CEYHUN BOZKURT'LA BÖLGENİN KALBİ

Kemal Olçar: Türkiye’deki DEAŞ hücreleri, Türkiye’ye karşı hazır kıta bekletiliyor

İstanbul Beykent Üniversitesi’nden Akademisyen ve Askeri Stratejist Doç. Dr. Kemal Olçar ve Gazeteci Aydın Cingöz, Ceyhun Bozkurt'un hazırlayıp sunduğu Bölgenin Kalbi programının konuğu oldu.
Sitede oku
Askeri Stratejist Kemal Olçar, 3 polisin şehit edildiği Yalova’daki DEAŞ hücre baskınını ve detaylarını anlattı. Gazeteci Aydın Cingöz ise futbolda yasadışı bahis ve şike soruşturmasının başlatılmasıyla akıllara gelen 3 Temmuz sürecini değerlendirdi.
DEAŞ’taki hareketliliği yorumlayan Askeri Stratejist Kemal Olçar, şunları söyledi:
DEAŞ’ın kökleri 2007-2008’e dayanıyor. Daha Arap Baharı başlamadan önce DEAŞ ile ilgili projeler başlatılmıştı. Arap Baharı ile beraber bu proje hayata geçti. Özellikle buna ‘proje’ diyorum çünkü; gerçekten bir örgütün kurulması doğal sebepler dışında mutlaka bir dış destek, sermaye, silah, mühimmat gerekiyor. Bunlarla ilgili de ideolojik bir dava ve motivasyon unsuru gerekiyor. Tüm bunları bir araya getirmek çok da kolay bir şey değil. Kurgulanış 2006-2007’de kökleri saklı olan örgüt, 2011 sonrası aktif olarak Suriye ve Irak’ta bir devlet kuracağı iddiasıyla ortaya çıkarılmıştır. O tarihten bu tarafa kadar hem ülkemizde hem Suriye ve Irak’ta çeşitli eylemler gerçekleştirmişler. Bu katliamların hepsinin bir amacı vardı: Suriye ve Irak’ta topraklar bölünecek ve örgüte aktarılacaktı. O örgüt DEAŞ olarak ortaya çıkarıldı. Bu oyun şuanda devam ediyor. Bir suskunluk dönemi var. Bu döneme hücre uyuması deniyor. Uyutulan hücreler, farkında da olabilir olmaya da bilir. Suriye kampında besleniyorlar eğitim yapıyorlar. Bunlar mahkeme sonucu hüküm giyip ceza çekmiyor. Yüzde 60’ı kadın ve çocuktan oluşan aile gruplar. Geri kalan 5 bin civarı silahlı grup var. Orada bekletiliyor. Bu kampların dışında hücreler var. Türkiye’de de hücreler mevcut. Türkiye’dekiler Türkiye’ye karşı hazır kıta bekletiliyor.
3 Temmuz sürecini hatırlatan Gazeteci Aydın Cingöz ise şu ifadeleri kullandı:
Federayonun içerisinden 3 Temmuz’da Fenerbahçe’ye karşı kurulan kumpasın örgütlendiğine dair emareler var. 2014-2017 yıllarında Aziz Yıldırım, Fenerbahçe’ye karşı operasyonun çok yönlü olduğunu, medya ayağı, federasyon ayağı olduğunu vurgulayan dilekçeler vermişti. Bunlarla ilgili sonuç alınamadı. Bir yıl önce Lütfü Arıboğan’ın e-postaları patlatıldı. Mehmet Baransu ile hareket ettiği ortaya çıktı. İşin geldiği nokta itibariyle, Arıboğan basına sızdırıyor. Fenerbahçe cezalandırılıyor. Fenerbahçe bu mailleri ortaya çıkarınca HTS kayıtlarına bakıyorlar. Arıboğan ile Baransu arasında kanaate varılıyor. UEFA’dan tescilli şikeci denilen ‘tescil’ manipülasyon sonucu ortaya çıktı. Arıboğan ile Helvacı’ya adli kontrol talep edildi. Fenerbahçe’nin suskunluğu da ayrı bir tartışma konusu, kurumsal olarak açıklama bile yapılmadı.
Yorum yaz