ABD Senatosu İstihbarat Komitesi’nde yapılan oturumda yıllık rapor sunan ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü, belgede Suriye’nin batısında yapılan katliamlardan yeni iktidar güçlerini ve cihatçı örgüt unsurlarını sorumlu tuttu.
Raporda, “HTŞ (kendi kendini fesheden Hayat Tahrir Şam) liderliğindeki geçici hükümetin silahlı kuvvetleri, (kendi kendini fesheden terör örgütü) Hurras ed-Din ve diğer cihatçı grupların unsurlarıyla birlikte Mart 2025 başlarında Suriye'nin kuzeybatısında öncelikle dini azınlıkları hedef alarak, Alevi ve Hristiyan siviller de dahil olmak üzere binden fazla kişinin ölümü ile sonuçlanan şiddet eylemleri ve yargısız infazlar gerçekleştirdi” ifadelerine yer verildi.
Rapora göre Suriye’deki iktidar değişikliği, ülkede uzun süreli istikrarsızlığa yol açacak koşullar yaratarak, IŞİD'in ve ‘diğer İslamcı terör gruplarının’ yeniden canlanmasına katkıda bulunabileceği vurgulandı.
Raporda ayrıca bazı cihatçı grupların yeni hükümet güçlerine katılmayı reddettiğinin, IŞİD’in ise muhtemelen Suriye geçici hükümetine karşı silahlı mücadele başlatmayı planladığının altı çizildi.
Suriye’de, geçen yılın Kasım ayında, silahlı muhalif oluşumlar Suriye ordusunun mevzilerine yönelik geniş çaplı saldırıya geçmişti. Silahlı gruplar, 8 Aralık günü başkent Şam’a girmişti. Beşar Esad, devlet başkanlığından istifa ederek ülkeyi terk etmişti. 10 Aralık’ta ülkede geçiş hükümetinin kurulduğu ilan edilmiş, yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şara, 29 Ocak'ta 5 yıla kadar sürebilecek geçiş dönemi için Suriye Cumhurbaşkanı ilan edilmişti.
Suriye’nin özellikle Lazkiye ve Tartus kentlerinde yaşanan şiddet olayları 7 Mart Cuma günü aniden yükselerek başta sosyal medya olmak üzere dünya gündemine oturmuştu.
Başta 'Alevi, Durzi ve Hristiyan oldukları öne sürülen azınlıkların topluca öldürülme' görüntüleri olduğu belirtilen videolar, sosyal medyada yayılmıştı.
Başta 'Alevi, Durzi ve Hristiyan oldukları öne sürülen azınlıkların topluca öldürülme' görüntüleri olduğu belirtilen videolar, sosyal medyada yayılmıştı.
Öte yandan yaşanan şiddet olayları, bir kez daha ABD ile Avrupa Birliği arasındaki ayrılığı ortaya koymuştu. Nitekim olaylar, ABD basınına ‘Alevilerin ve Hristiyanların HTŞ tarafından topluca öldürüldüğü’ şeklinde yansımış, ABD Dışişleri Bakanı Rubio, 'ABD azınlıkların yanındadır' açıklamasını yapmıştı. Avrupa Birliği Dış ilişkiler Servisi ise olayları “Esad yanlısı unsurlar tarafından gerçekleştirildiği bildirilen son saldırılar” ifadeleriyle ele almıştı.