EKSEN

‘Meloni hükümeti, tarihteki en Amerikancı ve siyonizm yanlısı İtalya hükümeti’

İtalya'da yaşayan gazeteci Birgül Göker Perdisa'ya göre İtalyan halkı, Meloni'yi en Amerikancı ve siyonizm yanlısı başbakan olarak görüyor. İtalya'da milyonların sokağa dökülerek Filistin ile dayanıştığını belirten Perdisa, küçük bir sendikanın yaptığı çağrının çığ gibi büyüyerek milyonlara ulaştığını söyledi.
Sitede oku
İtalya'da işçi sendikalarının çağrısıyla İsrail'in Gazze'ye yardım taşıyan Küresel Sumud Filosu'na düzenlediği saldırıyı protesto etmek için genel greve gidildi.
Ülkede 22 Eylül'de İsrail'in Gazze'de devam eden soykırımının durması için yapılan geniş çaplı grevin ardından yine sendikaların çağrısıyla İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısını protesto etmek üzere greve gidildi. Ulaşım başta olmak üzere farklı sektörlerde çalışanlar iş bırakırken, öğrenciler de işçilerle protesto için meydanlara indi.
Grev çağrısı yapan sendikaların başında gelen ülkenin en büyük işçi sendikası İtalya Genel İş Konfederasyonu'ndan (CGIL) yapılan açıklamada, ülkede bugün 100 kentte toplamda 2 milyon kişinin sokaklara dökülerek, Küresel Sumud Filosu'na desteklerini ve Gazze halkına dayanışmasını gösterdiği belirtildi. Başkent Roma, Milano, Napoli, Torino, Bologna, başta olmak üzere birçok kentte protesto yürüyüşleri düzenlendi.
Roma'da merkez garı Termini önünde toplanan binlerce kişi, buradan önce Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına yürüdü. Bakanlık önünde, İsrail'e karşı tutum almadığı gerekçesiyle Başbakan Giorgia Meloni, Başbakan Yardımcısı ve Ulaştırma-Altyapı Bakanı Matteo Salvini ve hükümete tepki gösterildi. Protestocular, daha sonra Roma çevre yoluna çıkarak burayı trafiğe kapattı.
Ellerinde Filistin bayrakları taşıyan protestocular, sık sık "Filistin'e özgürlük", "Hepimiz antisiyonistiz", "Katiller", "Nehirden denize özgür Filistin", "İntifada", "Özgür Gazze", "Siyonist, terörist devlet İsrail", "Meloni istifa", "Utanın" ve "Hükümet istifa" sloganları attı. Protestocular, "Gazze'de soykırımı durdurun", "İsrail'e silah göndermeyi durdurun", "Gazze'nin bombalanmasını durdurun", "İsrail'le anlaşmaları durdurun" yazılı dövizler açtı. Bazı göstericiler de Filistin bayrağı renklerinde meşaleler yaktı.
İtalya’daki Filistin protestolarını, sendikaların grev çağrılarını, Meloni hükümetine İtalyan halkının bakış açısını ve İtalya’daki basın özgürlüğünün durumunu, İtalya’da yaşayan gazeteci Birgül Göker Perdisa ile konuştuk.

‘Meloni hükümeti, tarihteki en Amerikancı ve siyonizm yanlısı İtalya hükümeti’

İtalyan halkının Meloni hükümetini tarihteki en ABD ve siyonizm yanlısı hükümet olarak gördüğünü ifade eden Birgül Göker Perdisa, sendikaların İtalya’nın Filistin politikasına verdiği tepki sebebiyle sokağa döküldüğünü vurguladı:
“İtalyan halkı çok büyük bir dayanışma içinde Filistin halkıyla. İsrail’in iki yıldır yaptığı soykırımın devam etmesine, Batı’daki kurumların bunu görmezden gelmesine, siyonizmle dayanışmasına ve silah satışını sürdürmesine ciddi bir öfke var İtalya’da. İtalyan limanları üzerinden İsrail’e büyük bir silah sevkiyatı var. Cenevre, Sicilya limanları vs. En büyük tepki de liman işçilerinden geliyor. Liman işçileri, silah sevkiyatını engellemeye çalışıyor. Gemilere yükleme yapmıyor ve greve gidiyorlar. Bunun bir yansıması olarak halk da büyük tepki gösterdi. İtalyan halkı ilk kez tepki vermiyor böyle şeylere. Yemen İç Savaşı Batı’da da halkın çok az bildiği bir savaştır. Suudi Arabistan, arkasında Batı’yla Yemen’i yıllarca bombaladı. Yine İtalya’da liman işçileri savaşa karşı çıkmıştı orada da. Filistin’de de bunu yapıyorlar. Liman işçilerinin ardından halk da sokağa çıktı. Halkta Meloni hükümetine karşı büyük bir tepki var. Meloni bugüne kadar İsrail’e ve Netanyahu’ya tepki göstermedi. Hala göstermiyor. Avrupa’da halk baskıları sonucunda İngiltere’de, Fransa’da vs. en azından Filistin’i tanımayı kabul ettiler. Meloni’den henüz böyle bir adım dahi gelmedi. Şu ana kadar gelmiş geçmiş en Amerikan ve siyonizm hizmetindeki İtalyan hükümeti olarak eleştiriliyor Meloni. Halk buna tepki veriyor. İki haftadır halk meydanlarda. Sumud Filosu gemileri Avrupa’nın çeşitli limanlarından yola çıktı. İtalya’dan da çıktı. Cenevre’de liman işçileri, ‘Eğer teknedekilere zarar gelirse biz de İtalya’da hayatı durduracağız’ dediler. Bu söylediklerinin arkasında durduklarını da gördük. İlk tekneler uluslararası sularda, Tunus açıklarında dron saldırısına uğradığı anda İtalyan işçileri meydanlara aktı. Yüz binlerce kişi Milano’da, Roma’da, Venedik’te, Cenevre’de, Bolonya’da sokağa döküldü. Yardım koridorunun Gazze’ye ulaşması ve teknedekilerin korunması talebinde bulundular. İtalyan hükümeti onları dinlemediği gibi üstüne küçük gördü. ‘Bizi zorda bırakıyorsunuz. Yardımları Kıbrıs’a bırakın’ dedi Meloni hükümeti. Filo, Girit açıklarındayken dron saldırısına uğradı. Halk yine tepki gösterdi. 22 Eylül’de İtalya genel greve gitti. Burada da en büyük rolü, İtalya’nın en genç sendikası oynuyor. Greve çok büyük destek geldi. Halk tepkisini dile getirdi. İtalya’da hayat durdu. İşçilerin yanı sıra üniversite ve hatta lise öğrencileri bile meydanlara aktı. Olağanüstü bir uyanış oldu”

‘Meloni hükümeti, halkın yarısından azının oy verdiği bir seçimle iktidara geldi’

İtalya’da Giorgia Meloni hükümetinin halk desteğinin bulunmadığını ve seçim oyunları ile çok küçük bir oy alarak iktidara getirildiğini aktaran Birgül Göker Perdisa, şunları söyledi:
“İtalya’yı iyi takip etmek lazım. Hükümet, halk ile aynı değil. İki binli yıllardan beri buradayım. Halktaki gelişimi gözlemledim. İtalyan halkı şu anki sistemden çok rahatsız. Berlin Duvarı’nın yıkılışından bu yana sol partilerin içinin boşaltılması, sağcıların solcu partilere yamanması, sağ söylemler yapmaları vs. durumu var. Tüm Avrupa’da böyle. Halk da sisteme karşı. İlk tepkilerini sistem dışı Beş Yıldız Hareketi’ne vererek gösterdiler. Beş Yıldız, ‘İtalya’yı AB’den çıkaracağız’ vs. dedi. Halk onları iktidara taşıdı o zaman. Sonra da sözlerini tutmalarını beklediler. Ancak maalesef bu oluşumda çok büyük bir hayal kırıklığı yaşandı. Beş Yıldız, sisteme yamandı ve verdiği hiçbir sözü tutmadı. Halk da bunun üzerine sandığa gitmeme kararı aldı. Burada seçimlere katılım yüzde 50 veya altında oluyor. Yani düşünün 2022’de İtalya’yı ağustos ayında aniden seçime götürmeye kalktılar. Sistem dışı küçük oluşumlar vardı. Mario Draghi hükümeti, genelde tatil ayı olan Ağustos’ta seçime gitme kararı aldı. Küçük partilerin seçime katılabilmesi için baraj yok ama belli sayıda imza toplamaları gerekiyor. Tatildekiler oy kullanamayacak, imza veremeyecek yani sadece seçim bölgelerinde olmaları lazım denildi. Yeterli imza toplanamadı. Bu küçük partiler bir araya gelip seçimlere katılabilme şanslarını kaybetti. Sistem partileri kaldı geriye. Halk da seçimlere katılmadı. Seçimlere katılım oranı yüzde 55’te kaldı. Bunun da yüzde 9’u boş oy attı. Meloni, yüzde 45’in yüzde 30’unu almış oldu yani. Yanına da iki parti çekti, ‘iktidarım’ diyor. Nasıl seçildi? Böyle bir üçkağıtla seçildi. Halkı temsil etmeden parlamentoda karar alıyorlar. Ortalıkta böyle bir durum var. Halkın partisi değiller, sistemi ve küresel iktidarı temsil ediyorlar. Mario Draghi, AB ve ABD demekti. Draghi’nin iktidara getirdiği ve yolunu açtığı kişi Giorgio Meloni. Meloni üç yıldır görüldüğü üzere sistemin istediği tüm politikaları İtalya’da uygulamaya çalışıyor. Ama bu halk desteğiyle olan bir şey değil. Halkın desteğini alamadı Meloni. Sumud Filosu tekneleri Girit açıklarında saldırıya uğradığında halk baskısı büyük oldu. İtalya Dışişleri Bakanı o gün ‘İki savaş gemisi gönderiyoruz, dronlardan koruyacağız’ dediler ama yarı yolda terk edip geri geldiler. Bu teknelerde gazeteciler de vardı. İsrail’den dönen gazeteci, açıkça dedi ki ‘İtalyan savaş gemileri radarlarından İsrail gemilerini gördü ama bize bildirmedi. Ani baskı yaşadık’ dedi.”

‘Polis sendikası bile destek verdi’

İtalya bir milyondan fazla insanın sokağa döküldüğünü belirten Birgül Göker Perdisa, polis sendikasının dahi protestolara destek verdiğini söyledi:
“Bir milyon insan Roma’ya aktı. Sendika yetkilileri 2 milyon insan olduğunu söyledi. İtalya neden önemli? Bir hafta içinde iki kere grev oldu. Hayat durdu İtalya’da. Büyük bir halk katılımı vardı. Bu, sendikaların uyanışı olarak görülebilir. UESB en küçük sendika ama ona İtalya’nın en büyük sendikası da destek verdi. Hatta üstüne polis sendikası da destek verdi, greve katılacaklarını söylediler. Yasal olarak görevi bırakıp gidemeyecekleri için polisi kortej içinde göremedik ama polis sendikası desteğini açıkladı. Büyük çatışmalar yaşanmadı bu yüzden. Bu çok önemli. Gazeteciler de katıldı. Bir-iki milyon arası insan Roma’ya akın etti. Z kuşağı da sokaktaydı. Sendikaların öldürüldüğü, devlet kontrolüne alındığı söylenir hep. Aynı durumun İtalya’da da olduğu söyleniyordu. Ama buna karşılık küçücük bir sendika, tüm İtalya’yı harekete geçirdi. Sendika ilk kez uluslararası bir sorun için halkı meydana çağırdı ve genel grev çağrısı yaptı. Bu sanıyorum ki dünyada bir ilk. Şimdiye kadar işçi hakları ve maaş talebi ile yapılırdı bunlar. Şimdi ilk kez Gazze’deki soykırımın sona ermesi, silah sevkiyatının durdurulması talebiyle sokağa çıktılar. Hatta Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde, Meloni’nin soykırıma desteği iddiasıyla dava açacaklar. Fransa’da da sendikalar sokağa çıktı. Lille’den İtalya’ya selam gönderdiler. Avrupa’da bu konuda büyük bir dayanışma var. İtalya bir Rönesans ülkesi ve büyük bir uyanış var.”

‘İtalya’da bağımsız internet haberciliği çok güçlü’

İtalya’da ana akım medyanın devlet ve siyonizm kontrolünde bulunduğunu aktaran Perdisa, vatandaşların bağımsız internet haber sitelerine yöneldiğini kaydetti:
“İtalya’da da ana akım medya devlet kontrolünde. Bizde nasıl ana akım medya devlet ve patronların kontrolündeyse, aynısı Avrupa’da da var. Hatta Avrupa’da en önemli gazeteler siyonistlerin elinde. Televizyon, kitlelere en fazla ve en doğrudan haberi ulaştıran araçlar oldukları halde Fransa’daki hükümet karşıtı gösterileri İtalyan televizyonlarında göremiyoruz. Domino etkisinden korkuyorlar. Ben eminim ki Almanya’da insanlar bu gösterileri televizyonda izleyemedi. Sosyal medyada takip edebilen etmiştir. Bizdeki durum şu: Online bağımsız gazeteler çok güçlü. Çok önemli kişiler var. Referans alınan kişiler var. Gazeteciler, profesörler var. Baskıya ve korkuya rağmen sözlerini esirgemiyorlar. İtalya’da bağımsız online gazeteler dışında bir de basılı gazete alanında il Fatto Quotidiano var. il Fatto Quotidiano, merkez sağda ama sola da yakın olan bir gazete var. Daha bağımsız bir çizgide ilerliyor. Dolayısıyla basında tirajlar düşerken ve devlet fonlarıyla basın ayakta kalmaya çalışırken, il Fatto Quotidiano’nun tirajı sürekli artıyor.”
Yorum yaz