Uzmanlara göre bağışıklık sistemi bir düğme gibi açılıp kapatılamıyor. Imperial College London’dan immünolog Daniel Davis, “Bağışıklığı artırmak istemezsiniz. Asıl önemli olan, bağışıklık tepkisinin yerinde ve dengeli olmasıdır” diyor.
Çalışmada aşırı bağışıklık tepkilerinin otoimmün hastalıklara ve alerjilere yol açabileceği de hatırlatılıyor.
C vitamini efsanesi
New Scientist’te yayınlanan çalışmada halk arasında yaygın inanışın aksine, yüksek doz C vitamininin soğuk algınlığını önlemediği belirtiliyor. Araştırmalar, C vitamininin yalnızca semptom süresini birkaç saat kısaltabileceğini gösteriyor. Bu inanışın, 1970’lerde Nobel ödüllü bilim insanı Linus Pauling’in tartışmalı çalışmalarına dayandığı, ancak verilerin sonradan ‘seçmeci’ olduğu yönünde eleştirildiği aktarıldı.
‘Mikrobiyota kilit rol oynuyor’
Uzmanlar, uzun vadede bağışıklık sağlığı için en kritik faktörlerden birinin bağırsak mikrobiyotası olduğuna dikkat çekiyor.
Bağırsaklarda yaşayan trilyonlarca bakteri, bağışıklık hücrelerinin işleyişini doğrudan etkiliyor. Liften zengin beslenme, fermente gıdalar ve mikrobiyal çeşitlilik bağışıklığı destekliyor.
Pandemi döneminde yapılan geniş çaplı bir araştırmada, kefir, yoğurt ve kimchi gibi fermente gıdaları düzenli tüketen kişilerin, C vitamini veya çinko kullananlara kıyasla Kovid-19’u daha hafif geçirdiği gözlemlendi. Ancak uzmanlar, bunun ‘nedensellik’ değil ‘ilişki’ olduğunun altını çiziyor.
Zencefil ve zerdeçal 'mucize' mi?
Zencefilin iltihap azaltıcı etkileri olduğu kabul edilirken, bunun ancak yeterli ve taze tüketimle mümkün olduğu belirtiliyor. Zerdeçalın etken maddesi kurkuminin hayvan deneylerinde olumlu sonuçlar verdiği, ancak insanlarda emiliminin çok düşük olması nedeniyle etkinliğinin sınırlı kaldığı ifade ediliyor.
Vanderbilt Üniversitesi’nden Prof. Claus Schneider, “Kurkumin gripten korunmak için kullanılacak bir madde değil” diyerek beklentilerin gerçekçi olması gerektiğini vurguladı.
Egzersiz ve stres belirleyici
Araştırmalar, düzenli ve orta düzey egzersizin bağışıklık sistemi için en güçlü doğal desteklerden biri olduğunu ortaya koyuyor. Hızlı yürüyüş, yüzme ve hafif koşu gibi aktiviteler bağışıklık hücrelerinin dolaşımını artırıyor. Ancak aşırı ve yüksek yoğunluklu egzersizin, stres hormonu kortizolü artırarak bağışıklığı baskılayabileceği uyarısı yapılıyor.
Uzmanlara göre bağışıklık sistemini en fazla zayıflatan faktör ise uzun süreli stres. Kronik stresin, bağışıklık hücrelerinin virüslere verdiği yanıtı doğrudan azalttığı bilimsel olarak gösterilmiş durumda.
‘Sihirli hap’ yok
Bilim insanları, bağışıklığı tek bir takviye ya da ilaçla ‘üst seviyeye çıkarmanın’ mümkün olmadığını vurguluyor. Dengeli beslenme, fermente gıdalar, düzenli egzersiz ve stres yönetimi, bağışıklık sağlığının temel taşları olarak öne çıkıyor.
Bağışıklık ‘derecesi’ nedir?
ABD’de Texas Üniversitesi’nden Prof. Sunil Ahuja tarafından geliştirilen ‘bağışıklık derecesi’ , vücudun enfeksiyonlara karşı ne kadar etkili ama aynı zamanda ne kadar kontrollü yanıt verdiğini ölçüyor. Bu değerlendirme, CD4 ‘yardımcı’ T hücreleri ile CD8 ‘öldürücü’ T hücreleri arasındaki orana dayanıyor. Oranın 1’in üzerinde olması, bağışıklık sisteminin dengeli çalıştığına işaret ediyor.
Düşük bağışıklık dayanıklılığı; kronik iltihaplanma, hücresel yaşlanma ve hastalıklara daha açık bir vücut anlamına geliyor. Ahuja, “Bağışıklık dayanıklılığı düşük olan kişilerde hastalık riski ciddi şekilde artıyor” değerlendirmesinde bulundu.