YERİ VE ZAMANI

Prof. Dr. Ahmet Saltık: ‘Dünya son yılların en yaygın kolera salgınıyla karşı karşıya’

Gazeteci Güçlü Özgan’ın Radyo Sputnik’te hazırlayıp sunduğu Yeri ve Zamanı programında bugünkü konuğu Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık oldu. Saltık, Dünya Sağlık Örgütü’nün kolera salgını uyarısını değerlendirdi, “Dünya şu anda son yılların en büyük kolera salgınlarından biriyle karşı karşıya” dedi.
Sitede oku
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), küresel çapta kolera salgınının kötüleştiğini ve ölüm oranlarının hızla yükseldiğini açıkladı. 31 ülkede salgınlar yaşandığını aktaran DSÖ, “Bu salgınların ölçeği, şiddeti ve birbirine bağlı yapısı göz önüne alındığında, ülkeler içinde ve arasında daha da yayılma riski çok yüksek,” uyarısında bulundu.
Konuyla ilgili gazeteci Güçlü Özgan’ın hazırlayıp sunduğu Yeri ve Zamanı programına konuk olan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Saltık, ciddi bir kolera enfeksiyonunun birkaç saat içinde sağlıklı bir yetişkini öldürebileceğini söyledi.
Saltık, şöyle konuştu:
“Şu anda dünya son yılların en büyük ve en yaygın kolera salgınlarından biriyle karşı karşıya. Bu tümce benim yorumum değil, Dünya Sağlık Örgütü’nün değerlendirmesi. Özellikle Afrika, Doğu Akdeniz, Güneydoğu Asya bölgeleri ciddi biçimde etkileniyor. Ölüm oranları da arttı, salgınlar sadece daha yaygın değil aynı zamanda daha ölümcül. Burada da rol oynayan etmenlerden bir tanesi yetersiz sağlık sistemleri. Ciddi bir kolera enfeksiyonu birkaç saat içinde sağlıklı bir yetişkini öldürebilir.”

'Kolera tarihsel boyutları olan bir hastalık'

“1854 yılında Londra’da kolera salgını çıkmıştı. Bu tarihte henüz mikroorganizmaları tanımıyorduk. Meslektaşımız John Snow tarihi bir araştırma yaparak kenti sokak sokak dolaştı, belli yerlerde öbekleşmeler gördü. Kentin su sistemini inceledi ve kanalizasyonun içme suyuna karıştığını gördü. Hala gelişmekte olan ülkeler alt yapı sorunlarını çözemedikleri için bu tür sorunlarla karşılaşıyorlar. Doktor John Snow, Londra yönetimini ikna ederek bu su kaynaklarının kullanımını yasakladı, böylelikle salgın durdurulabildi. Osmanlı’da da kolera salgını olmuştu. O zaman da şeyhülislam fetva vermiş, ‘Kolera ile savaşmak tanrının iradesine karşı çıkmaktır, neyse o olacaktır’ demişti. Kolera tarihsel boyutları olan bir hastalık. Bangladeş’te durmayan bir kolera salgını sürüyor.”

'Su hijyeni sağlanırsa bu bir küresel epidemiye dönüşmez'

“Kolera başlıca kirlenmiş sular ve yiyecek maddeleriyle bulaşıyor. Yakın temas içinde bulunduğu insanlara da geçebilir. Su hijyeni ve insanların eğitimi sağlanırsa bu bir küresel epidemiye dönüşmez. 4 milyarın üstünde insan standart yaşam koşullarına sahip değil. Türkiye özelinde ise 87 milyon resmi nüfus ve 10 milyonu aşkın göçmen nüfus var. Dünyadaki bin insandan 12’si Türkiye’de yaşıyor. Ama Türkiye küresel nüfus içindeki payının yarısı kadar su kaynağına sahip. Her doğan bebek haliyle su gereksinimi içinde. Artık dünya kaynakları bunu kaldıramıyor. Covid salgını döneminde evde kaldığımızda dünyanın pek çok yerinde doğa kendini yeniledi. Türkiye transit bir coğrafya olduğu için her gün yüz binlerce insan gidip geliyor. Su fiyatları çok pahalı, biz iki kişilik bir aileyiz ve suyu çok dikkatli kullanıyoruz. Ancak her ay su faturamız bir öncekinden pahalı geliyor. Kolera aşısı yeni geliştirildi, iki doz yapılması gerekiyor. Çok yüksek bir koruyuculuğu yok ama hiç olmazsa salgınları geciktirici bir aşı bu. Özellikle salgın bölgelerinde tek doza düşürülmek zorunda kalındı”

'Yoksul ülkelerdeki halk koleraya yakalanıyor'

“Dünya coğrafyasına baktığımızda yoksul, sömürülmüş ülkelerdeki halk koleraya yakalanıyor. Dolayısıyla bir sınıfsal boyutu da var, varsıllar arasında bu hastalığı görmüyoruz. Dünyadaki ve Türkiye’deki korkunç düzeydeki gelir dağılımının bozukluğu ve Türkiye nüfusunun neredeyse yarısına yakınının yoksullaştırılmış olması böyle hastalıkları tetikliyor. Azgınlaşan kapitalizm insanları yoksullaştırdı ve bu tür felaketler arka arkaya gelecek. Mutlaka sosyo-ekonomik eşitsizliklerle birlikte görmek gerekiyor.”
Yorum yaz