Türkiye, Suriye’de PKK’nın uzantısı olarak gördüğü YPG’nin ana omurgasını oluşturduğu DSG’ye karşı harekat başlattı. 2016’da Cerablus ile Azez hattında gerçekleştirilen Fırat Kalkanı Harekatı ve 2018’de Afrin’de gerçekleştirilen Zeytin Dalı Harekatı’nın ardından Türkiye’nin Suriye’deki üçüncü operasyonu, ‘Barış Pınarı Harekatı’ oldu. Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusuna yönelik bu operasyon, Türkiye ile ABD arasındaki ‘güvenli bölge’ mutabakatının hayata geçirilemeyişini takip etti. ABD,Türkiye’nin kendi kontrolünde, 30 ila 40 kilometre derinliğinde ve ‘terör örgütü’ olarak gördüğü DSG’den arındırılmış bir bölge formülünü kabul etmeyince; Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye Milli Ordusu’yla beraber harekete geçti. Rusya, Türkiye’nin operasyonla ilgili kendilerini bilgilendirdiğini açıklarken, başta ABD Başkanı Donald Trump olmak üzere çok sayıda Amerikan yetkili, Türkiye’ye ağır ekonomik yaptırım dahil pek çok tehdit yöneltti. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker, güvenli bölge planı için AB'nin hiçbir maliyeti üstlenmeyeceğini söyledi. AB’den de operasyona karşı oldukları çıkışı geldi. Fransa ve Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkeleri de operasyonla ilgili endişelerini belirtti. BM, harekat boyunca sivillerin korunmasının önemine vurgu yaptı. Ancak açıklamalara rağmen Türkiye’nin kararı net. Zira Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Türkiye’nin siviller konusunda son derece hassas olacağına işaret ederek “Biz bir beka mücadelesi veriyoruz, bu mücadeleyi bölgemizden teröristleri temizleyene kadar da sürdüreceğiz" açıklaması yaptı.