Arjantinli uluslararası ilişkiler analisti Christian Lamesa, ABD Başkanı Donald Trump’ın NBC News’a verdiği röportajda Venezüella’ya yönelik askeri müdahalenin kapısını aralık bırakan açıklamalarını Sputnik’e değerlendirdi. Lamesa’ya göre, bu tür beyanlar, doğrudan bir savaş hazırlığından çok, süregelen psikolojik ve ekonomik savaşın bir uzantısı niteliğinde.
Trump’ın askeri seçeneği dışlamaması, bana göre psikolojik baskının bir parçası. Bu süreç zaten ekonomik savaşa dönüşmüş durumda. Özellikle Venezüella’ya giden ya da oradan çıkan petrol tankerlerine yönelik engelleme tehdidi buna örnek.
Şu aşamada sadece tehditler var ve bunların ötesine geçileceğine dair hiçbir kanıt yok. Uluslararası prestij, çoğu ülke tarafından kınanma ve hatta maddi kayıplar açısından ABD'nin kayıplarının kazanımlardan çok daha fazla olacağını düşünüyorum. Herhangi bir saldırı, sahada askeri bir varlık eşlik etmedikçe, ki bu düşünülemez, ABD için çok az fayda sağlayacaktır. Verilecek maddi ve insani kayıplara gelince, bu Venezüella için şüphesiz felaket olurdu, ancak imaj kaybı açısından Donald Trump'ın yapabileceği en kötü şey olurdu.
Bu nedenle, mevcut stratejinin devam eden psikolojik ve ekonomik savaş stratejisi olduğunu ısrarla vurguluyorum. Amacı, Nicolas Maduro hükümetinin içten çöküşünü kışkırtmak: bu, halkın hoşnutsuzluğu, muhalefet eylemleri veya, yakın vadede pek muhtemel görünmese de, ülkenin askeri yönetiminin pozisyonunda bir değişiklik yoluyla mümkün olabilir. Trump'ın gerçekten güç kullanma niyeti olsaydı, bunu çok daha önce yapardı ve birkaç ay önce Güney Karayipler'de gerçekleştirdiği ve sürpriz unsurunu çoktan yitirmiş olan operasyonla yetinmezdi.
Askeri bir operasyonu ihtimal dışı bırakmıyor ama ona onay da vermiyor. Onun açıklamaları, Trump’ın sık sık kullandığı, rakibini yıpratmaya ve muhtemelen ileride Beyaz Saray için müzakerelerde daha elverişli koşullar elde etmeye yönelik sözlü bir gösterisinin parçası.