‘Venezuela en kötü senaryoya hazırlanıyor’
“Şu anda Venezuela hükümeti açısından bakarsak; onlar her türlü duruma hazırlanıyorlar. Amerikalıların bir çıkartma yapması, belki bir kıyı kasabasını ele geçirmesi ya da nokta atışlarıyla füze saldırıları yapmasına karşı Venezuela hükümeti zaten haftalardır hem seferberlik ilan etti hem milis güçlerini seferber etti. Milis güçlerine halktan yeni katılımlar oldu, insanlar bu savaşa katılmak için kayıt oldular; tatbikatlar yapıldı ve düzenli olarak yapılıyor. Yani Venezuela en kötü senaryoya hazırlanıyor. Ancak en çok beklenen senaryo bu değil. Bunun daha çok psikolojik savaş olduğu vurgulanıyor, bu Maduro tarafından da ifade edildi. Bu psikolojik savaşa boyun eğilmeyeceği de net bir şekilde ifade ediliyor. Venezuela’daki ağır basan eğilim ABD’nin Venezuela’ya yönelik bir kara harekâtı yapmayacağı yönünde. Ama dediğim gibi Venezuela devleti, ordusu, halkı (ki bu önemli bir unsur. Orada ordu-halk birliği çok temel bir konsept) en kötü senaryoya hazırlanmış durumdalar.
Ordunun halkın içinden gelen, ideolojik olarak çok sağlam, çok Bolivarcı bir kurum olması, halk ile iç içe olması ve bir seferberlik halinde sadece ordu ve milis değil, bütün halkın seferber edilecek olması bence burada kilit mesele. Venezuela biraz Küba’ya benziyor. Venezuela’nın ABD’yi askeri olarak yenme iddiası yok, Küba’nın da yoktu. Küba devriminden sonra 11 milyon nüfuslu bir ülke o zamanki dünyanın iki süper gücünden birini askeri olarak yenemeyeceğini biliyordu. Burada konsept bir halk savunması konsepti. İdeolojik temelleri sağlam olan, halkla ilişkileri çok iyi olan, halkı seferber eden ve karşı tarafa zaiyat verecek, anında bir gerilla savaşına geçebilecek bir orduya sahip olmak üzerine kurulu savunma konsepti.”
‘Bolivar’ın kılıcı sömürge karşıtı savaşın simgesi’
‘Bütün Güney Amerika ABD’ye karşı birleşiyor’
‘Venezuela arka bahçe konseptine isyanın lideri’
“Venezuela petrolünü ABD’ye satmayı reddetmiyor. Tam tersine, Maduro hükümeti ABD ile bu konuda anlaşmaya, petrolünü satmaya, beraber yatırım yapmaya hazır. Bunu reddetmiyor. Hiçbir zaman reddetmedi. Venezuela’nın reddettiği şey şu; ABD’nin petrolleri yok pahasına alıp götürmesini; yani vergisini ödememesini, kazancının hiçbir şekilde Venezuela’da yatırıma sevk edilmemesini, bütün alt yapının, rafinerilerin vs. ABD’ye veya onun şirketlerine ait olmasını reddediyor. Kavga petrol alanında biraz buradan kopuyor. Venezuela’nın komşusu Guayana’nın yaptığı tam da bu; küçük, zayıf bir ülke, bir anti-emperyalist geçmişi olmayan bir ülke. ABD oranın petrolüne ve doğalgazına çöktü. Venezuela bunu reddediyor. Bence mesele petrol ile de sınırlı değil.
Bugün geldiğimiz noktada ‘arka bahçe’ konsepti bu ülkelerin müttefiklerini, ticari ortaklarını seçmelerini engellemeye yönelik bir girişim ve burada Venezuela açısından baktığınız zaman en öne çıkan Rusya, Çin, İran ve tabii ki Türkiye. Machado Türkiye’nin Venezuela ile ilişkilerini de çok sert eleştirmişti. Dolayısıyla sadece Venezuela değil, bütün Latin Amerika ülkelerinin ticari anlamda özellikle Çin ile geliştirdikleri ilişkiler, güvenlik alanında birçoğunun Rusya ile geliştirdikleri güvenlik işbirlikleri… Bu tür girişimlere karşı ‘Arka bahçem benimdir. Burada benim dışımda kimse at koşturamaz’ gibi bir kavga da veriliyor, bu kesin. Venezuela da bu arka bahçe konseptine isyan eden ülkelerin lideri. Venezuela aslında çok büyük bir ülke. Nüfusuna, kaynaklarına, coğrafyasına baktığınız zaman ölçeğinin çok daha etkisi olan, çok daha büyük iddialar taşıyan, çok kutuplu dünya iddiasını Güney Amerika’da temsil eden bir ülke, bu açıdan da lider bir ülke. Bu yüzden de hedef alındığını düşünüyorum.”