Çocuklarda 'vegan beslenme' tartışması: Vegan çocuk sağlıklı büyüyebilir mi? Vitamin eksikliğine yol açar mı?
Geçtiğimiz günlerde MasterChef Türkiye’de bir yarışmacının 2.5 yaşındaki çocuğunu vegan yetiştirdiğini söylemesi, vegan beslenmenin çocuklar için sağlıklı olup olmadığı tartışmalarını yeniden başlattı. Peki bilim bu konuda ne diyor?
Sitede okuMasterChef Türkiye’de yarışan bir annenin, 2.5 yaşındaki çocuğunun vegan beslendiğini açıklaması sosyal medyada tartışma yarattı. Konu, çocuklarda vegan beslenmenin sağlık ve etik boyutlarını yeniden gündeme taşıdı. Peki çocukluktan itibaren vegan beslenmenin uzun vadede sağlık üzerinde ne gibi olumlu veya olumsuz etkileri olur? Çocuk, vegan diyetle besleneceğine ne zaman karar verebilir? Vegan beslenen çocukların diyet planları nasıl olmalıdır? Soruların cevaplarını uzmanı Sputnik Türkiye'ye özel olarak anlattı.
Vegan beslenen çocuklarda vitamin eksikliği olur mu?
Bilimsel araştırmalar, çocukluk çağında vegan beslenmenin dikkatli planlandığı sürece uygulanabilir olduğunu gösteriyor. Bu konu üzerindeki araştırmalar çok yeni olsa da, 2024’te Nutrients dergisinde yayımlanan bir derleme çalışmada, vegan beslenen çocukların büyüme ve gelişmelerinde ciddi bir fark saptanmadığı, ancak B12 vitamini, demir, kalsiyum, çinko ve omega-3 gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunan bazı kritik vitamin ve minerallerin eksikliğine yatkın oldukları belirtildi.
Bazı kaynaklar vegan çocukların özellikle enerji alımı ve protein kalitesinin yakından takip edilmesi üzerinde duruyor. 2 ila 5 yaş arası çocuklarda, lif oranı yüksek bitkisel beslenme nedeniyle mideleri hızlıca doluyor ve toplam kalori alımları yetersiz kalabiliyor. Bu durum, kilo alımı ve büyüme hızını olumsuz etkileyebiliyor.
Vejetaryen ya da Vegan diyetler sağlıklı mıdır?
Modern veganlık tanımı, 1944 yılında İngiltere’de Donald Watson ve bir grup vejetaryen, süt ve yumurta gibi hayvansal ürünleri de reddeden bir beslenme biçimini tanımlamasıyla başladı. Bu tarihten önce antik dönemde vejetaryenlik, (hayvansal eti reddetme) kavramı Hindistan’da Hinduizm, Jainizm ve Budizm gibi dinlerle binlerce yıl öncesine dayanıyor. Bu öğretilerde hayvanlara zarar vermeme ilkesi (ahimsa) nedeniyle bitkisel beslenme yaygındı.
Watson ve ekibi, “Vejetaryen” kelimesinin yetersiz kaldığını düşündükleri için, “diyetlerinden hayvansal unsurları tamamen çıkaranlar” anlamında vegan terimini yarattılar.
İstanbul Atlas Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nden, Çocuk Gastroenteroloji Uzmanı, Dr. Öğr. Üyesi Mahya Sultan Tosun, iki diyet arasındaki farkı şöyle anlatıyor:
Vejetaryen beslenme, düşük kan kolesterol düzeyi, düşük kan basıncı ve kalp damar hastalığı, hipertansiyon, diyabet, obezite, çeşitli kanser türlerinin daha az görüldüğü bir beslenme biçimidir. Bu gerekçelerle vejetaryen diyetler genellikle sağlıklı bir beslenme şekli olarak kabul görmektedir. Diğer taraftan katı vejetaryen diyetler (vegan beslenme) B12 vitamini, D vitamini, kalsiyum, demir, çinko, iyot ve uzun zincirli omega-3 yağ asitleri gibi bazı elzem besin öğelerini yeterince içermediği için bu besin öğelerinin yetersizliğine bağlı önemli sağlık sorunlarına temel oluşturabileceği de bilinmektedir.
Ancak, vejetaryen diyetlerin de vejetaryen olmayan diyetler gibi sağlıklı veya sağlıksız olabileceğini söyleyen Dr. Tosun, bu noktada belirleyici olan diyetin enerji, makro-besin ve mikro-besin öğesi içeriği ile besin çeşitliliğinin sağlanması olduğunu belirtiyor.
Çocukluktan itibaren vejetaryen beslenmenin uzun sadede sağlık üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri nelerdir?
Dr. Tosun, vejetaryen beslenmenin artı ve eksilerini şöyle sıralıyor:
Vejetaryen beslenmenin olumlu yanları:
Daha az doymuş yağ ve kolesterol içerdiği için kalp damar sağlığını destekler.
Lif açısından zengin olduğu için sindirim sistemi sağlığını korur, kabızlığı önler.
Yüksek antioksidan alımı sağlar; bağışıklığı güçlendirir, diyabet, hipertansiyon ve bazı kanser türlerine karşı koruyucudur.
Sağlıklı kilo kontrolüne katkı sağlar, obezite riskini azaltır.
Vejetaryen beslenmenin olumsuz yanları:
B12 vitamini eksikliği: Sadece hayvansal gıdalarda bulunur; eksikliği kansızlık, dikkat dağınıklığı, sinir sistemi sorunlarına yol açabilir.
Demir eksikliği: Bitkisel demirin emilimi daha düşüktür; yetersizlik riski vardır.
Kalsiyum ve D vitamini eksikliği: Süt ürünleri tüketilmediğinde kemik mineral yoğunluğu azalabilir; raşitizm, kemik erimesi ve kırık riski artar.
Düşük protein kalitesi: Bitkisel proteinler, hayvansal proteinlere göre büyüme için daha az etkilidir.
Omega-3 yağ asidi eksikliği: Vejetaryen diyet omega-3’ten fakirdir; bağışıklık, kalp, zihin ve göz sağlığı olumsuz etkilenebilir.
Enerji yetersizliği riski: Bitkisel besinlerin hacmi büyük, enerjisi düşük olduğu için çocuklarda mideyi doldurup yeterli kalori alımını engelleyebilir; büyüme geriliğine yol açabilir.
‘Vegan beslenmede en büyük risklerden biri B12 eksikliği’
Dr. Tosun, çocuklarda vegan beslenmenin ancak çok dikkatli bir planlama ve hekim-diyetisyen desteğiyle mümkün olabileceğini vurguluyor.
Dr. Tosun’a göre vegan beslenmede en büyük risklerden biri B12 vitamini eksikliği. Bu vitamin yalnızca hayvansal kaynaklı gıdalarda bulunduğu için eksikliği kansızlık, sinir sistemi bozuklukları ve nörolojik gelişimde duraklama gibi geri dönüşümsüz sorunlara yol açabiliyor. Ayrıca kalsiyum ve D vitamini eksikliği kemik mineral yoğunluğunu azaltarak raşitizm ve kemik kırıklarına neden olabiliyor. Bitkisel proteinlerin kalitesinin düşük olması da büyüme geriliği riskini artırıyor.
Dr. Tosun, vegan beslenen çocukların diyet planında, B12, D vitamini, demir, çinko, kalsiyum ve omega-3 gibi takviyelerin hekim kontrolünde verilmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca lif oranı yüksek gıdaların midede hızlı doygunluk yaratması nedeniyle, öğün sayısının artırılması ve enerji yoğunluğu yüksek besinlerle takviye yapılması gerekiyor.
'Vegan beslenme çocuklar için uygun değildir'
Bireylerin farklı nedenlerle vejetaryen ya da vegan beslenme modellerini tercih ettiklerini söyleyen Dr. Tosun, bireylerin tercihlerine saygı duyulması gerektiğini savunarak, şu ifadeleri kullanıyor:
“ Beslenme biçimi de bir tercihtir ve vejetaryen beslenme günümüzde giderek yaygınlaşmaktadır. Bir çocuk hekimi olarak çocukların özellikle erken yaşlarda vejetaryen beslenmesi taraftarı değilim. Hele ki büyüyen ve gelişen bir metabolizmaya sahip çocukların yukarıda saydığım olumsuz sağlık sorunlarını yaşamaması için katı vejetaryen beslenme biçimi olan vegan beslenme çocuklar için uygun değildir. Çocuklar her yaşta beslenme tercihlerini yaparlar. Ancak bir çocuğun kendi başına vejetaryen olmak istemesi en erken ilkokul yaşlarından itibaren mümkündür. “
Vegan beslenen çocukların diyet planı nasıl oluşturulmalı?
Dr. Tosun, vegan ya da vejetaryen beslenen annelerin çocukları için nasıl bir diyet planı oluşturması gerektiği hakkında şu tavsiyeleri veriyor:
“ Vejetaryen anneler, bebeklerini kendi sütleri ile beslemeye özen göstermelidirler. İyi planlanmış, yeterli ve dengeli bir vejetaryen diyete sahip emziren annenin anne sütü bileşimi besin değeri açısından bebeğin gereksinimlerini karşılamaya yeterlidir. Bu annelerin diyetleri özellikle B12 vitamini, D vitamini, demir ve kalsiyum açısından dikkatli izlenmelidir. Gerekli durumlarda anneye ek takviyeler yapılmalıdır. Lakto-vejetaryen bir anne ise anneye, vegan bir anne ise hem anneye hem bebeğe B12 vitamini takviyesi vermek gerekir. Anne sütü alamayan bir bebekse veya anne sütü yetersizse hekim veya diyetisyen önerisi ile bebek formülası kullanılmalıdır. Ek gıdaya geçen bir bebek için anne sütüne devam edilmelidir. Formüla ile besleniyorsa günde en az 400 cc almalıdır (kalsiyum kaynağı için). Altıncı aydan sonra püre kurubaklagiller, soya peyniri veya tofu ile başlanabilir. Lakto-ovo vejetaryen beslenme modelinde pişmiş yumurta sarısı, çökelek/peynir veya yoğurt ile de başlanabilir. “
‘B12 yanında çinko desteği de unutulmamalı’
Dr. Tosun, bebeklere B12 vitamini takviyesi yanında çinko desteğinin de yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Vejetaryen diyetler, bir sağlık profesyoneli tarafından uygun şekilde planlanır ve izlenirse çocukların beslenme ihtiyaçları karşılanabileceğini vurgulayan Dr. Tosun, bunun için en önemli noktalardan biri vejetaryen beslenmede besin çeşitliliğinin sağlanması olduğunu belirtiyor.
Dr. Tosun vejetaryen çocukların beslenmesinde dikkat edilmesi gerekenleri sıralıyor:
Enerji yoğunluğu yüksek besinler eklenmeli: Zenginleştirilmiş kahvaltılık tahıllar, ekmek, makarna, yağlı besinler.
Enerji açıkları için: Kuru meyveler, çekirdekler, yağlı tohumlar ve ezmeleri, tam yağlı soya ürünleri, meyve suları.
Protein ihtiyacı için: Kuru baklagiller, tahıllar, soya bazlı et alternatifleri, yağlı tohumlar ve ezmeleri.
Süt ve süt ürünleri tüketiliyorsa yeterli miktarda verilmeli.
Tüketilmiyorsa koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, kuru meyveler, pekmez, yağlı tohumlar tercih edilmeli.
Demir ihtiyacı için: Kuru baklagiller, soya ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, kuru meyveler, pekmez, yumurta, yağlı tohumlar.
Çinko ihtiyacı için: Soya ürünleri, kuru baklagiller, tam tahıllar, yağlı tohumlar.
Emilimi artırmak için: Domates ve portakal suyu gibi C vitamininden zengin besinlerle tüketilmeli.
Omega-3 desteği için: Balık yerine ceviz, fındık, keten tohumu, kanola yağı, soya ürünleri.
Besin çeşitliliği mutlaka sağlanmalı. İyi planlanmış bir diyette her zaman gerekmez,
Ancak düzenli kontrol şart; gerekirse B12, D vitamini, demir, çinko, kalsiyum, omega-3 takviyeleri başlanmalıdır.
Dr. Tosun, “İyi planlanmış ve düzenli bir vejetaryen diyette rutin ve düzenli olarak takviye almak gerekmeyebilir; ancak yakından izlem ve kontrollerle takviye ihtiyacı olduğunda B12 vitamini, D vitamini, demir, çinko, kalsiyum ve omega-3 gibi vitamin ve mineral takviyeleri başlanmalıdır.“ diyor.