Uyuşturucu operasyonu kapsamında yapılan testi pozitif çıkan Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran'ın başkanlığı tehlikede mi sorusu akıllara geldi. Kulüp tüzüğü, 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) düzenlemeleri yeniden tartışma konusu oldu. Durumu değerlendiren spor hukukçuları sürecin tek bir mevzuat çerçevesinde ele alınamayacağını, birbirinden bağımsız ancak sonuçları kesişebilecek üç ayrı hukuki düzenleme üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği görüşünde birleşiyor.
Başkanlığı otomatik düşer mi?
Nefes'in haberine göre, Fenerbahçe Kulüp tüzüğüne göre, üyelik onuru ve yükümlülükleriyle bağdaşmayan davranışlar ile kulüp itibarını zedeleyen eylemler disiplin kapsamına giriyor. Bu tür fiiller için öngörülen temel yaptırım uyarı cezası. Ancak tüzükte, bu tür disiplin ihlallerinin kulüp başkanlığı görevini kendiliğinden sona erdireceğine dair açık bir hüküm bulunmuyor. Tüzük açısından başkanlığın düşmesi otomatik bir sonuç olarak değerlendirilmiyor.
Kesinleşmiş karar olmadan görev düşmüyor
Asıl belirleyici çerçeve, 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nda çiziliyor.
Kanun, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, kullanımı ve bu suçlara ilişkin mahkumiyetler dahil olmak üzere bazı ağır suçlar için net bir hüküm getiriyor. Bu suçlardan kesinleşmiş bir mahkumiyet halinde, kulüp başkanlığı dahil olmak üzere yönetim, denetim ve diğer kurul üyelikleri herhangi bir ek karara gerek olmaksızın sona eriyor. Aynı durum, spor yargı organlarınca verilen uzun süreli hak mahrumiyeti cezaları için de geçerli.
Buradaki kilit nokta şu; test sonucu, iddia veya soruşturma tek başına yeterli değil. Görev kaybı, ancak kesinleşmiş kararlarla mümkün.
“Kulüp yöneticisi” sıfatıyla disiplin hükümlerine tabi
TFF Futbol Disiplin Talimatı'na göre ise kulüp başkanları, “kulüp yöneticisi” sıfatıyla disiplin hükümlerine tabi.
Uyuşturucu veya yasaklı madde kullanımı; futbolun itibarını zedeleyen, sportmenliğe aykırı davranış olarak değerlendiriliyor. Özellikle olayın kamuoyuna yansıması, adli soruşturma konusu olması veya kesin tespitlerin bulunması halinde disiplin süreci ağırlaşabiliyor.
Bu kapsamda; hak mahrumiyeti (aylar ya da yıllar sürebilen futbolla ilgili tüm faaliyetlerden men), para cezası, fiilin ağırlığına göre süresiz hak mahrumiyeti gibi yaptırımlar gündeme gelebiliyor.
TFF, yalnızca madde kullanımını değil; itibar zedeleyici davranış, talimatlara aykırılık ve suç işlenmesi gibi genel hükümleri de esas alarak ceza verebiliyor. Nihai karar, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) ve olası itiraz halinde Tahkim Kurulu’nun takdirinde.
Tutuklama kararı çıkarsa ne olur?
Süreçte sıkça sorulan bir diğer soru da tutuklama ihtimali. Hukuki açıdan önemli bir ayrım var. Tutuklama, bir koruma tedbiri; mahkumiyet ise suçun kesinleşmesi anlamına geliyor. 7405 sayılı Kanun’a göre, yalnızca tutuklanmak başkanlığın otomatik olarak düşmesine yol açmıyor.
Kulüp tüzüğünde bu yönde özel bir hüküm bulunmadığı sürece, başkanlık sıfatı hukuken devam ediyor. Ancak TFF tarafından verilebilecek bir hak mahrumiyeti cezası halinde, başkan fiilen görev yapamaz hale gelebilir. Bu durumda görev düşmese bile, yetkilerin kullanımı pratikte askıya alınmış olur.