Yağmur Taktaş ailesinin avukatı Fethi Öksüz, otopsi raporunun Columbia Üniversitesi tarafından hazırlandığını ve ölüm nedeninin basit bir uyuşturucu zehirlenmesi değil, pasaportuna ve eşyalarına el konularak esaret altında tutulması ve zorla madde verilmesi sonucu meydana geldiğini ifade etti.
“Net şekilde ifade etmek istiyoruz, aşırı uyuşturucu madde kullanımından kaynaklı ölüm meydana geldiği sonucuna ulaşılamamış. Eğer böyle bir sonuca ulaşılmış olsaydı, net şekilde otopsi raporunda yazardı.”
İki ayrı yakalama kararı çıkarıldı
Avukat Öksüz, elde edilen otopsi raporunun ardından, Adana Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi ve Adana 5. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararıyla, şüpheli A.C.F. hakkında 25 Temmuz itibarıyla yakalama kararı çıkarıldığını duyurdu. Aynı şüpheli hakkında, Taktaş’ın İstanbul’da darbedilerek dalağını kaybettiği olay nedeniyle de İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından ayrı bir yakalama kararı alındığı bildirildi.
Türkiye’ye girerse tutuklanacak
Şüphelinin hem ABD hem de Türk vatandaşı olması nedeniyle, avukat Öksüz, sürecin Eylem Tok davası gibi istinabe yoluyla ilerleyeceğini belirtti. Türkiye’ye giriş yapması halinde şüphelinin derhal gözaltına alınarak adli mercilere sevk edileceği kaydedildi.
“Bu şahıs Türkiye’ye giriş yaptığı anda yakalanacak ve adli makamlara teslim edilecektir.”
Adli süreç hem Türkiye’de hem ABD’de sürecek
Avukat Öksüz, Taktaş’ın ölümüne ilişkin yargılamanın Türkiye’de gerçekleştirilmesi gerektiğini, mağdurun ailesinin yaşadığı derin travmaların dikkate alınarak uluslararası adli iş birliğinin devreye sokulacağını açıkladı.
Fethi kabir sonrası Türkiye otopsi raporu bekleniyor
Taktaş’ın cenazesi 20 Nisan 2024’te Adana’da toprağa verilmiş, ardından 6 Mayıs’ta fethi kabir işlemi yapılarak Adana Adli Tıp Kurumu’nda ek otopsi gerçekleştirilmişti. Ancak bu otopsiye ait Türkiye’deki resmi rapor hâlen açıklanmadı.
Olayın geçmişi
3 Nisan 2024’te Manhattan’daki evinde fenalaşan Yağmur Taktaş, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. Ailenin ölüm nedenine ilişkin şüpheleri üzerine, hem ABD’de hem Türkiye’de adli süreç başlatılmış, cenaze Türkiye’ye getirilerek defnedilmişti.