‘Batı Marmara’da 7'den büyük deprem riski yüksek’
‘Sındırgı’da 3 ayda 15 binden fazla deprem yaşandı’
‘Depremler en az 3-4 ay daha sürecek’
‘TOKİ binalarında çatlak bile yok’
”Sındırgı’daki yaşayanlar TOKİ binaları civarındaki evleri kiralasınlar, satın alsınlar. Eğer yeni bina yapacaklarsa TOKİ binalarının doğusuna doğru bir alandaki binalara taşınsınlar. Halkın bir denetimi olacağı için alüvyon, çürük zeminde yapılan binalara kimse yaklaşmayacaktır. Bu binaları yapanlar da tercihlerini sağlam zemine taşıyacaklardır.
Bu sadece Sındırgı için değil. Örneğin; Adapazarı, Bolu, İstanbul’un bazı kesimleri, Düzce, Erzincan, Bingöl… bunlar ovalarda kurulmuş ve ovaların hemen kenarında faylar var. Bu kentlerin faylardan uzak yerlere taşınması lazım ve çürük zemine değil, sağlam zemine taşınması lazım.
Alüvyondan uzaklaşacağız, binalarımızı sağlam zemine yapacağız. TOKİ’lerin çoğu böyle yerlerde ve TOKİ binalarının hiçbirinde çatlak dahi yok. Ama belediye binasında, kaymakamlık binasında çatlaklar var.”
‘Magma hareket ettikçe yeni depremler olacak’
“Muğla-Düzce hattının batısında ve ege bölgesinde çok yoğun depremler yaşadık. Nisan-Mayıs-Haziran ve Ekim’de maksimuma ulaştı. Giderek bunların sayısı azalacak. Bu hattın batısında olağanüstü sayıda depremler oluyor, herhalde son 5-6 ayda 30 bine yaklaştı. Eğer bu depremler faylar ile ilgili olsaydı o zaman ‘enerji boşaldı’ diyecektik ama bu depremler magma sokulumu ile ilgili. Dolayısıyla magma yukarıya çıkmaya çalıştıkça yeni depremleri yaratacak ve herhangi bir şekilde enerji boşalması söz konusu değil. Magma yukarı doğru çıkmasını belki zaman zaman durduracak ama önümüzdeki 100 sene içinde bunu sürdürecek. Magma hareket ettikçe yeni depremler yeniden olacak.
Bazı meslektaşlarımız Sındırgı ve Simav’daki bu depremler doğu-batı uzanan Simav dayını tetikleyebilir dediler. Biz onu düşünmedik, bunlar magma sokulumu ile ilgili. Bunlar tetiklenmez. Simav fayı üç-beş ay sonra, birkaç sene sonra büyük bir deprem yaratırsa bugün yaşadığımız Sındırgı depremleri ile bir ilişkisi yok. Bağımsız olarak yaratacak.”
‘Doğu Akdeniz’de büyük bir deprem beklentim yok’
“Amanos Dağları’ndan gelen bir tektonik hattımız var. Bu hattımız Kıbrıs’ın güneyinden geçiyor, Antalya Körfezi’ne yaklaşıyor, dönüyor, Rodos’un doğusundan Girit’in güneyine uzanıyor. Bu, bir dalma-batma zone’u. Yani burada Akdeniz, Kıbrıs’ın altına, Girit’in altına doğru dalıyor. O dalma nedeniyle bu alanda Japonya’ya benzer büyük depremler oluyor. Türkiye’deki depremlerin çoğu Kuzey Anadolu Fayı, Doğu Anadolu Fayı ve Batı Anadolu’daki çöküntü alanlarını sınırlayan faylarla ilgili. Halbuki Akdeniz’de, Kıbrıs’ın güneyinde yaşadığımız bu depremler arkadaşlarımız tarafından dalma-batma zone’una bağlandı. Ama ben öyle düşünmüyorum. O depremlerin 3’ten büyüklerini aldım. Bunların dizilimi Kuzey-Güney’e veya Kuzeydoğu-Güneybatıya yakın. Bu dizilime baktığımızda bunun sadece dalma-batma zone’u ile değil de kuzeydoğu-güneybatı fayları ile ilgili olacağı görüşünü ileri sürdük. Benim verilere dayalı gözlemim bu. Bu son yaşanan depremler bunu bir bakıma ispatladı. Bu hat Mersin’e, oradan da Ecemiş fayına gidiyor. Özetle; dalma-batma zone’u ile kısmen ilgili ama Kıbrıs’taki depremler bana göre kuzeydoğu-güneybatı doğrultulu faylar ile de ilgili. Yarattıkları büyüklüklere bakarsak öyle çok tehlikeli görmüyorum. Bu eğer dalma-batma zone’u ile ilgili olsaydı biz burada 7.5-8’e varan depremler yaşayacaktık. Halbuki burada 6’ya bile ulaşmayan depremler var.”