Malazgirt’te Kürtler eser miktarda vardı, Araplar ise neredeyse hiç yoktu. Ordunun ana gövdesini Oğuz Türkleri oluşturuyordu. Komutanlar arasında Afşin Bey, Artuk Bey, Danişment Bey, Saltuk Bey gibi isimler vardı. Bir tane bile Arap ya da Kürt komutan yoktu. Farslar, Kürtlerden ve Araplardan daha fazla rol sahibiydi. Tarihi çarpıtmanın bir anlamı yok.
“Bazı kaynaklarda Kürtlerden söz ediliyor”
Bu kaynakta sultanın yanında Kürtlerden oluşan on bin kişilik birliğin bulunduğu yazıyor. Ancak Bizans, Arap, Ermeni ve Süryani kaynaklarında Kürtlerden hiç bahsedilmiyor. Demek ki katkıları çok sınırlıydı. İngiliz tarihçi David Nicolle, orduda Arap unsurların çok küçük bir azınlık olarak bulunduğunu yazar. Farsların varlığı ise daha belirgindi. Hatta orduda Memlükler yani kölemen birlikleri de vardı.
Bizans ordusunda yer alan Peçenek ve Kıpçak Türkleri savaş sırasında saf değiştirerek Alparslan’ın ordusuna katıldı. Zaferin kesinleşmesini sağlayan en önemli etken bu oldu. Dolayısıyla Malazgirt esas itibariyle Türkmenlerin zaferidir.
Bugün 'Malazgirt’i Türkler, Kürtler, Araplar kazandı’ demek doğru değil. Doğrusu; Malazgirt’i Türkler, Farslar, Ermeniler, Süryaniler, Kürtler ve diğer unsurlar birlikte kazandı demektir. Ancak ordunun omurgası Türkmenlerdi. 26 Ağustos’un yıldönümünde şehitlerimizi rahmetle, Alparslan’ı saygıyla anmak gerekir.