14 Ocak’ta Cenevre’de Cevad Zarif, ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile bir araya gelecek.
15-18 Ocak tarihlerinde Cenevre’de 5+1 Grubu ile İran arasındaki nükleer müzakerelerin yeni 12. turunun yapılması bekleniyor. 10 yıldır süren müzakere sürecinin son aşaması başlıyor. Peki süreçten neler beklenebilir?
Şimdiki müzakere turunun son olacağına kimsenin şüphesi yok. 1 Temmuz tarihine doğru bir sonuç mutlaka elde edilmiş olacak. Ama bu sonuç ne olacak? Zaten iki ihtimal var: ya müzakereler suya düşüp felaket sonuçlara yol açar, ya da müzakereler İran’ın nükleer programıyla ilgili tüm şüpheleri ve yaptırımları kaldıracak kapsamlı anlaşmanın imzalanması ve bu ülkenin dünya finansal ve ekonomik piyasasına geri dönmesiyle sonuçlanır.
Ama anlaşmaya giden yol zorluklarla dolu… İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, bu konuda yaptığı açıklamada ‘İran’ın nükleer programıyla ilgili anlaşmaya varma meselesi teknik alanda değil, çözümü için müzakerecilerin siyasi iradesi gerekiyor’ ifadesini kullandı. Bu süreçte siyasi faktörün rol oynadığı şüphesiz. Ancak İran’ın nükleer sorunu, gerek siyasi gerekse teknik açıdan çok zor. Santrifüj sayısı, Arak ağır su reaktörü ve Fordo uranyum zenginleştirme tesisinde teknik değişikliklerin yapılması gibi sorunlar, kilit öneme sahip.
Tanınmış Rus siyaset bilimci Vladimir Yevseev bu konuda şunları söyledi:
‘İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi, İran’ın yıllık 2,5 ton uranyum zenginleştirdiğini açıklayarak onun en az 30 tona ihtiyacının olduğunu belirtti. Bence Salihi, Buşehr NGS’nin bir ünitesine yakıt sağlanması için gereken düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyum miktarından bahsetti. 2,5 ton uranyumun Pi-1 tipi 10 bin santrifüj tarafından üretilmesi ilgi çekicidir. Dolayısıyla 30 ton için en azından 10 kat daha büyük kapasiteye ihtiyacı var. Peki, Altılar Grubu buna evet diyebilir mi? Hiç sanmam’.
Ayrıca nihai anlaşmanın geçerlilik süresi de tartışılıyor. Bu konuda farklı öneriler ileri sürülüyor, kimileri üç yıllık, kimileri ise 20 yıllık süre teklifinde bulunuyor. Amerikalılar 10 yıllık sürede ısrar ediyorlar. İran tarafı bunu kabul etmek istemiyor.
İran’a yönelik uygulanan yaptırımları kaldırma süreci de kolay yürümüyor. İran, nihai anlaşmanın imzalanmasıyla aynı zaman tüm yaptırımların kaldırılmasını talep ediyor. Belli ki gerek BM Güvenlik Konseyi’nde gerekse İran’a karşı yaptırımları uygulamaya koyan ülkelerin parlamentolarında ilgili kararnameleri kabul etme mekanizmaları karmaşık olduğu için, İran’ın bu talebi yerine getirilemez.
Ekonomik yaptırımların kaldırılması, nükleer program ile ilgili nihai ve kapsamlı bir anlaşmanın imzalanması, İran ekonomisi için hayati önem taşıyor. İran karşıtlarının da hem siyasi, hem de ekonomik bakımdan çıkarları bununla örtüşüyor. Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda önümüzdeki müzakere turunun, zor olsa da oldukça verimli olacağı tahmin edilebilir.