2015 yılıyla birlikte dünyadaki entegrasyon süreçlerine bir yenisi daha eklendi. Rusya, Belarus, Ermenistan ve Kazakistan'dan oluşan Avrasya Ekonomik Birliği, 1 Ocak 2015 itibariyle resmi olarak faaliyete geçti. Birliğe, Mayıs ayından sonra Kırgızistan'ın da üye olması bekleniyor. Tacikistan ise aday ülke konumunda.
Avrasya Ekonomik Birliği'nin ilk dönem başkanı Belarus oldu. Birliğin alt organı olan Avrasya Komisyonu'nun merkez binası Moskova'da bulunuyor. Birliğin mahkemesi Belarus'un başkenti Minsk'te, finansal merkezi ise Kazakistan'ın Almatı kentinde yer alıyor.
BİRLİĞE GİDEN YOL
Avrasya Ekonomik Birliği'ne giden yol, 15 yıl öncesine dayanıyor. 10 Ekim 2000 tarihinde Rusya, Belarus, Kazakistan, Kırgızistan ve Tacikistan, Avrasya Ekonomi Topluluğu'nu kurdu. Bu girişim 2007 yılında Rusya, Belarus ve Kazakistan arasında gümrük birliği oluşturulması planına evrildi. 2010'a gelindiğinde üç ülke arasında Avrasya Gümrük Birliği kuruldu. Gümrük Birliği'ne üye ülkelerin devlet başkanları 2011 yılında, Avrasya Ekonomik Komisyonu'nu oluşturan anlaşmayı imzaladı. Bir yıl sonra da ortak ekonomik bölgeye geçildi. 29 Mayıs 2014'de ise Kazakistan, Rusya ve Belarus arasında Avrasya Ekonomik Birliği'ni hayata geçiren anlaşma imzalandı.
Peki Avrasya Ekonomik Birliği hangi hedeflerle kuruldu? Nasıl bir arka plana sahip ve üye ülkeler için nasıl bir önem taşıyor? Radyo Sputnik editörlerinden Süheyla Demir, konuyu, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Özbay ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi (USAK) uzmanlarından Habibe Özdal ile mercek altına aldı.
"BİR MEDENİYET PROJESİ"
Fatih Özbay, Avrasya Ekonomik Birliği'nin çıkış amacının Avrupa'yla Asya arasında bir köprü vazifesi görebilecek ve AB benzeri bir cazibe merkezi haline gelecek yeni bir ekonomik oluşum yaratmak olduğunu söyledi.
Birliğin, Kazakistan, Belarus, Ermenistan ve ileride katılması beklenen Kırgızistan için bakıldığında, daha çok ekonomik bir hedef olarak görüldüğünü ifade eden Özbay, Rusya için ise siyasi hedeflerin de geçerli olduğuna dikkat çekerek, "Rusya hem bu bölge içerisinde ekonomik entegrasyonu sağlamak istiyor hem de eski Sovyet coğrafyası üzerinde daha önce sahip olduğu nüfuzunu korumak istiyor" dedi.
Rusya uzmanı Özbay'a göre Avrasya Ekonomik Birliği, Rusya için aynı zamanda bir ‘medeniyet projesi.'
Akademisyen tezine şu sözlerle açıklık getiriyor: "Rusya, Avrasya Ekonomik Birliği ile sadece ekonomik entegrasyon projesi kurmuyor. Nasıl Avrupa Birliği, önce ekonomik birlik olarak başlayıp daha sonra ‘Avrupa kimliği' anlamında bir medeniyet projesi haline gelmişse, Rusya da aslında ekonomik birlikten hareketle ‘medeniyet projesi' kurmaya çalışıyor. Bu proje, Avrupa-Atlantik blokuna, ABD'nin tek kutupluluk dayatmasına karşı bir engelleme ya da dengeleme projesi olarak ortaya çıkıyor."
"RUSYA YENİ BİR SSCB KURMAYI PLANLAMIYOR"
USAK uzmanı Habibe Özdal da benzer görüşte. Avrasya Ekonomik Birliği projesini anlamak için Rusya'nın uluslararası sistemi nasıl okuduğuna bakılması gerektiğinin altını çizen uzman, Moskova'nın Avrasya'da entegrasyon süreçlerine öncülük ederek yeni bir Sovyetler Birliği kurmaya çalıştığı iddialarına katılmadığını belitti.
Habibe Özdal, şu ifadeleri kullandı. "Rusya, ABD'nin başını çektiği Batılı ülkeler grubunun uluslararası alana, kendi değerlerini yaymaya çalıştığını düşünüyor. Bu bakımdan alternatif bir medeniyet sistemine sahip olduğunu ve bunları koruması gerektiğini düşünüyor. Uluslararası sistemi, devletlerin etki alanlarını koruyup gücünü arttırmaya çalıştıkları şeklinde okuduğunuzda, Rusya kaçınılmaz olarak, bölgesel entegrasyona gitmek suretiyle uluslararası alanda önemli/etkili aktörlerden biri olma kaygısında."
"AVRUPA-ATLANTİK BLOKUNA VERİLEN CEVAP"
Doç. Dr. Fatih Özbay'a göre ekonomik temele dayanan Avrasya Ekonomik Birliği projesi siyasi motivasyonlarla örülü: "Meseleyi sadece ekonomik olarak düşünmüyoruz. ABD ile AB, Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı Anlaşması'na (TTIP) girecekler. Bu da şu demek; Avrupa Atlantik Bloku zaten siyasi blok oluşturmuş durumda, şimdi ekonomik blok da oluşturacak. Rusya gibi bir gücün böyle bir meydan okuma karşısında boş durmasını bekleyemeyiz. Bu anlamda Rusya tabii ki, Avrasya Ekonomik Birliği'nin kendi kontrolünde bir güç olarak ortada bulunmasını isteyebilir. Bunun politik yanı mutlaka var."
"RUSYA VE DİĞER ÜYELER TARİHTEN DERS ALDI"
"PROJENİN VERİMLİLİĞİ RUSYA'YA BAĞLI"
Peki Avrupa Birliği'ni model alan Avrasya Ekonomik Birliği, tarihe başarılı bir bütünleşme projesi olarak mı geçecek? Birliğin önünde ne tür yol ayrımları var? Fatih Özbay, burada kilit rolün Avrasya Ekonomik Birliği'nin lokomotif ülkesi olan Rusya'ya ait olduğunu düşünüyor. Rusya uzmanı, "Rusya, Avrasya Ekonomik Birliği'ni Avrupa gibi yumuşak güç politikalarıyla cazibe merkezi haline getirmek yerine; bunu BDT'nin ya da Sovyetler Birliği'nin başka bir formatında düşünüp, sanki jeopolitik gerçekler zorluyormuş gibi bir tavır içine girerse bu projenin uzun süre devam edeceğini ya da verim alacağını düşünmüyorum. Fakat çok da kötümser değilim. Bu aslında Rusya'nın nasıl bir birlik oluşturmak istediğiyle bağlantılı. Yani jeopolitik bir birlik mi yoksa zenginleştirici bir birlik mi kurulacak? Rusya, iki tercihten birini yapmak zorunda, çünkü Avrasya Ekonomik Birliği'nin lokomotif ülkesi Rusya. Eğer bu proje, ekonomik zenginleşme ve bunu paylaşma, refahı artırma anlamında devam ederse, ileride Türkiye ve İran gibi başka ülkeler de katılabilir." diyor.
"TÜRKİYE İÇİN ÜYELİK HEDEFİ GERÇEKÇİ DEĞİL"
Habibe Özdal ve Fatih Özbay, AB ile Gümrük Anlaşması'na imza atan Türkiye'nin Avrasya Ekonomik Birliği'ne üye olmasının teknik açıdan mümkün olmadığını, ancak Avrasya'daki fırsatları değerlendirmesi gerektiğini belirtti.
İTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fatih Özbay, "Avrasya Ekonomik Birliği'ne üyelik, Türkiye'nin dış politika tercihini de değiştirecek çok büyük bir adım olur. Türkiye şu anda böyle bir adıma hazır değil. Ekonomi, siyaset, güvenlik, savunma gibi çok geniş bir perspektiften bakıldığında Türkiye için hala NATO ve Avrupa-Atlantik blokuyla ilişkiler önemli gibi görünüyor. Diğer yandan Rusya ile çok hızlı ve iyi gelişen ilişkiler var. Bu anlamda ben Türkiye'nin Avrasya Ekonomik Birliği'ne dikkatini yoğunlaştırması gerektiğini, gerekirse ‘gözlemci ülke' ya da başka bir şekilde bu entegrasyon projesini takip etmesi gerektiğini düşünüyorum." dedi.
Türkiye'nin AB kapısında daha 60 yıl bekleyen bir ülke konumunda olmaması gerektiğinin de altını çizen Özbay, "İsmet İnönü'nün dediği gibi: ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de bu dünyada yerini alır.' Bu anlamda da Avrasya Ekonomik Birliği değerlendirilmesi gereken iyi bir açılım" değerlendirmesinde bulundu.