İran, 28 Aralık 2017’de yüksek fiyatlar ve işsizliğe karşı ülkenin en büyük kenti Meşhed'de başlayan bir dizi protesto gösterisine sahne oluyor. Eylemlerin başlamasının hemen ardından ABD Dışişleri Bakanlığı, bütün ülkelere “İran halkını ve onların temel haklarını alma ve yolsuzluğa son verme çabalarını açık bir şekilde desteklemeleri” çağrısında bulundu. ABD Başkanı Donald Trump "İran halkı yemek ve özgürlük için aç. İnsan haklarının yanı sıra İranlılar'ın zenginliği de yağmalandı. Değişim zamanı!" ifadelerini kullandı. ABD’nin bu tepkisi karşısında bölge ülkelerinin tutumu çok farklı oldu. Türk Dışişleri Bakanlığı, İran’a yönelik dış müdahalelerden kaçınılmasını temenni ettiklerini açıkladı. Benzer bir şekilde Rusya da, İran’a yönelik herhangi bir dış müdahalenin “kabul edilemez” olduğuna işaret etti. Ülkede süregelen protestolara dair en önemli soru işaretlerinden birisi de eylemlerin ülkedeki durumu düzeltme adına bir “hak arayışı” mı yoksa ikinci bir “Turuncu Devrim” girişimi mi olduğu idi. Devrim Muhafızları’nın yayınladığı açıklama bu soruya yanıt verir nitelikteydi. Açıklamada "İran'ın devrimci halkı on binlerce Besic gücü, polis ve istihbarat servisiyle birlikte kargaşayı yenilgiye uğrattı" ifadesi kullanılırken 'kargaşanın ABD, İngiltere, Siyonist rejim (İsrail), Suudi Arabistan ve Halkın Mücahitleri tarafından yaratıldığı’ ifade edildi.
İran dini lideri Ayetullah Ali Hamaney de protestoların ABD ve İsrail tarafından planlandığını ve Halkın Mücahitleri Örgütü'nün "taşeron" olarak kullanıldığını dile getirerek yapılanların karşılıksız kalmayacağını söyledi. İran'da başlayan gösterilerde şimdiye kadar 20'nin üzerinde kişi hayatını kaybetti. Gözaltına alınanların sayısı ise İranlı reform yanlısı milletvekili Mahmud Sadeghi'ye göre yaklaşık 3700 iken; resmi verilere göre aynı rakam 1000'in üzerinde.