil ediyoruz. Bu politikalarımızda ısrarcı olacağız, ayrıca da sol argümanlarla bir seçim propaganda çalışması yürüten bir ittifakın Yunanistan'da iktidar olması, bizim açımızdan son derece memnuniyet vericidir" dedi.
HDP'den 'dayanışma ve işbirliği vurgulu' kutlama mesajı
Bu arada HDP Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ile Figen Yüksekdağ, SYRIZA'nın zaferine ilişkin kutlama mesajı yayımladı. SYRIZA lideri Aleksis Çipras'a hitaben yazılan mesajda şöyle denildi:
"HDP olarak, 25 Ocak'ta yapılan genel seçimlerde elde ettiğiniz tarihsel zafer nedeniyle sizi ve şahsınızda tüm Yunanistan halkını kutluyoruz. Sahiplendiğiniz adalet, eşitlik ve özgürlük ilkelerinin, neo-liberal Troyka'nın Yunanistan halkına yaşatmış olduğu baskı cenderesini aşacağına inanıyoruz. Tüm dünyada ezilen halkların eşitliğini ve özgürlüğünü kendisine şiar edinmiş iki kardeş parti olarak, HDP-Syriza dayanışmasını ve stratejik işbirliğini önemsiyor; dünya halklarına küresel kapitalist sistem tarafından dayatılan her türlü baskı ve adaletsizliğin, dünyanın her yerinde açığa çıkan özgürlükçü ve eşitlikçi yapılarla kurulacak güçlü ittifaklar ve dayanışmayla bertaraf edileceğine inanıyoruz. Katedeceğiniz yolda başarılar diliyor, yoldaşça duygularla sizleri ve tüm Yunanistan halkını selamlıyoruz."