'Gülsüm Kabadayı’nın kalbini taşımak istedim'
Bu rol bana gerçek bir hediye gibi geldi. Mustafa Uslu aradığında hikâyeyi dinler dinlemez kalbim hızlandı ve ‘Gülsüm Anne’yi oynayabilmek için içimden ‘ne olur olsun’ dedim. Hazırlık için çok az vaktim vardı. Berlin’de yaşıyorum, bir yandan dizim sürüyordu ama ben Gülsüm Kabadayı’yı ‘taklit etmek’ yerine kalbini taşımayı seçtim. Bu yüzden onunla özellikle çekimlerin ortasında tanıştım.
Türk annelerinin fedakarlığını dünyaya gösterebilmek, dindar ve milliyetçi bir annenin bir Rus çocuğuna kucak açmasının barışa nasıl kapı araladığını hissettirmek istedim. Sete her gün planlı, disiplinli gittim. Ellerime, ayaklarıma her gün kına yaktım çünkü o Gülsüm annenin dokusuydu. En çok içimi delen sahneler, hastanede Umut’la ilk karşılaşma ve onun için vazgeçmeden yürüdüğüm, denediğim, yeniden denediğim anlar oldu. Filmde hem çok ağlayacaksınız hem de çok güleceksiniz. Bu rol, kariyerimde unutulmaz bir yer açtı. Kadınların ve annelerin sinemada kendini göreceğine inanıyorum. ‘Bir Umut’ benim için sevgiyi ve barışı davet eden bir film. 7 Kasım’ı büyük bir heyecanla bekliyorum.
'Sanatla iyiliği çoğaltırsak kötüye alan kalmaz'
Bir Umut’un kıvılcımı, Mustafa Uslu’nun yıllar önce televizyonda haberi görüp ‘bu film olmalı’ demesiyle çaktı. 4. taslaktan alıp 18. taslağa kadar, hikayeye sadık kalarak yıllara yayılan bir yazım ve aylar süren bir hazırlık yaptık. Benim için asıl sihirli yer, Gülsüm Kabadayı’nın insanüstü merhametiydi. O yüzden sette kamerayı unutturacak bir gerçeklik kurmak istedim. Kostüm gerçektir, mekan gerçektir, duygu gerçektir. Kamera sadece şahit olsun. Oyuncularımızı erken buluşturup aile olana dek prova ettik.
Bu bir dram ama yalnızca ağlatmıyor. 'İyilik iyidir’ cümlesini seyirci hem gözyaşıyla hem gülümsemeyle duyacak. Türkiye’nin yanı sıra Rusya’da ve birçok Avrupa ülkesinde de aynı dönemde gösterimde olacak. Biz sinema için yaptık. Yıllarca dijitale verilmeden perdede kalmasını istiyoruz çünkü bu hikâyenin etkisi sinemada bambaşka. Rusya seyircisiyle aramızda duygusal bir köprü var. Gülsüm anneyi orada çiçeklerle, gözyaşlarıyla karşıladılar. Sanatla iyiliği çoğaltırsak kötüye alan kalmaz. ‘Bir Umut’, belki hayatımda bir daha denk gelmesi çok zor olan o özel projelerden biri.