Halk dilinde sarı nokta hastalığı olarak bilinen yaşa bağlı makula dejenerasyonu (AMD) nedeniyle görme yetisini kaybeden hastalar, yeni geliştirilen mikro göz çipi sayesinde yeniden okuyabiliyor. ABD merkezli Science Corporation tarafından üretilen çipin yalnızca 2 milimetre büyüklüğünde ve insan saçının yarısı kalınlığında (0,03 mm) olduğu belirtildi.
Cerrahi işlem yaklaşık iki saat sürüyor. Çip, retinanın arka kısmına yerleştiriliyor ve hastalara özel olarak tasarlanmış artırılmış gerçeklik gözlükleriyle birlikte kullanılıyor. Gözlükteki kamera, çevredeki ışığı algılayarak bu bilgiyi bir el bilgisayarına iletiyor. Cihaz, veriyi kızılötesi desenlere dönüştürüp gözlüğe geri gönderiyor; gözlüğün yansıttığı bu ışık, retinaya yerleştirilen çipte elektrik sinyallerine çevrilerek beyne iletiliyor.
Katılımcıların yüzde 84’ü yeniden harf ve rakam okuyabildi
Denemeler farklı ülkelerdeki 17 hastanede yürütüldü. Görme yetisini tamamen yitirmiş 38 hasta üzerinde yapılan çalışmada, bir yılın sonunda katılımcıların yüzde 84’ünde “klinik olarak anlamlı” düzeyde görme iyileşmesi tespit edildi. Hastaların artık harfleri, sayıları ve kelimeleri okuyabildiği, hatta bulmacalar çözebildiği ve gündelik yaşamda yön bulabildiği aktarıldı.
Çipi takan hastalardan biri olan Sheila Irvine, yeniden görebilmeyi 'heyecan verici' olarak tanımlarken, “Kitap okumayı çok severdim ve bunu geri istedim. Ameliyatta acı hissetmedim ama ne olup bittiğinin farkındaydım” ifadelerini kullandı.
'Yapay görmede yeni bir dönem başladı'
Araştırmanın yazarı, University College London'da göz doktoru olan Profesör Mahi Muqit, bunu yapay görme tarihindeki ‘yeni bir dönem’ olarak nitelendirdi. Profesör Muqit, “Kör hastalar, daha önce hiç yapılmamış olan anlamlı bir merkezi görme restorasyonu elde edebiliyorlar. Okuma yeteneğini geri kazanmak, yaşam kalitelerinde büyük bir iyileşme sağlıyor, ruh hallerini iyileştiriyor ve özgüvenlerini ve bağımsızlıklarını geri kazanmalarına yardımcı oluyor” ifadelerini kullandı.
Şu anda kuru tip AMD için onaylanmış bir tedavi bulunmuyor. Ancak The New England Journal of Medicine dergisinde yayımlanan bulgular, cihazın ruhsatlandırılması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Araştırma ekibi, implantasyonun bazı riskleri olabileceğini (örneğin retina ayrılması veya göz içi basıncı artışı) kabul ederken, PRIMA sisteminin sağladığı faydaların risklerden ağır bastığını vurguladı.