Balıkesir'in yanı sıra başta İstanbul olmak üzere çevre illerde de hissedilen depremi değerlendiren jeoloji yüksek mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, depremlerin bir enerji boşalması olduğunu söyledi.
'Nagazaki'ye atılan bomba enerjisi yaymış'
Bu enerji miktarını kıyaslamak adına dinamit ya da atom bombası benzetmelerinin yapılabileceğini aktaran Tüysüz, "Dün olan deprem, 21 bin 300 tonluk dinamit patlamasına eşdeğer. Aynı zamanda Nagazaki'ye atılan bir atom bombası kadar bir enerji yaymış. 10 Ağustos'tan bu zamana kadar 12 bindi, bugün aldığım bilgi 14 bin kadar deprem oldu. Bu depremden sonra da bu aktivite sürecektir." ifadelerini kullandı.
Depremler sürecek mi?
Tüysüz, bu depremlerin en az birkaç hafta süreceğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Daha da uzun süren bu tür deprem etkinlikleri var. Bunun da uzun sürmesi kuvvetle muhtemel. Burada depremin olması, orada bulunan bir fayın kırılması, o fayın çevredeki diğer fayları etkilemesiyle ortaya çıkan bir durum. Büyük olasılıkla 10 Ağustos'ta yaşanan 6,1 depremin arkasından dün akşam yaşanan deprem birbirini etkileyen iki olaydır. Bölgedeki daha küçük faylar da bu nedenle kırılıyorlar. Bu kırılma sonucu da sürekli depremler oluyor. Dolayısıyla bir stres boşalması olması söz konusu."
Depremlerin yıkıcılığını etkileyen faktörlerin başında büyüklüğü geldiğini aktaran Tüysüz, şöyle konuştu:
"Genellikle ülkemiz için yıkıcı deprem aşağı yukarı 6,5 büyüklüğünden başlar. Yani 6,5'in üzerindeki depremler yıkıcıdır. İkincisi, depremin yakınlığı ya da uzaklığıdır. Bu deprem şehrin içinde değil, yaklaşık 20-30 kilometre uzağında. Bir diğeri de zemin faktörü ve daha da önemlisi belki bina kalitesi problemi. Bütün bunlar birleşirse yoğun hasar meydana geliyor. Bir de depremin yüzeyde yarattığı sarsıntı miktarı ivmeyle ölçülüyor. Henüz ivme kayıtlarını görmedik ama demek ki çok yüksek ivmeler değil."
Prof. Dr. Tüysüz, depremin Sındırgı fayı kollarından birinde meydana geldiğini ve olası Marmara depremini tetiklemeyeceğini belirterek, "Yüzeyde görünen bir fay değil. Büyük olasılıkla yer altında mevcut. Ege Bölgesi özellikle dünyanın en sık deprem olan bölgelerinden bir tanesi. Önemli olan depreme hazır olmak. Türkiye bir deprem ülkesi ve bu tür depremlerde hiç bizim hasar görmememiz lazım, görmeyecek şekilde kendimizi, toplumumuzu ve yapı stokumuzu hazır etmemiz gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.