Dün Kürt silahlı kuruluşlarının yönetimi, uluslararası koalisyon güçlerinin havadan desteği sayesinde Sincar bölgesinde 100 km kare toprağı cihatçılardan temizlemeyi, göçmenlerin bulundukları toprak kesiminin ablukasını yarmayi, ayrıca 100 küsür savaşçıyı yoketmeyi başardıklarını açıkladı.
Irak Kürdistan’ı Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Masrur Barzani’nin bildirdiğine göre, bundan sonra “peşmerge” Musul istikametinde hareket etmek niyetinde, üstelik onlar Irak hükümet ordu birliklerinin yardımına ve büyük olasılıkla Arap güçlerinin katılışına bel bağlıyor. Bu demek ki, IŞİD karşı mücadele yapan uluslararası koalisyonun eylemleri, şimdilik ABD’nin önceleri seslendirdiği senaryoya göre gerçekleştirilecek: Batılı ülkeler IŞİD karşı kara operasyonuna katılmayı reddediyor, Irak ve Suriye’de bulunan mevzilerini bombalamakla yetiniyorlar. Batı ülkeleri “bu mücadelenin iki-üç yıl sürebileceğini” bildiriyor. Demek Türkiye ile sınırda şu anda Irak ve Suriye’yi kapsamına alan silahlı anlaşmazlık ocakları korunacak.
Yalnız havadan indirilen darbeler ile IŞİD üstesinden gelmeye olanaksız olacağını ikaz eden Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan NATO’lu müteffiklerinin stratejisini kesin şekilde eleştiriyor. Toprakları üzerinden Iraklı “peşmerge” Kürtlerini geçirmek zorunda kalması Türkiye’yi hiç tatmin etmiyor, çünkü bu sayede PKK savaşçılarının eylemleri aktifleşebilecek. Dahası da var. Amerika, IŞİD ile mücadeleye Türkiye’nin aktif katılması amacıyla Suriye havalarında uçuş için yasak bölgenin kurulması başta olmak üzere, sürdüğü koşulların hiç birini kabul etmedi. Ankara’nın fikrine göre, bu olay hiç olmazsa Türk topraklarına yeni göçmen akınını önliyebilecek.
Türk medyası bundan çok söz ediyor, “Washington’un Şam’da rejimin değişmesini koalisyonun başlıca amacı ilan edeceğine ilişkin Türkiyenin umutları boşuna” olduğunu yazıyor. Birçok Türk eksperine göre, IŞİD kendi omuzlarında Türkiye’ye “Al-Kaide’yi” sürüklememesi amacıyla Ankara standart olmayan siyasi manevralara hazır olmalı. Böyle şeylerin yer alması halinde, bu yeni tarihinde en ciddi siyasi ve jeopolitik meydan okuyuşu olacak.
The Daily News gazetesinin yazdığı gibi, “IŞİD karşı mücadelede kendi senaryosuna göre hareket etmeğe zorlamak için Batı Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şiddetli baskı yapmaya başladı”. Türkiye, IŞİD petrol satın almak ve petrol ürünleri kaçakçılığı yapmak, Türk sınırından Suriye’ye sızan yabancı cihatçıları yakalamak için önlemler almamakla suçlanıyor. Bu bağlamda Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “bunun Türkiye’yi olumsuz açıdan gösterme çabaları” olduğuna işaret etti.
Tek kelimeyle, IŞİD karşı sözüm ona mücadele devam edecek. Bu arada Dünya Bankasından eksperler, Suriye’deki içsavaş ve IŞİD karşı mücadelenin Ortadoğu’ya 35 milyar dolara mal olduğunu sanıyor. Dünya Bankası, istikrarsız durum, Türkiye de içinde, birçok bölge ülkesinin gelişmesini baltaladığını bildiriyor. Uzmanlar, savaşlar ile istikrarsızlığın bölge ülkelerinin ekonomilerine uzun süre içinde olumsuz etki yapacaklarını ikaz etti.