Konservatuvardaki yıllarımda bir hocamız bana “retro” kelimesini ilk kez söylemişti, o günlerden beri yokluk içinde yaratıcılıkla şekillenen kişisel estetik anlayışım Retrobüs’ün temelini oluşturdu. Bizim için Retrobüs geçmişi bugünün mizahı ve hicviyle harmanlayan postmodern bir kabareye dönüştü. 2010’ların başından beri sabırla büyüttüğümüz bu sahne dili Barış Manço’dan Cem Karaca’ya, İlhan İrem’den Erkin Koray’a uzanan repertuarla her yaştan dinleyiciyi aynı zeminde buluşturuyor. Çocuklar ve gençler içerik kıtlığında YouTube ve Spotify’da kendi keşiflerini yaparak “Ankara Rüzgarı” gibi şarkıları organik biçimde sahiplendiler ve nostalji akımı tabandan büyüdü. AVM yıllarında yaptığımız gözlemlerle hangi şarkıların kalabalık topladığını ölçüp repertuarımızı buna göre şekillendirdik. Kabare monologları ve güncel göndermeler sayesinde aynı şarkı yıllar içinde yeni bir anlam kazanıyor.