Çağatay, şunları söyledi:
Suriye’de dün seçimler yapıldı ama kimse bunun serbest ve adil bir seçim olduğunu zannetmiyor. 210 kişilik meclisin 140 üyesi, Ahmed Şara’nın belirlediği yaklaşık 7 bin delege tarafından seçildi. Kalan 70 milletvekili ise doğrudan Şara tarafından atanacak. Yani halkın değil, rejimin belirlediği bir yapıdan söz ediyoruz. Üstelik seçimler ülkenin her yerinde bile yapılmadı. Süveyda gibi bölgelerde güvenlik gerekçesiyle sandıklar kurulamadı. Seçim Komisyonu Sözcüsü Nevar Necme’nin açıklamasına göre, seçilen 119 milletvekilinin yalnızca yüzde 4’ü kadın, bu kadınlardan sadece ikisi Hristiyan. Bu tablo, Suriye’de kadınlara ve gayrimüslimlere neredeyse hiç yer olmadığını gösteriyor.
Suriye’de bugün Sünni Arap totaliterizmine dayalı bir rejimden bahsediyoruz. Avrupa ülkeleri ise bu tabloya bakıp yine ‘demokratik bir seçim yapıldı’ diyeceklerdir, eminim. Oysa ortada halkın iradesi yok, tamamen iki dereceli, dolaylı bir sistemle kurulmuş bir meclis var. Delegeleri Şara seçiyor, onlar da milletvekillerini seçiyor. Savaş sonrası güvenilir nüfus verisi yok bahanesiyle halk oylaması yapılmıyor. Bu sistemin adına demokrasi demek mümkün değil. Bu, rejimin kendi gücünü yeniden üretme mekanizmasıdır.