Özel sektör öğretmenlerinin adalet arayışı devam ediyor. Temmuz ayında Ankara’ya yürüyen Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyeleri gözaltına alınmıştı. 23 eğitimcinin serbest bırakılmasının ardından öğretmenler nöbete başlamıştı. Özel eğitim kurumlarında çalışan öğretmenlerin yaşadığı hukuksuzlukları ve taleplerini Radyo Sputnik’teki Yeri ve Zamanı programında anlatan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası İstanbul İl Sözcüsü Burcu Çıra, gazeteci Güçlü Özgan’ın sorularını yanıtladı.
Sömürünün çok yönlü olduğunu vurgulayan Çıra, şöyle konuştu:
“Taban maaş yasası 2014’te kaldırıldı. Daha önce özel sektör öğretmenleri bu yasadan faydalanabiliyordu. 2010 yılından itibaren eğitimde piyasalaşma ve rekabet arttı. Dolayısıyla taban ücret dediğimiz ücretler patronlara külfet olmaya başladı. Bu da öğretmenin maaşından kesilmeyle sonuçlandı. Aynı zamanda bu ücretler düşürülürken de özel okulların ücretleri fahiş fiyatlara vardı. Buradaki sömürü çok yönlü bir sömürü. Aynı zamanda veliler ve öğrenciler de mağdur ediliyor. Öğrenciler daha mutsuz ve geleceksiz öğretmenlerle karşı karşıya getiriliyor.”
‘Öğretmen olmayan kişiler öğretmen olarak çalıştırılıyor’
“Daha dün Kartal’da bir eğitim merkezi önünde eylem yaptık. Öğretmen maaşları 2 aydır ödenmiyor, sigortasız çalıştırıyor ya da öğretmen olmayan kişileri öğretmen olarak çalıştırıyor bu kurum. Bu kurumlarda üniversite öğrencileri de çalıştırılıyor. Çalışanlar büro çalışanı olarak gösteriliyor. Yine İstanbul’da yakın bir zamanda bir öğretmen arkadaşımız patronun cinsel tacizine maruz kaldı. Bu insanlar patronların devamlı sözlü ve psikolojik şiddetine maruz kalıyorlar. Gerçekten karşılaştığımız sorunlar tekil sorunlar değil sistemin getirdiği sorunlar.”
’45 saat üstüne çıksak da ek ders ücreti alamıyoruz’
“Özel sektörde çalışan yaklaşık 400 bin öğretmen var. 45 saat çalışmanın üstüne çıkmamıza rağmen ek ders ücreti almıyoruz. Yeşil pasaport hakkımız, tatil hakkımız yok. Kanun bizimle ilgili o kadar belirsiz ki hem iş kanununa tabi tutuluyoruz hem de aynı zamanda Milli Eğitim’e bağlı personelleriz. Kurum diyor ki hiçbir iş yapmasan bile yazın gelip kurumda oturacaksın. Eğitim dediğimiz alan tüm toplumu değiştiren, geliştiren bir alan. Biz toplumu değiştiriyorsak 8 hafta izin hakkının çok görülmemesi gerekiyor. Eşitlenmek istiyoruz.”
‘Mevsimlik işçi olarak çalıştırılıyoruz’
“Mevsimlik işçi olarak çalıştırılıyoruz eğitim kurumlarında. Ben kendi çalıştığım kurumda onuncu ayda işten çıkarıldım. Yaz maaşımı ve kıdem tazminatımı vermemek için işten çıkarttılar. Talep etmeme rağmen gidip dava etmemi söylediler. Çünkü iş mahkemelerinin ne kadar uzun sürdüğünü ve iki üç sene sonra benim alacağım ücretin enflasyonda ne kadar eriyeceğini de biliyor ve beni cezalandırıyor aslında.”