“O dönemde 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’u çıkarttık. Sonra değişti ama hemen hemen aynı. Sonra Tüketicinin Korunması Kanunu çıktı. Ondan sonra Avrupa Gümrük Birliği’ne girdik. Derneğimi de tüketicinin de rekabetin de korunması için bu isimle kurdum. Peki rekabet kanunu ve tüketici kanunu neden birlikte hazırlanıp uygulanmalı? Örnek verelim. Cezaları görüyorsunuz. Ticaret Bakanlığı, birçok firmaya ceza kesiyor. Ama tek başına tüketiciyi koruma kanunuyla tüketici korunamaz. Mesela bir şirket ürünlerine eşek eti, domuz eti karıştırmış. Ceza verip şirketin adını koyuyorsunuz listeye. O da adını değiştirip yeni bir firmayla geliyor. Men ediliyor ama yine karşınıza çıkıyor. Rekabetin de korunması sağlanacak ki bu tür şirketler, piyasadaki rakipleriyle işbirliği yapamayacak. Ege Bölgesi’ne birisi satsın, diğeri Marmara’ya satsın. Fiyatları birlikte artırsınlar. Yeni üreticilerin piyasaya girmesini engelleyip marketlere baskı yapsınlar. El mahkum marketler bunlardan alıyor, yeni aktörün sektöre girmesi engelleniyor. Fiyatları birlikte manipüle ediyorlar. Stok yapıyorlar. Elektronik ve otomotiv sektöründe de bunu çok görüyoruz. Rekabeti koruma kanunları işte bunlara engel olarak tüketiciyi koruyabilir.”