Ankara Kızılcahamam'da 2.5 yıl önce meydana gelen trafik kazasında Ankara ve İstanbul plakalı iki araç kafa kafaya çarpıştı. Kazada Ankara plakalı araçta bulunan üç kişi hayatını kaybetti. İstanbul plakalı aracı ise kimin kullandığı bir türlü tespit edilemedi. Kazada yaralanan iki kişi de arabayı kullandıklarını kabul etmedi. Yerel mahkeme yargılama sonrasında şüphelilerden birinin 'sürücü' olduğuna karar vererek 16 yıl ceza verdi. Diğer şüpheliye ise 8 yıl hapis cezası verdi. Bunun üzerine itiraz edildi. Yargıtay şüphelilerden biri için kararı onadı, diğeri için bozma kararı verdi. Şimdi dosya yeniden incelenecek ve nihai karar açıklanacak.
İki araç kafa kafaya çarpıştı: Biri çocuk üç kişi öldü
Habertürk'ten Mustafa Şekeroğlu'nun özel haberine göre, 4 Haziran 2023'te Kızılcahamam-Çerkeş Tüneli'nin çıkışında meydana gelen kazada Ankara ve İstanbul plakalı otomobiller, kafa kafaya çarpıştı. Kazada Ankara plakalı araçta bulunan biri çocuk üç kişi hayatını kaybetti, dört kişi ise yaralandı. Asıl karmaşa ise bundan sonra başladı.
Kazaya neden olan aracı kim kullanıyordu?
İddiaya göre çok hızlı gelen ve direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı taraftaki arabaya çarpan araçta bulunan Hasan Canpolat ve Emre İrez hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kaldırılan Hakan Canpolat ve Emre İrez’in yapılan kontrollerde aşırı alkollü oldukları ortaya çıktı. Ortaya çıkan rapora göre Hakan Canpolat 2.9 promil, Emre İrez 2.19 promil alkollü (yasal sınır: 0.50) çıktı. Başlatılan soruşturmada aracı kimin kullandığı sorusuna cevap arandı.
Kaza tutanaklarına göre, araçta yaralı kurtarılan Emre İrez araç içinde sağ ön koltuk ile torpido arasında sıkışmış halde bulundu. Hakan Canpolat ise aracın dışında yaralı haldeydi. Dosyaya giren ifadelere göre 3 itfaiye ekibi, "Sürücü koltuğu boştu. Emre İrez, sağ ön yolcu kısmında torpido altında sıkışmıştı. Hakan Canpolat aracın dışındaydı, dolaşıyordu" derken, ambulans ekibi; "Sürücü koltuğunda kimse yoktu, bilinci kapalı Emre İrez sağ ön koltukta bulundu" ifadesini verrdi. Jandarma personeli Batuhan Y. ise "Olay yerine vardığımızda sol şoför kapısı açıktı, Hakan aracın dışındaydı. Emre sağ tarafta torpido ile kapı arasında sıkışmıştı” dedi.
Bu ifadeler, aracın sürücüsünün Emre olamayacağı yönünde savunma tarafından delil olarak sunuldu.
Tünel çıkışı görüntüler ortaya çıktı
Soruşturmada, Hakan Canpolat'ın avukatları ise Kızılcahamam–Çerkeş tünel çıkışına ait kamera görüntülerinde direksiyonda Emre İrez’in, sağ ön koltukta ise Hakan Canpolat’ın bulunduğunun görüldüğünü savundu. Ayrıca tünel çıkışındaki PTS kayıtlarıyla da aracı süren kişinin Emre İrez olduğunu iddia ettiler.
Savunmak için sunulan görüntülerde kazadan hemen 15 saniyesi öncesine ait Çerkeş–Kızılcahamam Tüneli çıkışı PTS kayıtları da soruşturma dosyasına sunuldu. Dosyaya konulan görüntülere göre, kaza noktasına 250 metre kala kazadan saniyeler önce saat 10.50.47’de direksiyonda Emre İrez olduğu iddia edildi.
Hava yastığında Emre İrez'in DNA'sı çıktı
Kazadan sonra araç içinden alınan biyolojik örnekler, dosyanın en kritik bilimsel delillerinden birini oluşturdu. Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nda yapılan incelemede, sürücü tarafındaki hava yastığından alınan kan ve doku örneklerinin tamamının Emre İrez’e ait olduğu tespit edildi. Bu bulgu, direksiyonun arkasında oturan kişinin çarpma anında hava yastığıyla temas eden kişi olduğu ihtimalini güçlendirdi.
Yeni tanıklar da İrez'i işaret etti
Mahkemede sürücü kimdi sorusuyla ilgili tanık ifadeleri dinlendi. Bu konuyla ilgili olay yerine giden iki Jandarma personeli tanık olarak dinlendi. Kazada görevli Jandarma görevlisi Barış T. 16.01.2024 günü verdiği beyanında, "Emre'nin üzerinde uzun kollu beyaz renkli gömlek vardı. Kamera görüntülerini de izleyen bizzat benim. Görüntülerde aracı kullanan kişinin üzerinde açık renkli bir kıyafet görünüyor, sağ ön yolcu koltuğundaki kişinin üzerindeki kıyafet koyu renkli olarak görünüyor. Ben bu nedenle aracı kullanan kişinin Emre olduğunu düşünüyorum, aynı zamanda direksiyondan alınan svap ve DNA örnekleri de Emre'ye ait çıkmıştır, çarpmanın etkisiyle Emre'nin sağ tarafa savrulduğunu tahmin ediyorum" diye ifade verdi. Tanık Jandarma görevlisi İsmet G. ise beyanında, "Emre çarpmanın etkisiyle de sağ tarafa savrulmuş olabilir" dedi.
Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanan 7 sayfalık uzmanlık raporunda da kazanın oluş şekline ve araç içindeki yaralanmaların dağılımlarına göre değerlendirmeler yer aldı. Raporda yolcu koltuğunda bulunan bir kişinin çoğu kazada baş-boyun travması yaşaması beklenirken, Emre’nin esas darbeyi göğüs-alt ekstremite bölgesinde almış olması “sürücü konumuyla uyumlu” bulundu.
İki şüpheli de suçlamaları kabul etmedi
Yargılama sürecinde ise Hakan Canpolat aracı kendisinin kullanmadığını ve kaza anını hatırlamadığını söylerken, Emre İrez de, "Aracı hep Hakan kullandı. Kaza anında uyuyordum, torpidonun altında uyandım” dedi.
Mahkeme'den 'sürücü Hakan Canpolat' kararı
Yargıtay kararını verdi
Dosyayı inceleyen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da Hasan Canpolat'ın kararını onadı. Emre İrez hakkında ise dosyada "aracı kullanmadığı yönünde ciddi deliller olduğu”, ‘Çelişkili tanık beyanları, tünel kamerası iddiaları, DNA – swap – kriminal deliller, torpido altında sıkışmış bulunması" gibi unsurların yeterince değerlendirilmediği belirtildi. Başsavcılık Emre İniz için “bozma” talep etti. “Emre’nin fiile katkısı yoktur, sürücü değildir” değerlendirmesi yapıldı.
Yargıtay Başsavcılığı’nın bu kararın ardından kazaya neden olan ‘Sürücü kimdi?’ tartışması artık son noktaya geldi. Kamera kayıtları, Adli Tıp bulguları ve tanık beyanları son olarak incelenecek ve nihai karar verilecek.