Yayın politikası sebebiyle geçtiğimiz hafta uğradığı saldırının ardından kamuoyu nezdinde birleştirici bir etki yaratan dergi, son sayısı ile birlikte ciddi görüş ayrılıklarının meydana gelmesine de sebep oldu.
Charlie Hebdo dergisinin Paris’te bulunan binasına 7 Ocak’ta düzenlenen saldırının ardından Batılı medya kuruluşlarının neredeyse tamamı dergiye destek için Hz. Muhammed’in karikatürlerini sayfalarına taşırken pek çok ülkede de geniş katılımlı protesto gösterileri düzenlenmişti. Söz konusu gösterilere katılan protestocular ‘‘Je Suis Charlie-Ben Charlie’yim’’ yazılı pankartlar taşıdılar. Böylece saldırıyı gerçekleştiren radikal İslamcı militanlara duyulan öfke, farklı etnik köken ve dinlere mensup pek çok insanı bir araya getirmiş oldu.
Mevzubahis gelişmelerin üzerinden geçen bir haftanın ardından basılan yeni sayıda yine Hz. Muhammed’in karikatürü yer aldı. Fakat bu defa ciddi bir farklılık söz konusu… Bugüne kadar 60 bin civarında ortalama tirajı bulunan Charlie Hebdo bu sefer 3 milyon adet basıldı. Artık yeni bir yönetim tarafından idare edilen derginin yazar ve çizerlerden oluşan ekibi de belki de maddi açıdan artık çok daha geniş imkanlara sahip oldukları için, hiç bir şeyden korkmadıklarını üstüne basa basa ifade etti. Konuyla ilgili olarak görüşlerine başvurduğumuz Moskova Gazeteciler Birliği Başkanı ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanlığı Sivil Toplum Gelişimi ve İnsan Hakları Konseyi Üyesi Pavel Gusyev, gitgide alevlenen tartışmaların odak noktasına bulunan Fransız gazetecilerin izledikleri yöntem ve politikaların son derece belirsiz oldukları kanaatinde:
‘‘Bence ifade özgürlüğü kavramı ile kafaya göre tam bir serbesti içinde hareket etme eylemini birbirine karıştırmamak lazım. Bahsetmiş olduğum hadise, Charlie Hebdo’nun yeni baskısı ile şu an yaşanmakta ve son derece tehlikeli bir provokasyonu içeren bu baskı sadece Fransa’da yaşayanları değil, aynı zamanda diğer Müslüman toplumları da açıkça kışkırtmaktadır. Bakınız, peygamberi resmetmenin İslam inancına sahip toplumlar tarafından hoş karşılanmadığı bugün herkes tarafından bilinmektedir. Bu şartlarda peygamberi resmetmek bir nevi saygısızlık olmakta, karikatürünü çizmek ise söz konusu saygısızlığı bir adım daha ileri taşımaktadır. Hem de ne uğruna? Burada ifade özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. Açık bir provokasyon ve göz boyama söz konusudur’’.
‘‘Gazetecilik mesleğini yapan kişilerin kendi okurlarının, dinleyicilerinin ve izleyicilerinin neler hissettiklerini düşünmek zorunda oldukları inancındayım. Gerçek bir gazeteci hitap ettiği toplumda yaşanan meselelerin çözümü için çalışır ve bu problemlerden kaynaklanan sıkıntıların hafifletilmesi adına çaba sarf eder. Şimdi gazeteci, insanların refaha kavuşabilmesi adına bir çatışmanın tarafı oluyorsa, bu anlaşılabilir bir durumdur. Yok, eğer birtakım profesyonel ihtiyaçlar için böyle bir cepheleşmede yer alıyorsa, burada bir siyasi pozisyondan bahsedilebilir’’.
İslam karşıtı karikatürlere sayfalarına yer vermeye devam eden Charlie Hebdo’nun bu tutumu Kahire’de bulunan El Ezher Üniversitesi tarafından da kınandı. Konuya ilişkin olarak açıklama yapan üniversite yetkilileri, derginin yayınladığı karikatürlerin dünya halkları arsındaki barışa hizmet etmediğini, aksine nefreti körüklediğinin altını çizdi. Buna karşın derginin çalışanları ise 2 milyon adet daha ek baskı yapılması konusunda düğmeye bastı. Böylece söz konusu hamlenin artık ifade özgürlüğü olarak değil, kar amaçlı bir girişim olarak değerlendirmek de mümkün hale gelmiştir.