Normandiya Dörtlüsü 'Berlin' masasından uzlaşarak kalktı. Almanya'da bir masada buluşan Rusya, Almanya, Fransa ve Ukrayna dışişleri bakanları, ortak bildiri yayınlayarak Ukrayna'daki taraflara en kısa sürede ateşkes sağlanması çağrısında bulundu.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ağır silahların çatışma bölgesinden çekilmesine destek olunması konusunda uzlaşıldığını, silahların tahliye edilmesine verilen bu desteğin de toplantının omurgasını belirlediğine dikkat çekti.
Berlin'deki müzakereden "silahlar susmalı" kararı çıktı ama doğu Ukrayna dün sabaha bir tramvay durağına yapılan saldırıyla uyandı.
Peki, bu uzlaşı ve terör trafiği bize ne anlatıyor? Taraflar resmi düzeyde krizin çözümüne angaje oldukça, Ukrayna'da sabotajlara alışmamız mı gerekecek? Gazeteci yazar Mete Çubukçu, Radyo Sputnik'te yorumladı.
'MİNSK ANLAŞMASINA DA ATEŞKES SAĞLANMADIĞI İÇİN GEÇİLEMEMİŞTİ'
Çubukçu, Berlin'de varılan anlaşmaya ilişkin şunları söyledi: "Bu şu anlama geliyor: ilk elden, Ukrayna'yla Rusya yanlılarının arasındaki sorunu gidermenin temel motivasyonu, ön cephedeki ağır silahların geriye çekilmesi, çatışmaların azaltılması… Ukrayna'da çatışmalar azaltılmadan herhangi bir siyasi çözüme gitmek mümkün değil. Daha önce, Minsk anlaşmasına da ateşkes sağlanmadığı için geçilememişti."
Ukrayna Cumhurbaşkanı Pyotr Poroşenko Davos'taki Ekonomik Forum'da "Ukrayna'da ağır silahlı 9 bin Rus askeri savaşıyor" dedi. Bu iddiayı Moskova jet hızıyla yalanlarken, Bakan Lavrov "Konu Malezya uçağına dönmesin, kanıt istiyoruz" dedi. Çubukçu, Poroşenko ile Lavrov restleşmesi hakkında, "Bizzat Rus askeri ve silahları zaten kullanılıyorsa bunlar bugünün teknolojisiyle kolayca tespit edilebilir, kamuoyu ile paylaşılabilir şeyler. Ama sonuç olarak alanda devam eden sürece bakmak gerekiyor" dedi.