Rusya ve Türkiye’deki bazı uzmanlar, bu kararın Moskova ve Ankara arasındaki ilişkilerin stratejik önemine yeni bir kanıt olarak gösterilebileceğini kaydediyor.
Peki, bu kararın Moskova, Ankara ve Brüksel için önemi ne?
Türkiye Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Analizler Merkezi Türksam’ın enerji, ekonomi ve AB uzmanı Hanife Çetin, Sputnik radyosuna demecinde, konuyla ilgili şu görüşünü dile getirdi:
''Öncellikle ekonomik olarak böyle bir işbirliğinin sağlanmlısı iki ülkenin de hatta bölgenin ihtiaç duydu ve tarafların faydalanabileceği bir durum. Bu bakımdan büyük bir adım atılmış durumda. Çünkü Güney Akım ölü doğdu. Nitekimle tıkandı ve Türkiye ile Rusya ile arasında gerçekleştirilecek bir yeni bir Akım projesinde hani bölgedeki hem ekonomik hem de siyasi ilişkilerin canlandıracaktır.
ABye karşı ise ben siyasetten sadece bir mesaj olmaktan daha ebileceği kanaatinde değilim. Şöyle ki iki ülkenin siyasi dış politikadaki hedefleri değişmemiş durumdadır. Bunu Orta Doğuda Kafkasyadaki çıkarlarıda da bunu görünebiliyor. Suriyedeki rejimi olsun. Ermeni sorunu olsun. Kırım sorunu olsun. Hatta iki liderin yaptığı görüşmelerde bu konulara değilinir medeniyi görüyoruz.
Bu bakımdan tarafların siyasi motivasyonları ve hedeflerinin değişmedi. Yani çıkarları değişmedi ortada.
Ancak siyasetten ne olduğu gelirsek ABye karşı ben Türkiyenin üyelik sürecinde adeta oyalanan Türkiyenin ABye karşı Rusya koz kullandığı düşünüyorum. Ayni şekilde Rusyanın da Batının ambargolarına karşı Doğu kozunu kullanmış olabileceğini düşünüyorum.
Karşılıklı bağımlılık oldukça önemli. Bunu tabii ki siyasi olarakta etkiler olacaktır. Taraflara tarafların bir birliğine olan tutumların en azından daha yumuşak olacağını yumuşatacağını düşünüyorum. İki ülkenin stratejik önemini arttıracaktır. İki ülkenin de faydasını olacaktır bu projenin geliştirmesinin ve belki de ilerleyen dönemlerde yeni projelerin iki ülke arasında yine yapılmasının önüne açacaktır. Böyle düşünüyorum''.
Diğer muhatabımız AB dış politika ve Orta Avrupa tarihi uzmanı uluslararası gazeteci Vadim Truhaçev, konuyla ilgili şunu söyledi:
''Ben buraya dördüncü oyuncu olarak Çin’i de katardım. Zira doğalgaz akımlarının yeniden yönlendirilmesi gerçekleşti. Çin, AB’nin yanı sıra Rusya doğalgazının ikinci alıcısı haline geldi. İlgili evraklar imzalandı. Önümüzdeki yıllarda bu gerçekleşecek. Türkiye ise Rusya doğalgazının en büyük transitçilerinden biri haline geliyor. Böylece Uzakdoğu’da Çin’in rolü artarken Karadeniz bölgesinde Türkiye’nin rolü arttı. Ankara; Rusya, AB ve diğer küresel oyuncular arasında manevra yapabilecek önemli bir oyuncu oldu.
Sanırım AB şimdi Türkiye ile işbirliği arayacak ve imtiyazlar sağlayacak. Türkiye’ye imtiyazlar sağlamaları, piyasalarını açmaları ve paralarını bu ülkeye yatırmaları ihtimal dışı değil. Ancak üyelik meselesinin çözülmesi pek mümkün görünmüyor. Açık olan tek şey bu yıl Türkiye’nin rolü arttı. Brüksel şimdi Ankara’yı hesaba katmak zorunda.''