TÜRKİYE

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan: İsrail dahil hiçbir ülkeyle çatışmaya niyetimiz yok

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, canlı yayında Gazeteci Hande Fırat'ın sorularını yanıtladı. Bakan Fidan, güncel dış politika meseleleri ve Türkiye'nin uluslararası ilişkilerdeki pozisyonuna dair önemli değerlendirmelerde bulundu.
Sitede oku
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, CNN Türk'teki açıklamalarında Türkiye'nin Suriye politikasına ilişkin önemli mesajlar verdi.
Suriye hakkında değerlendirmelerde bulunan Bakan Fidan ''Türkiye olarak Suriye'de sadece İsrail'le değil, herhangi bir ülkeyle çatışma niyetimiz yok. Suriye bağımsız bir ülke ve artık yeni bir Suriye ile karşı karşıyayız. Bu Suriye'nin kendi savunma politikasını, kendi dış politikasını, kendi bölgesel işlerini, kendisini dizayn etmesine izin vermek gerekiyor. Niyet okuyucu yaklaşımlarla bir takım ön alıcı tedbirler geliştirmeye çalışmak, İsrail'in yaptığı gibi provokatif oluyor. Bizim özellikle bölge ülkeleriyle, Ürdün'le, Irak'la, Lübnan'la bir araya gelerek Suriye'nin de dahil olduğu kurduğumuz platform, DEAŞ ile mücadele başta olmak üzere güvenlik sorunlarını mercek altına alan bu platform gerçekten çok işe yarıyor. Bu aslında özgür egemen Suriye'nin kendi istekliliğiyle, bölge ülkeleriyle bir araya gelerek uzun yıllardır kurmaya başladığı ilk ciddi platform'' açıklamasında bulundu.

'Suriye'de çatışma niyetimiz yok'

Türkiye'nin Suriye politikasına ilişkin önemli mesajlar veren Dışişleri Bakanı Hakan Fidan İsrail'le olası çatışma iddialarına şu yanıtı verdi:
Şimdi böyle bir durum varken İsrail'in bölgedeki yayılmacı bir takım emellerini kullanarak Suriye'de provokasyon çıkarmaya çalışması kabul edilebilir bir konu değil. Yani Suriyelilerin buna ortaya koyduğu bir tavır var. Bizim Türkiye olarak tekrar ediyorum, sadece İsrail'le değil, bölgede ilişkin bir ülkeyle Suriye'de çatışma niyetimiz yok. Ama Suriye'nin tekrar Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edecek bir iç karışıklığa, bir operasyona, bir provokasyona maruz kalmasını da izleyemeyiz. Ona da sadece bakmakla yetinmeyiz. İsrail'in şu anda yürüttüğü operasyonlar her zaman söylediğimiz gibi ne Suriye'nin güvenliğine, ne İsrail'in güvenliğine hizmet eder operasyonlardır. Bu uzun vadede Ortadoğu'da çok daha fazla istikrarsızlık ve güvensizliğe sebep olur. Dolayısıyla bizim Türkiye olarak ön alıcı, diplomatik ve diğer tedbirlerle bu sorunu daha başlamadan belli bir noktada söndürmemiz gerekiyor.

'Her şey çok yeni başlıyor'

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ''Suriye ile bizim birçok alanda iş birliğimiz var ve Suriye'de de yeni hükümet daha yeni kuruldu. Bürokrasiyi daha yeni toparlıyorlar, ordusunu daha yeni bir araya getiriyor. Her şey çok yeni başlıyor. Bu yeni hükümetin halkına temel hizmetleri götürmesi, ticaret, bankacılık, ekonomi, altyapı, üst yapı birçok alanda atması gereken adımlar var, verilmesi gereken hizmetler var. Türkiye bu konuların hepsinde ideal bir ortak olma, dost olma konusunda Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu gibi büyük bir niyet taşıyor, ciddi bir kapasitesi var. Suriye gerçekten Türkiye'nin desteğiyle birçok sorunlarının üstesinden gelebilecek durumda. Önce niyetimiz var, sonra kapasitemiz var, sonra vizyonumuz var. Bütün bunun üçü birleştiği zaman bir dosta daha faydalı sizden başka kimse olamaz. Bunu da Suriye'deki yönetim biliyor, bölgedeki ülkeler biliyor. Bizim Suriye'ye getirmeye çalıştığımız anlayış gerçekten istikrara dayalı, refaha dayalı bir anlayış. Bunun içerisinde belli miktar güvenlik işbirliği olur, bunlar terörle mücadele çerçevesinde olur dediğim gibi biz baştan beri terörle mücadeleyi bir bölgesel sorun ilan ettik, bununla ilgili gerekli girişimleri başlattık'' ifadelerini kullandı.

'Ankara'da bir toplantı düzenlendi'

DEAŞ'la mücadele hakkında konuşan Bakan Fidan ''Daha dün Ürdün'de yaptığımız bakanlar düzeyindeki toplantının devamı niteliğinde teknik düzeyde Ankara'da bakanlığımızın ev sahipliğinde bir toplantı düzenlendi. Atacağımız bu sefer somut adımlar nasıl olacak, bir operasyon karargahı nasıl olacak, nasıl hayata geçecek, hangi aktör ne kadar görev alacak, DEAŞ ile nasıl mücadele edecek bunların adımlarını atıyoruz. Şu anda Suriye'nin ihtiyacı olan birçok alanda Türkiye'nin tabi ki destek vermesi doğaldır karşılıklı anlaşmalar çerçevesinde. Yani eğer Suriye kendisi güvenliğiyle ilgili bir sıkıntı görür, bununla ilgili bir bölgesel anlaşma yapmak isterse herhangi bir ülkeyle, ya da onu kendi bilecekleri şey'' açıklamasında bulundu.

'Teker teker tahrip ediyor'

İsrail'in Suriye'de ordunun kullanabileceği noktaları teker teker hedef aldığını açıklayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan şöyle konuştu:

İsrail baştan beri bakarsanız, son 3.5-4 aydır sistemli bir şekilde 8 Aralık'tan itibaren Esad ülkeyi terk ettiği günden itibaren çok sistemli bir şekilde düzenli bir ordunun kullanacağı ne varsa hedef aldığını görüyoruz. Bir ordunun kullanacağı ne kadar uçak, helikopter, gemi, hava savunma üstü, radar üssü teker teker tahrip ediyor. Yani yeni gelen yönetime, silahlı kuvvetlere hiçbir şey bırakmama konusunda bir strateji belirlemiş durumda ve bunu da adım adım geliştiriyor. Yerlerini biliyor, muhtemelen yerleri önceki rejim tarafından da giderken bunlara da verilmiş olabilir. Kardeşinin olduğu iddiası var. Bunlar da mümkün. Bunlar istihbarat edip geliştirme faaliyetleri, aşinası olduğumuz konular. Bunun çok sistemli bir şekilde yapıldığını görüyoruz zaten. Biliyorsunuz önceden Esad varken İsrail bu operasyonları İran'ın ve Şii milislerin altyapısına yönelik yapıyordu sürekli son 3 yıldır. Şimdi Esad gittikten sonra yeni hükümetin eline bu türden yeteneklerin kalmaması için çok sistemli bir hareket gösteriyor. Şu anda yeni hükümet daha büyük bir sorun kümesiyle baş başa olduğu için bu konulara yönelik açıktan şu ana kadar bir tepki koymadı. Ama tekrar ediyorum yani bu türden tavırlar, hareketler, saldırılar bölgeyi provokasyona açık hale getirir.

'Biz buna seyirci kalamayız'

Çatışma konusuna değinen Bakan Fidan ''Biz bize saldırmayan hiçbir ülkeyle açıktan saldırmayız. Başka bir ülkeyle ilgili konuya geldiğimiz zaman da orada istikrarsızlık çıkmaması önemli. Komşu olan bir ülkede bize de etkisi dokunacak, zararı dokunacak bir istikrarsızlık alanı çıkıyorsa orada biz buna seyirci kalamayız. Bununla ilgili atılması gereken başta diplomatik adımlar olmak üzere adımlarımızı atarız'' dedi.

'Amerika'nın Netanyahu'ya bir ayar vermesi gerekiyor'

Fidan, ABD'nin Gazze konusunda Netanyahu'ya ayar vermesi gerektiğini belirterek aralarında patronluk tartışması olduğunu şu şekilde ifade etti:

Gazze'yi, Filistin sorununu esas alan bir Orta Doğu perspektifine baktığımız zaman Amerika'nın Netanyahu'ya tabiri caizse bir ayar vermesi, bir çerçeve çizmesi gerekiyor. Çünkü biliyorsunuz bir önceki yönetim Biden yönetimiydi. İsrail'in politikalarına kayıtsız destek verdiği için hem Amerika'nın ağır bir meşruiyet kaybına, kredi kaybına hem de Amerika'nın temsil ettiği uluslararası sistemin, başta batı medeniyeti diye tanımlanan siyasal ve normatif çerçevenin erozyonuna sebep oldu. Trump'ın ekibi bunu gözlemliyor. Trump iktidara gelirken hem Filistin'de hem Ukrayna'da savaşları sonlandırmayı ve küresel manada yeni bir savaş başlatmamayı vadederek geldi. Şimdi bu noktada hem Ukrayna'da bir hız kazanıldığını görüyoruz hem de Gazze'de gelir gelmez bir adım attı biliyorsunuz. Umarız ikincisi de gelir. Çünkü birinci aşama olmuştu, ikinci aşama olmadı. Burada İsrail'de bir çerçeve çizilmesi gerekiyor. Bu bir iktidar savaşı kendi aralarında. Bu bir bölgesel savaşın da ötesinde. Patron kim savaşı. Amerika verdiği askeri yardımlar, para ve siyasi destek ve BM'deki durumu üzerinden mi patron olacak? İsrail ve Yahudi lobisi Amerikalı siyasetçilere içeriden verdikleri destek üzerinden mi patronluk yapacak? Şimdi bu bir iç mücadeledir böyle tanımladığınız zaman. Yani burada artık bunun adının konması gerekiyor. Sayın Trump'ın liderlik özelliğiyle baktığınız zaman burada bu konuda aşırı hassas olduğunu görüyorsunuz. Burada Siyonizme sempatisi vardır, İsrailli destekler, etraftaki insanlar da gerçekten o yönde seçilmiş, atılmış insanlardır vs. Ama günün sonunda şunu da duymak istemez, ya bu da İsrail'in adamı çıktı, yani o ne derse onu yapıyor, bunu duymak istemez herhalde. Bu kadar dünyayı karşısına alan bir insan herhalde Netanyahu ile hesaplaşmaktan kaçınmayacaktır diye düşünüyorum.

İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkiler

İsrail ile Türkiye arasındaki ilişkilerde ABD'nin rolü hakkında konuşan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ''Cumhurbaşkanımızın karar vereceği onun düzeyinde olan bir konu. Ama dış politikayı koordine etmekten, onun çizdiği vizyonu hayata geçirmekten sorumlu bakan olarak, benim değerlendirmem şu olur, dış politika girdisi olarak, burada bizim birinci önceliğimiz, dediğim gibi bölgede herkes kendi güvenlik hedeflerini yerine getirirken kimsenin kimseyle çatışmaması. İsrail'in bir takım güvenlik hedefleri var, Amerikalıların bir takım güvenlik hedefleri var, bizim bir takım güvenlik hedeflerimiz var, Iraklılar var, Ürdünlüler var, Suriye alanı için mesela konuşuyorum, Irak alanında yürüyen konularımız var. Irak alanında yıllardır operasyon yapıyoruz, orada bizim dışımızda da askeri usuller olan yapılar var. Bütün bunların hepsiyle bir çatışmasızlık mekanizması kurarak, yani ben burada operasyon yapıyorum ama senin güçlerinle de karşı karşıya gelmeyeceğim, benim hedefim belli, sistemi kuruyoruz. Şimdi Suriye'de de biz bir takım operasyonları yaparken, gerek havadan gerek başka türlü, burada o bölgede uçak uçuran İsrail'le belli bir noktada çatışmasızlık mekanizması, tıpkı Amerikalılarla yaptığımız gibi, Ruslarla yaptığımız gibi olması gerekiyor. Suriye'de bizim Ruslarla, bu çok yoğun çalıştırılmıştır, Rusların daha etkin olduğu dönemde, Amerikalılarla, daha sonra İranlarla çatışmasızlık mekanizmamız vardı. Şimdi bu mekanizmaya aslında bir noktada İsrail'in de eklenmesi gerekiyor. Bunu temin edici tabii ki teknik yüzeyde temasların olması normal'' şeklinde konuştu.

İsrail'le normalleşme olur mu?

Türkiye-İsrail normalleşmesi konusunda Bakan Fidan, Cumhurbaşkanlığı kararının net olduğunu Gazze'de ateşkes sağlanıp insani yardımlar başlayana kadar olmayacağını belirterek şu ifadeleri kullandı:
Bizim prensipte mutabık kaldığımız, irade koyduğumuz, onay verdiğimiz husus eğer bir faaliyet yaparken bölgedeki aktörler, sadece İsrail değil, tekrar ediyorum, orada Rus askeri üssü var, Amerikalılar var, güneyde Ürdünlüler var, doğusunda Irak askeri usulleri var. Bunların hepsiyle bir çatışmasızlık, yani bir koordinasyon mekanizması içerisinde olmak, askeri operasyon yapılırken atılması gereken adımlardan biridir bu zaten. Yani bu İsrail için geliştirilmiş özel bir yöntem değil. Normalleşme konusunu şöyle izah etmek lazım. Yani Suriye üzerinden Türkiye-İsrail normalleşmesini ve normalleşmemesini tanımlamak şu an itibariyle büyük ölçüde eksik bir konu. Zaten Cumhurbaşkanımızın iradesini o şekilde ortaya koydu. Biz ticari ilişkiyi kesiyoruz, Büyükelçimizi geri çekiyoruz, Gazze'de ateşkes sağlanıp, insani yardımlar başlayana kadar.

Trump - Erdoğan görüşme yapacak

ABD ve Türkiye ilişkileri hakkında konuşan Bakan Fidan ''Bizim Suriye'de vatandaş olarak kaybımız yok. 8 Aralık'tan itibaren alt yapı ve üs yapı düzenli orduya ait vuruluyor. Bizim deklare ettiğimiz üs bölgemiz yok. Suriye'ye biraz saygılı olmamız gerekiyor. Onların da değerlendirmeleri duruşları önemli. Trump, Cumhurbaşkanımıza saygı duyuyor. Cumhurbaşkanımızla kendisi arasında özdeşlik kuruyor. Bizim liderimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu başarılar, küresel lider oluşu, Trump gibi gerçek liderlik hususunda hassasiyet gösteren biri için örnek oluşturuyor. Cumhurbaşkanımızın da kendisine yönelik teveccühü var. Liderlerin irade beyan ettiği bir konu. Ne zaman ve nerede olacağını şu an itibariyle konuşuyoruz. Mümkün olan en kısa zamanda gerçekleşecek'' dedi.

CAATSA yaptırımları kalkacak mı?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, F-35 programı ve CAATSA yaptırımlarına ilişkin şöyle konuştu:

Trump ve Cumhurbaşkanımızın görüşmesinden sonra başlatılan bir hareketin ivme kazandığını düşünüyorum. CAATSA bir kanun. Kanunda bir takım şeyler yapılması gerekebilir. Bu konuda hukukçular çalışıyorlar. ABD'deki yeni yönetim konuyu çalışıyorlar. Bizim F-35 ile ilgili başlamış bir sürecimiz vardı. Şu ana kadar kazanılmış olan hakkımız olan konular var. Belirli firmalarınız burada üretimin parçası olmuş, onlar çıkarılmış. 2. süreç ise devam edecek miyiz, ne kadar devam edeceğiz buna bakılacak. Hava Kuvvetleri'nin bizlerin de katkısı ile oluşturacağı tehdit durumu verisinden sonra Cumhurbaşkanımıza sunulur. CAATSA'ya takılan yatırımlarımız da oluyor. Bazı ana malzemeleri yedek parçaları mühimmatı dışardan alınıyor, bunların içinde ABD'de de var.

'Tavsiyemiz Suriye'ye dikkatli olmaları'

PKK'nın kendini feshetmesi gerektiğini belirten Bakan Fidan ''Her şey kamuoyunun önünde gerçekleşiyor. Çağrı yapıldı, bu çağrıya ne cevap verileceğine bakılıyor. Biz devlet olarak biz hiçbir zaman güvenliğimizi kimsenin alacağı karara bırakmayız. Milletimiz bunu bilsin, bizim askeri faaliyetlerimiz hep bu doğrultuda devam eder. Biz elbette bu meselenini sulh ile çözülmesini isteriz ancak diğer seçeneklere de hazırlıklıyız. Türkiye içerden bir hamle yaptı, dışarından da hamle yapmaya çalışanlar olacaktır. Örgüt kendini kullandırmaya ne kadar müsade edecek bunlar ayrı okuma alanları. Suriye hükümeti çok yeni bir hükümet. Biz iktidara geldik her şeyi halledeceğiz olmuyor gerçekler başka. Uzattığınız sürece bunu risklere açık hale getirirsiniz. Örgütün her zaman için anlaşıyor gibi gözüküp, anlaşmama, müzakereleri kendi ajandasını ilerletme olarak kullanması hafızada. Bunlar bizim sürekli şahit olduğumuz hareket tarzı. Buna yönelik tavsiyemiz Suriye'ye dikkatli olmaları, hassas ve titizlikle çalışmaları'' dedi.

Ukrayna-Rusya krizi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ukrayna-Rusya krizine ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunarak şöyle konuştu:
Trump yönetiminin attığı bazı adımlar sonucunda süreçte olumlu gelişmeler yaşandı. Ukrayna ve Rusya'nın savaş yorgunluğu içinde olduğunu görüyoruz. Şu an yüksek adrenalin nedeniyle kayıpların farkında değiller. Ancak savaş durduğunda gerçek kayıpları görecekler. Öncelikle ateşkese ulaşılması gerekiyor. Rusya ve Ukrayna'nın bu konuda görüşleri bulunuyor. Bu tartışmalar yeni başladı. Uzun süredir devam eden bu savaşta taraflar birbirlerinin pozisyonlarını yeni anlıyor. Bu konuda en fazla fikir ve tecrübeye sahip ülke biziz. Bu bilgileri ilgili taraflara aktarıyoruz. Cumhurbaşkanımızın da bu konuda önemli telkinleri var. Cumhurbaşkanımızın genel bir çerçeve ilkesi bulunuyor. Her iki tarafın da mutabık kaldığı bir ateşkes durumunda bize bir rol düşerse, bu rolü üstleniriz. Ancak her iki tarafın mutabakati şart. Zaten belli bölgelerde gözlemci konumundayız. Burası bizim bölgemiz. Buradaki barışa katkı sağlamayacağız da neye katkı sağlayacağız? Altın kural, her iki tarafın mutabakatıdır. Bu süreç kolaylaştırılıyor. Mutabakat içinde ateşkesin nasıl gözetleneceği de önemli bir husus. Tarafların mutabık olduğu konularda katkı sağlamamızı zaten kabul edeceklerdir. ABD'nin Ukrayna'daki önceki tutumu, savaşın sürükleyicisi konumundaydı. Avrupa ülkeleri de ABD'nin arkasından gidiyordu. İngiltere ve Fransa, ABD'nin çekilmesiyle oluşan boşluğu doldurmaya çalışıyor. Çünkü Trump artık onlar gibi düşünmüyor. Hatta Rusya ile ilişkilerini ilerletmeye çalışıyor.

'Manda lafı devlete hakarettir'

CHP lideri Özgür Özel'in manda ve cunta sözlerine cevap veren Bakan Fidan ''Yıllardır bu ülkede siyasette belli bir dilin kullanıldığını görüyoruz. Çok ağır eleştiriler var, bunun bir sınırı var. Bunlar yapılıyor, ediliyor, oy için yapılıyor, yıpratmak için yapılıyor bir noktaya kadar. Ama bazı şeyler var ki bu artık ağır şekilde gayretimize dokunuyor. Yani mandacı demek. Ben bunu duyduğum zaman birden bire benim bu vatanın bağımsızlığı ve güvenliği için kendi ellerimle seçip göreve gönderip bir daha geri dönmeyen çocuklar geldi aklıma. Ben bunu taşıyamam. Bu ülke yıllardır askeriyle, istihbaratçısıyla, polisiyle, siviliyle, örgütlerin içerisindeki elemanlarıyla kimsenin görmediği, bilmediği muazzam bir savaş veriyor bu ülkeyi bağımsız tutmak için, ayakta tutmak için. Bir manda peşinde olsaydı Cumhurbaşkanımız ne bu kadar ekonomi krizimiz olurdu, ne siyasi krizimiz olurdu. Her şey tıkır tıkır giderdi. Biz bağımsızlık peşinde olduğumuz için bir takım sorunlarla karşılaşıyoruz. Elhamdülillah üstesinden de geliyoruz. Kendi kendimize bunları yürütüyoruz. Biz Amerika ile saygı içerisinde bir ilişki, karşılıklı menfaatle dayalı eşit ilişki içerisindeyiz. Bütün ülkelerle olduğumuz gibi ama bunu duymak gerçekten ağır bir konu. Bu eleştirinin ötesinde bu devletin tarihine ve bekasına yapılmış bir hakaret. Devlet olarak benim bunu taşımam mümkün değil. Bu manda lafını tarihin çöplüğünden çıkartıp bugüne taşımak başka bir psikolojinin ürünü. İktidar hırsıyla ne yaptığını bilmeyen, herhangi bir kutsalı tanımayan bir zihnin ürünü. Yani bazı konular kullanılmaz, bazı ifadeler kırmızı çizgidir. Bu ülkenin bir haysiyeti var, namusu var, şerefi var. Siz bu ülkeyle bu şekilde konuşamazsınız'' açıklamasında bulundu.
POLİTİKA
Dışişleri Bakanı Fidan: Türkiye Suriye'de İsrail ile karşı karşıya gelmek istemiyor
Yorum yaz