Son 5 yılda dolar karşısında en çok değer kaybeden para birimleri şunlar: Arjantin pesosu yüzde 92, Türk lirası yüzde 81, Mısır poundu yüzde 68, Japon yeni yüzde 28, Şili pesosu yüzde 24.
Arjantin zaten de facto, fiili olarak çökmüş bir devlet; Arjantin parasının dolar karşısında değer kaybetmesi kabul edilebilir. Mısır da darbeden darbeye, savaştan savaşa sürüklenerek gelen ve kötü yönetilen bir ülke olduğu için orada da bu sonuç şaşırtıcı değil.
Japonya’nın parası da değer kaybediyor; Japonya dolar endeksini belirleyen para birimlerinden biri ve diğerleri değer kaybettikçe o da etkileniyor. Şili pesosu tarafında da Şili ekonomisinin durumunu biliyorsunuz.
Türkiye ekonomisi ‘uçuyoruz, kaçıyoruz’ denilen bir ülkeyse, parası nasıl oluyor da dolar karşısında yüzde 81 değer kaybediyor?
Amerika Birleşik Devletleri 70’li yıllardaki petrol krizinden sonra dolarla altının bağını kesti. Bretton Woods döneminde ‘ben dolar bastığım kadar hazineye altın koyacağım’ diyordu; petrol kriziyle bunu sürdüremeyince, ‘bugün itibarıyla dolarla altının bağını kesiyorum’ dedi. Dünyada ‘doların bir karşılığı yoksa biz bunu nasıl teminat göreceğiz’ denildiğinde, Amerika ‘teminat benim’ dedi; ‘dolarınızı alıp bozmayan olursa ben hesabını görürüm’ yaklaşımıyla doların birebir takipçisi oldu. Petrol krizinden sonra karşılıksız bastığı dolarlarla paradan para kazanan bir ülke konumuna geldi; aynı parayı çoğaltarak ve faize vererek daha fazla kazandı.