ANKARA FARKI

Prof. Dr. Ünal: Ateşkes uzun sürmeyebilir, bu konuda İsrail’in sicili bozuk

Prof. Dr. Hasan Ünal, Gazze’de sağlanan ateşkesin kalıcı olma ihtimalinin zayıf olduğunu ve İsrail'in daha önceki anlaşmaları ihlal etme sicilinin güveni zedelediğini söyledi. Ünal, ateşkesin bölgesel dengeleri yeniden şekillendirebileceğini; bunun İran’a yönelik bir saldırının hazırlığı olabileceği endişesini doğurduğunu kaydetti.
Sitede oku
Yeni dönemde Ortadoğu’daki siyasi dengeler ve askeri riskler yeniden tartışma konusu olurken, Prof. Dr. Ünal Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programında bölgede kalıcı bir çözüme dair iyimserliğin sınırlı olduğunu vurguladı. Ünal’ın değerlendirmelerinden öne çıkan başlıklar şöyle:

‘Gazze’de ateşkes uzun sürmeyebilir’

Kısa vadeli bir sakinleşmenin sağlandığını ancak bunun kalıcı bir çözüme işaret etmeyebileceğini savunan Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi:
“Soy kırımın geçici olarak da olsa sonlandırılması. İki, bu Arap devletlerinin yeniden Amerika'nın etki alanı içerisine alınması. Bunlar sağlandı şu an itibariyle. Buradan çok kapsamlı çözüme gidilmesi ihtimali şu an itibariyle oldukça zayıf. İsrail'in feci şekilde radikal ve giderek dinci hale gelmiş olan politikaları dikkate alındığında buradan böyle kolaylıkla bir iki devletli çözüme gidileceğini söylemek mümkün görünmüyor. Evet. Gazze'deki ateşkes de uzun vadeli tutmayabilir. Onun da uygulanabilir olması için birtakım koşulları var. Mesela Hamas silahlarını bırakacaksa kime bırakacak? Yani mesela Filistin yönetimine mi bırakacak? Bunu kabul edecek mi? Hamas silahlarını bıraktığı takdirde İsrail, Hamas'ı rahat bırakır mı? Yani İsrail çok kolaylıkla yalan söyleyen, anlaşmaları bozan, ateşkesleri ciddiye almayan, hatta kalleşlikle insan öldüren bir devlete dönüşmüş durumda. Yani haydut devlet gibi. Sicili de bozuk yani. Sicili çok bozuk. Daha önceki anlaşmaları hep o bozmuş. Tabii tabii. Bu çok belirgin. Şimdi Amerika'da İsrail'e sürekli destek veren bir devlet olduğu için onun açısından da benzer durumlar söz konusu. Yani kısa vadede bu işin bu şekilde bir yatıştırılmasına ihtiyaç vardı. Ama iki devletli çözüm planı buradan çıkacak, bu pilav daha çok su kaldırır."

‘Yaşananlar İran’a saldırı hazırlığı olabilir’

Prof. Dr. Ünal, bölgede oluşan geçici barış atmosferinin, İran’a yönelik olası bir saldırının ön hazırlığı olabileceğini söyledi. Ateşkesin, Arap ülkelerinin ABD etkisine yeniden girmesiyle birlikte “Ortadoğu’da geçici bir denge kurma” amacı taşıdığını belirten Ünal, şöyle konuştu:
“Ateşkesin sağlanması, yani gazetede kanın durması, artı Arap devletlerinin yeniden Amerika'nın etki alanında toplanması şöyle bir şeyin önünü açıyor olabilir. İran'a saldırının ön hazırlıkları olabilir. Yani eğer İran'a saldıracaklarsa, yani işte gazetede bir soykırım görüntüsü olmasın, Arap devletleri kendi aralarında ‘kardeşim bu ne ya, önüne gelene saldırıyor bu İsrail, bize bile saldırdı’ demesin diye yapıyor olabilirler. Netanyahu Putin'i arıyor. Diyor ki ‘Efendim bizim İran'a saldırı niyetimiz yok. Dolayısıyla bu mesajı eğer İran'a iletirseniz, İranlılara iletirseniz seviniriz’ Yani şimdi elçiye zeval gelmez diyerek herhalde Rus tarafı da İran Büyükelçisine iletmiş. Ama Rus tarafının bu iletiyi yaparken ‘Bunlara güvenin bak bu defa kesin sözlerinde duracaklar’ falan dediğini hiç zannetmiyorum. Hatta ‘bunları ciddiye alıp da böyle hazırlıksız yakalanmayın’ falan demişlerdir. Nitekim İran Dışişleri Bakanı da o haber üzerine açıklama yaptı. İran’a saldırı eli kulağında demek. Biz de hazırlıklı ve teyakkuz halinde bekliyoruz diyor. İran’a saldırı öncesinde böyle sakin bir Ortadoğu yaratmak istemiş olabilirler. Ama İran’a saldırdıktan sonra bunun sonucu ne olur, onu ayrı değerlendirmek gerekir.”

‘Arap devletleri ABD etkisi altına girdi’

Prof. Dr. Ünal, Arap ülkelerinin güvenlik konusunda yeniden ABD’ye yöneldiğini, bunun da Washington’un bölgedeki nüfuzunu güçlendirdiğini ifade etti. Bu durumun İsrail ve ABD’nin bölgesel hedefleriyle uyumlu olduğunu vurgulayan Ünal, şunları kaydetti:
“Arap devletleri arasında İran’ın vurulmasını isteyenler de epeyce vardır. Çünkü onlar da İran’a karşı kendi güvenliklerinin Amerika tarafından sağlanmasını istiyorlar. Burada iç içe sorun yumakları var. Netanyahu Katar başbakanından özür diledi, Şarm El Şeyh görüşmeleri yapıldı vs. Dolayısıyla Amerika yeniden Arapların koruyucusu rolüne geri geldi. Kısa vadede İran ile çatışma sırasında Amerika ve İsrail’in bu tabloya ihtiyacı vardı. Bu da büyük ölçüde sağlanmış görünüyor.”

‘Zengezur’da Amerika’nın gelmesi çok tehlikeli’

Zengezur koridoruna Amerikan askerlerinin davet edilmesini “tehlikeli bir gelişme” olarak değerlendiren Prof. Dr. Ünal, ABD’nin bölgeye dahil olmasının Türkiye ve Azerbaycan’ın ulusal çıkarlarına zarar verebileceğini söyledi:
“Bu Zengezur koridoru meselesi çok netameli bir noktaya geldi. O koridora bir Amerikan şirketini davet etmek, bin civarında Amerikan askerini davet etmek bizim fikrimiz mi, bize rağmen Azerbaycan mı imzaladı? Bunların ayrıntılarının ortaya çıkması lazım. Nereye dokunsa kan ve göz yaşına sebep olmuş bir Amerika’yı oraya davet etmek Türkiye’nin ve Azerbaycan’ın ulusal çıkarları ile uyumlu olamaz.”
Yorum yaz