TÜRKİYE

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail ve ABD'nin İran'a yönelik saldırına sert tepki göstererek, "İsrail ve destekçilerinin İran'a yönelik saldırılarının daha büyük felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz. Saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor, tepkimizi açıkça ortaya koyuyoruz" ifadelerini kullandı.
Sitede oku
Memur-Sen 30. Yıl Vefa Buluşması programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "7 Ekim'den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. İran'ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırılar kimden gelirse asla tasvip etmiyor ve tepkimizi de ortaya koyuyoruz" ifadelerini kullandı. Erdoğan konuşmasında önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek toplu sözleşme görüşmelerinin ağustos ayında başlayacağını belirterek, "Bu görüşmelerde sendika taleplerini can kulağı ile dinleyeceğiz. Kamu çalışanları refahını dengeleyecek yol haritası çizmeye özen göstereceğiz. 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, reformlar ortadadır. Türk ekonomimiz büyüdükçe katma değerin toplumun tüm kesimlerine adaletli şekilde yayılmasını sağladık." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan satır başları şöyle:

Cumhuru Cumhuriyet ile buluşturduk

"Bizim iktidarımızla milletimiz uzun yıllar sonra kendine hizmet eden, halkına hizmet eden anlayış ile tanıştı. Devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuru cumhuriyet ile buluşturduk, devleti millet ile kucaklaştırdık.

Millete bidon kafalı, göbeğini taşıyan adam dediler

Kamu görevlilerimiz inançlarını yaşamak için fişleniyordu. İrticacı, gerici, yobaz denilerek tahkir ediliyordu. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, selamünaleyküm diyenler hor görüldü, psikolojik baskıya uğradı. Kamuda ideolojik kast sistemi bunun konuşulmasını asla istemediler. Kendileri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete bidon kafalı, göbeğini taşıyan adam dediler. Bunların hepsini sizlerle birlikte gördük. Baskının her türlüsünü iliklerimize kadar sizlerle birlikte yaşadık. Azgın azınlığın sessiz çoğunluğa hayat tarzı dayattığı, parmak salladığı o karanlık günler geride kaldı. Hac için kamu çalışanlarına ücretsiz izin tanıdık. Baş örtüsüne yönelik yasakçı uygulamalara son verdik. Bugün kadınlar hiçbir kısıtlama olmadan kamu kurumlarında özgürce çalışabiliyor. Milletin oyları ile Melis'e başörtüsü ile girdiği için hanım kardeşlerimize had bildirildiği o karanlık günlerden başörtülü hakimlerin, valilerin, büyükelçilerin, bakanların olduğu günlere geldik. Hedefimiz bunları güvenceye almaktır. Bizden sonrakiler bunları yaşamaması için kimsenin ötekileştirmediği iklimi tesis ve tahkim etmek durumundayız.

Kamu çalışanları refahını dengeleyecek yol haritası çizmeye özen göstereceğiz

Kamuda sendika bilincini yaygınlaştırdık. Göreve geldiğimizde kamuda sendikalaşma yüzde 47,94'ken 2024'te 75.10'a çıktı. 2025 yılı ocak ayı zamları ile en düşük memur maaşını 43 bin liraya ulaştırdık. Şimdi önümüzde yeni bir toplu sözleşme var. 8. dönem kamu toplu sözleşme görüşmeleri Ağustos ayında başlayacak. Bu görüşmelerde sendika taleplerini can kulağı ile dinleyeceğiz. Kamu çalışanları refahını dengeleyecek yol haritası çizmeye özen göstereceğiz. 23 yılda kamu çalışanlarımız için verdiğimiz mücadele, reformlar ortadadır. Türk ekonomimiz büyüdükçe katma değerin toplumun tüm kesimlerine adaletli şekilde yayılmasını sağladık.

Ekonomiye savaş açmak demektir

Dikkat ederseniz, bir tarafta İsrail ve ortakları komşumuz İran'a saldırıyor, diğer tarafta ana muhalefet partisinin genel başkanı yeniden gündeme getirdiği sorumsuz boykot listeleriyle Türk ekonomisine ve milli markalara alenen darbe vurmaya çalışıyor. Belediyeler üzerinden iş dünyasını, esnafı, tüccarı haraca bağlamış 3-5 yan kesiciyi korumak adına utanmadan milletin ekmeğiyle oynuyor. Kimse kusura bakmasın, çevremiz ateş çemberiyle sarılıyken, böyle bir dönemde çıkıp yeni boykot listeleriyle istihdam sağlayan milli markaları hedef göstermek, gaflet değilse ekonomiye savaş açmak demektir. Dünyayı takip eden, ülkesini seven, milletine karşı sorumluluk duygusu olan hiç kimse bu derece şuursuz, bu derece keyfi hareket edemez.
Aslında biz bunların derdinin asla kamu görevlilerimizin ve işçilerimizin hakları olmadığını geçmişte defalarca gördük. Kimseyi işten çıkarmayacağız dediler, ellerine fırsat geçince on binlerce emekçiyi zerre acımadan kapının önüne koydular.

En net duruşu sergileyen ülke olduk

7 Ekim'den bu yana en net duruşu sergileyen ülke olduk. Ana muhalefeti Filistin direnişine terör çamuru atarken biz Gazzeli kardeşlerimizin yanında dimdik durduk. Bölgemizin egemenliğine yönelik saldırıları asla tasvip etmiyor ve tepkimizi de ortaya koyuyoruz. Yarın Lahey'e gidiyoruz. Telafisi mümkün olmayan acılar yaşanmaması için seferber olduk. Ülkemizi dalga boyu fırtınalı sulardan sakin sulara ulaştırmanın derdindeyiz. günü birlik politikalarla değil dağın arkasındaki tehlikeleri görerek hareket ediyoruz. 86 milyonun kılına zarar gelmemesi için onu yaptık ve yapacağız.

Saldırıları tasvip etmiyoruz

İran'ın egemenliğine ve bölgemizin güvenliğine yönelik saldırıları kimden gelirse gelsin asla tasvip etmiyor ve tepkimizi de açıkça ortaya koyuyoruz İsrail ve destekçilerinin, komşumuz İran'a yönelik saldırılarının daha büyük bir felakete dönüşmemesi için yoğun çaba harcıyoruz."
POLİTİKA
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Şam'daki kilise saldırısına tepki: 'Yeni istikrarsızlık ortamına izin vermeyeceğiz'
Yorum yaz