Terör örgütü PKK 1978 yılında kurulmuş ve ilk silahlı saldırısını 1984 yılında gerçekleştirmişti.
İlk silahlı eylem sorasında Türk Devleti ile terör örgütü arasında yoğun çatışmaları yaşandı. Süreçte 10 binlerce kişi hayatını kaybederken, Türkiye enerjinin önemli bir bölümünü terörle mücadeleye harcadı.
8 ay önce Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin, DEM Parti’nin Eş Genel Başkanlarının elini sıkması ile başlayan sürecin sonunda PKK fesih kararını açıkladı. Yaşanan gelişmeleri Sputnik’e değerlendiren uzmanlar bundan sonra atılacak adımların sürecin gidişatını şekillendireceği görüşünde.
‘Daha samimi ve etkili bir süreç yürütülmeli’
Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Fuat Gökçe tarafların açıklamaların arkasından durmasının önemine değinerek şunları söyledi:
“PKK'nın bu açıklaması örgütün silah bırakması anlamına geliyor. Türkiye'nin bölgedeki etkinliğin arttırılması açısından ve ülke içerisindeki Cumhurbaşkanı'nın deyimiyle İç cephenin perçinlenmesi açısından oldukça önemli. 47 yıllık bir terörle mücadele burada bitti. Bundan sonraki aşamada da öncelikle silahların teslim edilmesi süreci var. Bunun uzun bir süreci olacaktır. Çünkü bu silahlar öyle tek bir yerde birkaç yıl toplamış değildir. Üçüncü coğrafya boyunca, Kuzey Irak coğrafyası boyunca çeşitli yerlerde silahların olduğunu düşündüğümüzde, bunların teslim sürecinde epey bir zaman aldığını belirtmek gerekiyor. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda normal siyasete dönelmesi bu yapının terör örgütünün oldukça önemli. Çünkü yapmış olduğu açıklamada bunu görüyoruz. PKK'nın silahlı mücadeleyi bıraktığını başka bir isim altında siyasi mücadeleye evrileceğini düşünüyoruz. Bu demokratik bir anlamda oldukça önemli. Bütün farklı kesimlerin kendi ihtiyaçlarını, kendi düşüncelerini siyasi platformlarda meşru ve yasal zeminde savunmaları, ileri sürmeleri demokratik olarak kabul edilmesi gereken bir durum. Zaten yıllardır söylenen de buydu PKK açısından. Ve bunun yapması sürekli belirtiliyordu. Şu anda bu seviyeye de gelinmiş durumda. Ve bundan sonrası için tarafların daha bu açıklamanın arkasında durarak, daha samimi ve daha etkili bir süreci yürütmeleri gerekiyor diye düşünüyorum."
‘Bahçeli’nin çıkışı süreci başlattı’
Sürecin Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları ile başladığına dikkat çeken Terör ve Güvenlik Uzmanı İmbat Muğlu şunları söyledi:
“Bu süreç başlangıcı Sayın MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli'nin TBMM’nin açılışında DEM Parti yöneticilerine elini uzatmasıyla oldu. Sonra benzer yapıcı birçok girişim oldu. Yani Sayın Devlet Bahçeli'nin açıklamaları sonrasında Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bu konuda onu desteklemesi ile sürece ‘Terörsüz Türkiye’ adı verildi. Bu süreçle birlikte DEM Parti heyetini İmralı Cezaevi'nde birçok kez terörist başını ziyaret etmeleri ve 27 Şubat'ta da terörist başının PKK ve buna bağlı tüm gruplar silah bırakma çağrısıyla birlikte aslında bu süreç başlamış oldu. Tabi bu sürecin bir daha geri dönmemesi ve tekrar olmaması şeklinde hem DEM Parti hem AK Parti ve Cumhur İttifakı aynı zamanda da PKK'nın İmralı'daki terörist başının orta kararı bulunuyor. Devlet ve toplumla bütünleşme için kongre yapılmasını istedi terörist başı. Bununla ilgili de tüm silahların bırakması ve fesih yapılması gerektiğini, başka türlü bir olayın gerçekleşmeyeceğini söyledi. 9 Mayıs'ta kongre arkasında da bu sabah PKK'nın silah bıraktık demesi de terörsüz ülke için aslında ilk adım.”
‘Silahların nasıl toplanacağı önemli’
PKK’ya başta ABD olmak üzere çok sayıda silah verdiğine dikkat çeken Muğlu bu silahların toplanması konusuna vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tabi bu süreç nasıl işleyecek? Neler yapılacak? Bununla ilgili birçok soru işaretleri var. Yani PKK terör örgütü süreci bu şekilde ilan ederken yaklaşık yarım asırlık bir süreçte ve bu yarım asırın kırk küsur yılı da silahla kullanarak geçirdi. Özellikle son 20 yıldır Amerika'nın ciddi şekilde, Fransa'nın Almanya'nın ciddi şekilde vermiş olduğu birçok silah var. Sadece PKK terör örgütünün üzerindeki 3 tane el bombası bir kalaşnikof yok. Artık PKK terör örgütünün, helikopteri, Suriye'de tankı, Irak'ta zırhlı muharebe araçları var. Bununla ilgili binlerce on binlerce tane depolar var. Sığınaklarda bu depoların içinde birçok belki de Amerikan'ın yeni üretmiş olduğu, yeni nesil silahlarda tuttuğu, birçok mühimmat, birçok bomba, roket atarın bulunduğu bir terör örgütünden bahsediyoruz. Tabii bunun teslimi edileceği konusu var. Şimdi Irak'ta, Kandil'de olana Türkiye'ye nasıl müdahale edecek, nasıl yapılacak bununla ilgili tabii ki çok ciddi çalışmalar gerekiyor. Bununla ilgili de Türkiye’de çok ciddi adımlar atması gerekiyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu konuda özellikle o bölgeyi çok çok iyi bilen ordu mensuplarının bütün sığınakları, depoları işaretleyip ona göre imha etmesi gerekiyor. PKK terör örgütünün ilk çözüm sürecinde ‘silahları gömdük’ açıklaması yapmış ama çözüm süreci başarısızlığa uğradığı bu silahlar Türk milletine ve Türk silahlı kuvvetlerine karşı kullandı. Bu süreçten artık ders aldık. Bu sürecin tekrar edilmemesi, aynı şekilde olumsuz yönde tekrar üretmemesi için bütün hassasiyetlerin göz önünde bulundurması lazım. Bu en önemli meseledir.”
‘Sadece silah bırakmak yetmez’
PKK’nın silah kullanmasının dışından farklı illegal faaliyetleri olduğunu belirten Terör Uzmanı Muğlu bunların da bitirilmesi gerektiğini belirterek şöyle konuştu:
“Sadece silah bıraktık, kongre yaptık, feshettik demekle olmuyor. Açıklamada YPG gündeme gelmedi. YPG bununla ilgili PKK'nı yapmış olduğu kongreyi destekleyip ve kendisi de böyle bir girişim var olduğunu duymadık. Oysa terörist başı bütün birleşenlerin silah bırakması gerektiğini söylemişti. PKK terör örgütünün birleşenleri şeklinde bir cümle kullanmıştı. Terörsüz Türkiye sürecinin başladığı zaman bu şekilde dile getirilmişti. Bunlar da çok önemli. Bunları da yaparken devlet politikası üzerinden hareket ederek inşallah PKK, YPG terör örgütlüğünü ve diğer birleşenlerin tamamını da içine kapsayacak şekilde feshetmesi lazım. Birkaç gün önce Dışişleri Bakanımızın açıklaması vardı. Gayri meşru, gayri nizami dedikleri işte bunun içinde kim var bugün PKK dünyanın en büyük uyuşturucu baronu yani PKK silah bırakırken terörizmi bırakıp, silah baronluğunu, uyuşturucu baronluğunu bırakacak mı? Ya da insan kaçakçılığını bırakacak mı? Bu birleşimlerin tamamının kontrol edilmesi lazım ve bu konuda da hassasiyetle bakılması lazım. Teslim etmekle olmuyor ya da silah teslim etmekle teslim olmuyor. Bir an önce saymış olduğumuz veya aklımıza gelmeyen birçok şeyin de topyekun bitirmesi lazım.”