Antik çağlardan günümüze birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Gazze, Mısır, Suriye ve Mezopotamya arasında işlek bir ticaret yolu ve liman oldu. MÖ 332’de Büyük İskender Gazze’yi kuşattı. 1799’da ise Napolyon burada kaldı.
İsrail'in kara saldırılarına başladığı Gazze, Kenanlılar, Mısırlılar, Filistinliler, Asurlular, Persler, Yunanlılar, Yahudiler, Romalılar, Bizanslılar, Memlükler ve Osmanlılar gibi farklı uygarlıklara ev sahipliği yaptı. Hepsi kendi izlerini bıraktı ancak bu kültür mirasları, 2 yıllık yoğun hava saldırısında büyük zarar gördü.
İsrail'in kara saldırısı başlatmasıyla geride kalan antik yapılar da büyük tehlike altına girdi.
UNESCO'nun 18 Ağustos'ta hazırladığı ve 16 Eylül'de güncellediği listeye göre dini, tarihi ve kültürel öneme sahip 110 yapı saldırılarda büyük zarar gördü.
Kasr el-Başa Müzesi (Paşa Sarayı)
© AA / Mustafa HassonaDawoud Abo Alkas
Memluklulardan kalma Kasr el-Başa onarılamaz durumda
Memluk mimarisinin bir örneği olan ed-Durc mahallesindeki "Paşa Sarayı" ya da diğer adıyla Kasr el-Başa tamamen zarar gördü.
Gazze'nin en eski ve en büyük camisi olan Büyük Ömer Camii (Gazze Ulu Camii) adlı yapının tarihi, Hristiyanlık ve İslam'dan da öncesine dayanıyor. Tarihi yapı, Bizanslılar tarafından 5. yüzyılda kiliseye, 7’nci yüzyılda Halife Hz. Ömer döneminde camiye çevrildi.
Ünlü seyyah İbn Batuta'nın "estetik cami" olarak nitelendirdiği caminin 1400 yıllık minaresi, İsrail bombardımanında yıkıldı.
İnşası MS 14. yüzyıla kadar uzanan tarihi Es-Samra Hamamı ise saldırılardan sonra zarar gören antik yapılar arasında yer alıyor.
UNESCO, 18 Ağustos 2025 tarihi itibarıyla 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana 110 alanda hasar tespit etti. Bunlar arasında 13 dini alan, 77 tarihi sanatsal öneme sahip bina, 3 taşınabilir kültür varlığı deposu, 9 anıt, 1 müze ve 7 arkeolojik alan yer alıyor.