Bir dönem İngiltere'nin Manchester United takımında oynayan, sadece futbolcu değil aynı zamanda aktör ve yönetmen kimliğiyle de ön plana çıkan Cantona, geçmişte Hristiyan radikallerin de bu tür saldırılarda bulunduğunu belirtti.
"FANATİZM HER YERDE…"
Paris'te 1988'de Hristiyanların tepkisine yol açan "Günaha Son Çağrı" adlı filmin izlendiği sırada radikallerin bir sinema binasını ateşe verdiği ve 4'ü ağır, toplam 40 kişinin yaralandığı saldırıyı hatırlatan Cantona, bütün dinlerde radikal ve marjinal grupların olabileceği uyarısında bulundu.
"Charlie Hebdo benzeri terör saldırıları İslam'a karşı kullanılmamalı. Fanatizm her yerde var. Bu sadece küçük marjinal bir grup tarafından işleniyor. Geride kalan büyük çoğunluk Hristiyan, Budist, Müslüman. Bu konuda geçmişe ait referanslar vermek önemli. Eğer sadece kendi içinde bulunduğumuz zamanı düşünürsek kendimizi sınırlamış ve geçmişte yaşananları da yok saymış oluruz. Geçmişte Hristiyan gruplar tarafından da bazı saldırılar yaşandığını hatırlamak zorundayız. Geçmişteki bu saldırıları işleyenler İslamcı gruplar değildi."
"MÜSLÜMANLARIN YÜZDE 90'I RAHATSIZ"
"Asıl tehlikenin bütün Müslümanların bu saldırganlar gibi olduğunu söylemek" görüşünü dile getiren Cantona, "Ben Müslümanların yüzde 90'ının bu yaşananlardan rahatsız olduğunu ve bundan utandıklarını düşünüyorum" dedi.
Cantona, bir Müslümana "ılımlı ya da değil" şeklinde yaklaşıp tüm İslam'ı itham altında bırakmanın doğru olmadığını vurgulayarak, "Bu ne demek? Bu, İslam'ın radikal bir din olduğu anlamına mı geliyor? Bu bir tahrik ve çok tehlikeli bir yaklaşım. Herkesi aynı kavram adı altında damgalamak zorunda değiliz" diye konuştu.
"Radikal dinci ve ırkçı grupların yükselişi ile aşırı sağın büyümesinin ekonomik krizle alakalı olduğunu" kaydeden Cantona, şöyle devam etti:
"1929'da dünyada yaşanan ekonomik buhran olmasaydı bana göre Hitler de hiç bir zaman iktidara ulaşamazdı. Maalesef kriz zamanlarında insanlar ümitsizliğe kapılır ve bu ümitsizlik zamanında nereye tutunacağını bilemez. Bütün bunlar aşırı grupların yükselişine neden oluyor. Burada tehlikeli olan, işte bu zor zamanlarda ümitsizliğe kapılan insanları kullanarak bazı ideolojileri yaymak. Bunu yapanlar, bu ideolojileri geliştirip nefret üreten bir siyasi amaca dönüştürürler. Bunu da iktidarı ele geçirmek için yaparlar."