Adana’da bir özel lisede kadınlar tuvaletine gizli kamera yerleştiren bir görsel sanatlar öğretmeniyle karşı karşıyayız. Olay, 24 Ekim’de bir öğretmenin tuvaletteki gider kısmında kamerayı fark etmesiyle ortaya çıkıyor. Okul yönetimi kendi içinde bir soruşturma yapıyor ve bu kameraların öğretmen E.İ. tarafından yerleştirildiği tespit ediliyor. Evinde yapılan aramalarda farklı farklı görüntülere rastlanıyor, bu görüntüleri yurt dışına sattığına dair bilgiler çıkıyor. Ardından gözaltına alınıyor, tutuklanıyor ve işten çıkarılıyor. Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunuluyor.
Polis ifadesinde kamera yerleştirdiğini kabul ediyor ve gerekçe olarak ‘Bazı öğretmenlerin hakkımda konuşup konuşmadığını merak ettim’ diyor. Tuvalete kamera yerleştirip bunu böyle gerekçelendirmek akılla, mantıkla açıklanabilecek bir şey değil. Bir insan, ‘benim hakkımda konuşuyorlar mı?’ diye merak ediyorsa gidip okul koridoruna, öğretmenler odasına kamera koyduğunu bile söyleyemez. Burada ise kadınlar tuvaletinden, gider kısmına yerleştirilmiş bir kameradan bahsediyoruz. Bu, sadece bir merak meselesi değil, çok ağır bir mahremiyet ihlali ve ciddi bir suç.
'Uygunsuz görüntü bulunmadı'
Okul yönetiminden yapılan açıklamada kameranın yalnızca 15 dakika kayıt yaptığı, hiçbir uygunsuz görüntü bulunmadığı, sosyal medyada dolaşan ‘2019’dan beri görüntü satılıyor’ iddialarının asılsız olduğu, sürecin takipçisi olacakları ve öğretmenlere hukuki destek sağlandığı belirtiliyor.
Uygunsuz görüntü yok denilerek sanki tuvalete kamera yerleştirilmesi hafifletilmeye çalışılıyor. Tuvalete kamera konulmasını normalleştiren bir yaklaşım kabul edilemez. Gider kısmına gizlice kamera yerleştirilen bir okul tuvaletinden söz ediyoruz ve hala ne var canım tonunda açıklamalar duyabiliyoruz. Bu tür olayların bu kadar sıradanlaşması, toplumda mahremiyet ve güvenlik algısının ne kadar zedelendiğini gösteriyor.