ANKARA FARKI

CHP’li Yılmaz Ateş: CHP’nin olağanüstü kurultaya tek adayla gideceğini düşünüyorum

Eski TBMM Başkanvekili Yılmaz Ateş, 6 Nisan’da gerçekleşmesi planlanan CHP’nin olağanüstü kurultayına yönelik konuştu. Ateş, Ekrem İmamoğlu’nun aday olmasını ‘zor’ olarak görürken CHP’nin olağanüstü kurultaya tek aday olarak Özgür Özel ile gideceği görüşünde.
Sitede oku
Radyo Sputnik’te yayınlanan İsmet Özçelik’le Ankara Farkı programına Eski TBMM Başkanvekili ve CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş konuk oldu. Ateş, programda şu mesajları verdi:

‘Parti ciddi bir mücadele içindeyken başka biri aday olarak çıkmaz’

“Sayın Özgür Özel Olağanüstü Kurultay kararını açıkladığı an ‘Ben genel başkanlığa tekrar adayım’ dedi. Demek ki bir adayımız var. Başka aday bu koşullar altında biraz zor çıkar gibi geliyor. Parti ciddi bir mücadele ile karşı karşıyayken birinin çıkıp aday olması çok zor görünüyor. Ama olmayacak diye de bir şey yok, sürprizlere alışkınız.”

‘Belediye başkanları örgütten elini çekmeli’

“Dost acı söyler diye bir deyim vardır. CHP’nin temel sorunu belediye başkanlarını parti tüzüğü kapsamına alamamasıdır. Bu büyük bir sorun. Bir başka sorunumuz Türkiye’deki demokrasi giderek mutlak monarşiye dönüşüyor. Kim başkansa her şeyi o belirliyor. Belediye başkanlarının bu örgütü belirleme hastalığından vazgeçmeleri gerekir. Bunların elini eteğini örgütlerin elinden çektirmemiz gerekir. Bunu yapmadığımız sürece CHP’nin başı beladan kurtulmaz. Belediye başkanları özgürce oyunu kullanabilir, herhangi bir adayı da destekleyebilir ama ‘Ben şu genel başkanı beğenmiyorum. Buna karşı örgütleniyorum, bunu değiştireceğim. Onun için de uygun delege belirleyeceğim, delegelerime talimat vereceğim’ gibi bir hastalığı CHP’nin içinden söküp atmamız gerekir. Bunu söküp atmadığımız sürece CHP’nin başı dertten kurtulmaz.”

‘Türkiye’nin gündemi meşgul ediliyor’

“İstanbul’da olan olayın birçok boyutu var. Türkiye çevresinde bu kadar sorun yaşarken, kendi içinde çok ciddi sorunlar ile uğraşırken, bugün emeklinin, asgari ücretlinin, çektiği sıkıntıyı tarif etmemize gerek yok, bunlar varken, Türkiye’nin ulusal birliğini tehdit eden çok ciddi gelişmeler olurken muhalefetin bu konuda bir çatışmaya girmesini anlamakta da anlatmakta da zorluk çekiyoruz. Türkiye bu kadar sorunun içindeyken seçimlere daha 3 yıl varken nereden çıktı bu cumhurbaşkanlığı aday adaylığı, nereden çıktı bu ön seçim, nereden çıktı bu diploma krizi? Ne oluyoruz? Türkiye’de ana muhalefetle iktidar birbiriyle didişirken bir bakıyorsunuz ki Güneyimizde bizim ulusal bütünlüğümüzü tehdit eden bir gelişme oluyor ve bu maalesef Türkiye’nin gündeminde yer alamıyor. Türkiye’nin önceliği İmamoğlu değil.”

‘İç cepheye bomba kondu’

"Terör örgütünün kurucusu ‘Ben örgütümü lağvediyorum, lağvetmeye çağırıyorum’ dedi. Bunlar bocalarken bir anda iktidarla muhalefet arasında İstanbul olayı patlak verdi. Ondan sonra terör örgütünün tavrı değişti. Şartsız, koşulsuz deniyordu, şimdi önümüze neredeyse konulmayan şart kalmadı. Türkiye ciddi bir krizin içine sürükleniyor. Kendi iç didişmesinden komşularımızda, bölgede, dünyada meydana gelen gelişmeleri izlemekten uzak kalıyoruz. Ona göre Türkiye’yi yeniden yapılandırma girişimine giremiyoruz. Bu işin başlangıcı ‘terörsüz Türkiye’ydi. Gerekçe neydi? ‘Kendi iç cephemizi güçlendirelim. Çevremizde bu kadar olaylar oluyor, bunlar Türkiye’nin güvenliğini tehdit ediyor. Bunlar Türkiye’ye saldıracaklar’ gibi gerekçeler vardı. O nedenle ‘iç cepheyi bütünleştireceğiz’ dendi. Tam tersine iç cephemize bomba kondu.”

Yorum yaz