Ankara’nın İSİPAB çerçevesinde planları neler? İSİPAB’ın bölgesel ve uluslararası sorunların çözümünde nasıl bir rolü var? Bu konularda etkin bir fonksiyona sahip mi?
Sputnik Haber Ajansı'na konuşan TBMM Dışişleri Komisyonu Üyesi ve CHP Dış İlişkiler ve Yurtdışı Örgütlenmelerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Osman Faruk Loğoğlu, konuyla ilgili şunları söyledi:
"Önümüzdeki dönemde Türkiye hem İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği’nin hem de G-20’nin dönem başkanlığını devralıyor. Tabii bunlar, doğru kullanılabildiği takdirde Türkiye için önemli fırsatlardır. Fakat İslam İşbirliği Teşkilatı çerçevesindeki gelişmeleri ve dünyadaki olayları dikkate aldığımızda, bu örgütü çok zorlayacak, yeteneklerini sınayacak gelişmeler bekliyor. Ne demek o? Batı dünyasında, Hıristiyan dünyasında yabancı düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, ırkçılık gibi şeylerin yanında şimdi yoğun bir şekilde İslamofobi dedikleri İslam karşıtlığı var. Bu yüzden ben şahsen İslam İşbirliği Teşkilatı’nın olumlu bir perspektif olduğunu, ama tek bir perspektif olmasının yanlış olacağını düşünüyorum. Batı toplumlarının Müslümanlarla bir sorunu var, bu doğru. Ama onun karşısında intikamcı adımlar atarak bu meseleyi çözmek mümkün değildir.
Bu arada bir şeye daha dikkatinizi çekeyim. Türkiye ile İspanya’nın eşbaşkanı olduğu Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin himayesi altında bir Medeniyetler İttifakı süreci vardı. Bundan 3-5 gün önce İspanya aldığı tek taraflı bir karar ile Medeniyetler İttifakı sürecinden çekildiğini açıkladı. Medeniyetler İttifakı, sözde İslam dünyası ile Hıristiyan dünyası arasında diyalog oluşturmak, karşılıklı anlayışı arttırmak için başlatılmıştır. Maalesef, İspanya’nın bu kararı yanlış oldu. Ama Türkiye’nin eşbaşkanı olduğu bu sürece yeterli katkıyı doğru perspektiften verebildi mi? Benim kanaatimce, o da olmadı. Orada da bir kayıp var. Dolayısıyla, sonuç olarak, önümüzdeki dönemde Avrupa ve Avrupa’da yaşayan Müslümanlar ve Ortadoğu için çok gergin, çok çatışmalı bir dönem olacaktır kaygısını taşıyorum."
-Şimdi Size göre İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği’nin Suriye krizi, Filistin meselesi, İran Nükleer Dosyası gibi bölgesel ve uluslararası sorunların çözümünde rolü nedir acaba? Bu konularda etkin bir fonksiyona sahip mi ya da etkin bir fonksiyon üstlenebilir mi?
"Maalesef ki hayır. Yani, İslam İşbirliği Teşkilatı bugüne kadar bölgesel sorunlara el atmakta çekimser kaldı, ağırlık koyamadı. Çünkü İslam İşbirliği Teşkilatı içinde ağırlığı olan Suudi Arabistan ve Türkiye gibi ülkeler, bölgedeki gelişmeler karşısında tarafsız hareket edemediler. Bakın, Filistin meselesi 50-60 senelik bir meseledir. Bu konuda bile Teşkilat, Filistin davasına doğru dürüst bir katkı yapamadı. O nedenle, biraz gerçekçi konuşur isek, bu Teşkilat’tan hele hele parlamento kanadından yönlendirici, yol gösterici kararların çıkmasını ben şahsen beklemiyorum. Neden? Çünkü oybirliğiyle doğru kararların çıkma ihtimali zayıftır. Çünkü üye ülkelerinin hemen hemen hepsi bütün ihtilaflarda taraf tutuyorlar. Taraf tuttuğunuz zaman Teşkilat’ın üretim yapması zorlaşıyor. Aynı şey çoğu zaman Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde de görüyoruz."